Sakaryaspor’un Bank Asya’ya veda etmesine iki hafta kaldı.
Talihsiz bir sezon geçiriyor yeşil siyahlılar…
Şaban Yıldırım, Timur Şahinel derken, işin başına futbol dünyamızın fenomenlerinden, Sakarya patentli Yılmaz Vural getirildi, teknik direktör olarak…
Vural Hoca’nın olaya yaklaşımı teknik direktörden ziyade, bir başkan edasıyla oluyor.
Takımın gençlerden kurulu olması, tecrübesizlik ve yeteneksizlikle birleşince, sonuçta küme düşmek kaçınılmaz hale geldi.
Ne yapıldıysa, ne verilip ne denildiyse çare olmadı, kötü gidişata…
Yılmaz Hoca, sonunda ağzından baklayı çıkardı ve aklın yolunun bir olduğunu gösterir çarpıcı bir tespitte bulundu, bizim öteden beri dillendirdiğimiz çıkış yolunu ortaya koyarak…
Sakaryaspor’u içinde bulunduğu kriz ortamından çıkarmaya şahısların ve yönetimlerin gücü de, parası da, çabası da yetmiyor.
Aksi olsaydı, iyi niyetle işe soyunan başkanlar başarılı olabilirdi.
Görülüyor ki, bu yol ve yöntemin takibi, yeşil siyahlı kulübü bir meçhule götürüyor.
O halde farklı bir proje ortaya koymak gerekir. Bu da ancak Yılmaz Hoca’nın da ileri sürdüğü gibi, Sakaryaspor’a kendini yönetecek güçlü ve donanımlı ve dahi itibarlı bir yönetim seçme şansını tanımaktan geçer, bunun da belirli şartları vardır elbette.
Yılmaz Hoca da aynı sonuca varmış.
Diyor ki,
“Transfer krizini çözemeyecek, Sakaryaspor’u sırtlayamayacak, maceracı anlayışla kimse yola çıkmasın. Güveniyorsa ve bu sorunları çözebilecekse, açıklasın projesini biz de peşinden gidelim. Aksi halde Sakaryaspor’un işi de, aşı da zor.”
Gel de katılma buna…
Öteden beri yazar, çizer ve söyleriz bundan gayri çıkış yolu olmadığını.
Güngören maçının ardından birlikte olduğumuz Yılmaz Hoca, “Ağabey bu takım nasıl kurtulacak?” dediğinde de aynı reçeteyi ortaya koymuştuk.
Anlaşılan o da bizim gibi düşünüyor olmalı ki, aynı doğrultuda konuşmuş…
Bunun dışında, “Nasıl olsa transfer çözülmüyor, deplasman giderlerini federasyon karşılıyor, biraz da ben sefa süreyim” deyip ortaya çıkmak, Sakaryaspor’a hizmet değil, ihanet olur ancak…
Yeşil siyahlıların, yaşanan bunca kriz sonrasında, ikinci bir kriz dalgasına tahammülü yoktur beyler, kendinize gelin deyip, Yılmaz Hoca’ya bu çarpıcı tespitleri nedeniyle Bizim Bahçe’den bir demet “Fesleğen” gönderelim istedik.
BU NASIL BİR ANLAYIŞ?
İstenilen şekilde olmasa da Orhan Camii meydanındaki tuvalet ve şadırvan bitirilerek hizmete sokuldu.
Tuvaletin girişine bir yazı yazılmış.
“Adapazarı Belediyesi”
İki tarafında da cami amblemi var…
Dikkatini çekmiş bir okuyucumuzun…
Fotoğraflamış…
Diyor ki,
“Yahu bu nasıl iştir. Tuvaletin kapısında iki minareli cami? Başka yer mi bulunamadı, belediyenin adını yazacak, camili amblemini koyacak? ‘Adapazarı Belediyesi’nin hizmetidir’ ibaresi yazılsa yetmez mi? Nasıl bir reklam anlayışıdır bu.”
Bakın halk nelere dikkat ediyor…
“Yazın şunu da bu ayıplı durum kalksın ortadan” diyen okuyucumuza, hak vermemek mümkün mü!
Bilmem bu duruma, Adapazarı Belediyesi’nin çelebi başkanı Dişli ne der…
Bu doğrultuda uyarıda bulunan okuyucumuza ve dikkatine Bizim Bahçe’den bir demet “Leylak” gönderelim, yanlışlık düzelmese de teselli olsun diye…
PROF. ŞİMŞEK GEZDİRMEYE
DEVAM EDİYOR
Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı, gazetemizin istikrarlı ve vefalı köşe yazarı Prof. Dr. Salih Şimşek’in konferans ve etkinlikleri bitmek bilmiyor.
Toplumun her kesimi ile ilişki içinde olan, öğrenci yurtlarında ve sivil toplum kuruluşlarında konferanslar veren seyyah akademisyenin yolu bu defa ‘kader mahkûmları’ ile dolu bir cezaevine düştü.
Gidip gördüğü, gezip gözlemlediği ilginç ülkeleri, ilginç yön ve kendine has yöntemiyle gözler önüne seren seyyah profesörün konferansını izleyenler, oraları onunla gezmiş gibi olur daima…
Bu defa da öyle olmuş…
Ferizli Cezaevi yetkililerinin talebi üzerine, kader mahkumlarına enfes bir sunum icra eden ve kendisine yöneltilen soruları cevaplayan SAÜ’nün Evliya Çelebisi’ne, gösterdiği dinamizm nedeniyle Bizim Bahçe’den “Laleler” gitsin istedik.
DR. NECMETTİN ŞAFAK’IN
MUTLU GÜNÜ
Adapazarı’nın en kıdemli hekimlerinden Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Necmettin Şafak, Cumartesi günü oğlu Yasin’i evlendirdi.
Çok sayıda davetlinin katıldığı, Arya Düğün Salonu’nda yapılan düğünde Yasin ile Baykal ailesinin kızı Huriser hayatlarını birleştirdi.
Kadim dostları Sakarya eski milletvekili Süleyman Gündüz de, eski danışmanı Yasin Şafak’ı bu mutlu gününde yalnız bırakmayanlar arasında yer aldı.
Mutluluk çiçeği “Pembe güller” gidiyor, Huriser ile Yasin’e, bir ömür boyu saadetler dileğiyle, Bizim Bahçe’den…
ATEŞALP AİLESİ’NE
PRENSES GELDİ
Kanal 54’ün dinamosu kameraman Göksel Ateşalp ile Ebru Ateşalp’in kızı oldu.
Altınova Hastanesi’nde hayata merhaba diyen Ecrin bebeğe çile dolu dünyada çilesiz bir yaşam dileğiyle “Pembe güller”, genç anne-babaya bebeklerinin gelin olacağı günü de görmeleri dileğiyle Bizim Bahçe’den “Beyaz güller” gitsin istedik.