Devlet yapısı içinde bulunup da devletine ihanet eden ve güç durumda kalması adına üstü örtülü de olsa elinden geleni ardına koymayan iyi niyet yoksunu amir, memur ve her türden hizmetlinin içinde bulunduğu bir devlet anlayışının başarılı olma şansı var mıdır!
Bütün bu sıkıntıları giderip taşları yerine oturtmadıktan gayrı, hiyerarşide verim nasıl sağlanır…
Böylesi sıkıntılara yönelik bilgiler alırım Ankara’ya her gittiğimde ilk ağızdan…
O zaman aklıma gelir ülkemde işlerin kolay olmadığı ve olmayacağı…
Neredeyse devletin her kademesinde böyle olumsuzluklar yaşanıyor, giderek azalsa da günümüzde…
Hak etmedikleri makam ve mevkilere gelen iyi niyet yoksunu yetkililer, kendilerine bu imkânı sağlayan güce karşı olan vefa (!) borcunu yerine getirmede ellerinden gelen her imkânı ve dahi fırsatı kullanıp mevcut iktidarı halkın gözünden ve gönlünden düşürme görevini yerine getirmekten gayrı bir şey düşünmezler…
Ülkemizdeki idari hiyerarşi işte böyle bir akrebin kıskacında…
Bu doğrultuda hala konumlarını muhafaza eden kripto yetkili ve etkililerin olduğu şüphe götürmez bir biçimde bilinir bilinmesine de ayıklanmalarını gerçekleştirmek sanıldığı gibi hiç de kolay değil, böyle giderse olmayacak da…
Yarım asra yaklaşan bir sürede sinsi bir çalışmanın ürünü haline gelen ve devletin her kademesine sızmış bir paralel yapının etkin olduğu bir yönetimde her olumsuzluğun devlete fatura edilmesinin önüne etkin ve hızlı bir şekilde geçilemiyor ne yazık ki…
Bu uygulama günümüzde üstü örtülü bir şekilde ve dimdik ayakta…
Yapılan ve toplumda infial uyandıran olumsuzlukların ülkenin her köşesinde birbiri ardına patlaması hayra alamet değildir sanırım…
Bu doğrultuda titiz bir araştırma ve etkili önlemler alınması artık kaçınılmaz hale geldi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi içinden çıkılması zor bir durumla karşı karşıya ülkemiz…
Deniliyor ki at izi ile it izinin birbirine karıştığı ortamlarda sıkıntı büyük…
Devletle olan ilişkilerinde her eksikliğin ve yanlışlığın doğurduğu sancının tek suçlusunu mevcut yönetimde arayan halkın tepkisi giderek artarken bir yandan, diğer taraftan işin iç yüzünün yavaş da olsa ortaya çıkması ile bir nebze de olsa hız kesmesi sıkıntı ve sorunların asla ve kat’a ihmale gelmediğini göstermesi yönüyle önemli olsa gerek…
Ülkenin çeşitli bölgelerinde ve son olarak ilimizde meydana gelen gıda zehirlenmesini sıradan bir olay olarak karşılamak sanırım son derece yanlış olur…
Bu konuda İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü, ilgili yerlere adli ve idari açıdan soruşturma başlatılması adına gerekli müracaatlarda bulunmuş…
Yani öyle sanıldığı gibi olay basit bir şekilde geçiştirilecek gibi görünmüyor…
309 kişinin etkilendiği bir zehirlenme olayı üzerine gidip sonucu almak adına gereken atılımları yapan Doç. Dr. Aziz Öğütlü işin peşini bırakacağa benzemiyor…
Biz bu olaydan dolayı tedavi gören tüm hastalara geçmiş olsun dileğiyle şifa çiçeği “ıtırlar”, olayı gerekli mercilere taşıyıp iç yüzünün ortaya konulması adına gayret gösteren İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü’ye ise istedim ki “beyaz güller” gitsin…