Üstad Necip Fazıl Kısakürek doğrulup kalksa kabrinden, baksa kıyasıya kirletilen Sakarya Nehri’ne ve görse üzerindeki ölü balıkları, der miydi “Bir yanda akan benim diğer yana Sakarya…”

Sadece Sakarya Nehri değil, ülkemizin belli başlı nehirlerinin hali de benzer durumda…

Akarsularımız böyle de göller ve denizlerimiz farklı mı!

Toplumun ortak değerlerini koruma ve kollama konusunda özellikle son çeyrek asırda alınan caydırıcı önlemler ve yasalar bir ölçüde etkili olsa da henüz istenilen sonuç elde edilebilmiş değil…

Cebeci, Kerpe, Karasu gibi yazın nüfusu üç beş kat artan sahil beldelerine mavi bayrak asılırken, yaşadığımız şehre adını veren nehri koruyup kollamada, üzerimize düşen görevi yerine getiriyor muyuz sorusuna olumlu cevap vermek, bilmem ne derece mümkün olur…

Zaman zaman üzerinde yüzercesine sürüklenen ölü balıklara yol açan zehirlenmeler yetmiyormuş gibi yıllarca İzmit Körfezi’nin katili olarak şehir hayatını etkileyen SEKA’nın küçük ölçekte de olsa bir benzerinin getirilip Pamukova’da nehir kenarına kurulmak istenmesi ne derece doğrudur!

Bu konuda duyarlı kesimlerin yaptığı itirazı değerlendiren Sakarya Birinci İdare Mahkemesi, nehir kenarına ambalaj kağıdı fabrikasının kurulamayacağına hükmetmiş…

Sebep bölgenin ekip biçilmeye, yani tarıma elverişli topraklardan oluşması…

Aylar önce bu konu ilin gündemine gelmişti…

“Kapandı, bitti” diye düşünürken, yeniden çıkagelmesi için uygun bir zaman beklendiği anlaşılıyor… 

Neyse ki önceden olduğu gibi yanlış hesap Bağdat’tan değil, Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nden dönmüş bir kez daha…

Buraya kağıt fabrikası yapılamayacağına hükmedilmiş…

Kurdukları arıtma tesislerinin işletilmesini son derece masraflı bulup, arıtmayı devre dışı bırakıp, kirli atıklarını müsait zamanlarda salıveren işletmelerin olduğunu bilmeyen yok…

Pamukova’da ısrarla nehir kenarına kurulmak istenen ambalaj fabrikası nedeniyle duyulan kuşku, endişe ve sıkıntı, sanırım bu anlayıştan kaynaklanıyordur…

Geç de olsa deniz, göl ve nehirlerimizin kıymeti bilinmeye başlandı…

Bundan mutluluk duymak gerekir…

Bu konuda duyarlı olup kirliliğe yol vermeyen kararlar alan yetkililer yanında olayı gündeme taşıyıp engel olan ilimiz ziraat odasına istedim ki Bizim Bahçe’den “Orkideler” gitsin…