Bizim kuşak 1960 darbesini, 70 ayaklanmalarını, 80 darbesini, 28 Şubat’ı yaşadı…
Aralarda nice “balans ayarlarına, sabotajlara” tanık oldu...
15 Temmuz darbe girişimi, bunlardan çok farklı…
İnanın hiç biri bu denli acımasız, bu türlü insafsız ve gaddar olmadı, halka karşı…
Günlerdir yazıyorum…
Yazıyorum ki; durup düşünün, aşın zihninizin sınırlarını, yorun kafanızı ülkemizde ve dünyada olup bitenlere…
Sonra koyun elinizi vicdanınıza, dinleyin yürek sesinizi, büyük resme bakarak…
Bu korkunç ayaklanışı planlanan saat ve günden önce alelacele devreye koyup bütün planlarını alt üst eden erken hareketin sebeplerini düşünün ve bir büyük ihanetten kısa denilecek bir sürede kurtuluşun yenilmesi mümkün olmayan kahramanına yorun kafanızı…
Yaklaşık 15 yıldır içte ve dışta karşı çıkılması her babayiğidin harcı olmayan şeytani tuzaklara karşı, yanındaki ve karşısındaki teslimiyetçilerin aksine bir direniş ve kararlılık gösteren devlet başkanıyla, bu millet ne kadar övünse azdır...
Bu işin siyasetle, hamasetle, ütopyayla uzaktan yakından ilgisi yok...
Azmini, inancından, cesaretini halkından alan, kefeni sırtında yola koyulup her ayaklanışa “dur” demesini bilen bir lidere yenilgi yakışır mı hiç!
Cumhuriyet tarihinin en kanlı ayaklanışı karşısında yukarıdaki özellikleri sırtlayıp yola koyulan Cumhurbaşkanı ile ona bu kutlu davasında aynı kararlılıkla eşlik eden bir Başbakan’a sahip olmak, bırakın ülkemizi, bu inanca elleri semada dualarıyla destek olan İslam aleminin de en büyük şansı olsa gerek…
Ünlü düşünür Friedrich Nietzsche der ki, “Bazı kuşlar diğerlerinden daha yüksekte uçar .”
Darbecilerin talihsizliği, ülkemizin ise şansıdır böyle bir kuşa sahip olmamız…
Bütün bu olup bitenlerden sonra, ülkeyi selamete çıkaracak bir barış ve hoşgörü iklimine taşımak, yükseklerde uçan kuşu daha da yükseklere çıkaracaktır, hiç kuşkusuz…
Sağlam irade ve sarsılmaz moral ile zor ve karşılanması imkansız denilen sıkıntıların üstesinden gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı işte böyle zorlu bir süreç bekliyor…
Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde büyük rol oynayan, ilk şansölye Alman devlet adamı Otto Von Bismarck’ın dediği gibi, “Şimdi silah yerine öğretmen kullanmanın zamanıdır.”
Ülkemizin bundan gayri takip edeceği yol ve yöntem, böyle olmalı ki kazanılan büyük zafer daha da taçlansın...