Dini ve milli bayramlarda bir heyecan, bir coşku kaplar insanın içini…
Bayramlar her türlü dayanışmada “toplumu birleştiren çimento” özelliğine sahiptir…
Birlikte yaşanan heyecanın tadı da adı da bayram anlayışıyla birleşince güler yüzler, büyük-küçük kaynaşır, farklı bir iklim oluşur, hayata lezzet katar bayramlar, ister dini isterse de milli olsun…
Ramazan ve Kurban bayramlarında sağlanırken birliktelik çağlar boyu ülkemizde, çeyrek asırdır farklı bir anlayışla yola koyulup millî bayramları sınıfsal sahiplenme yanlışlığı içine itenler olduğunu görmek, insanı üzmüyor adeta kahrediyor…
Millî bayramlar bu milletin bütününü ilgilendirir...
Sen başka o başka kalkarsa kutlamaya ne değeri ne de heyecanı kalır…
Son çeyrek asırda istemesem de böylesi düşünceyle hareket eden gurupların oluşu, ülkemiz ve bayramlarımız adına son derece üzücü, bir o kadar da düşündürücü olsa gerek…
Bu konuda tesanüdü ve aynı doğrultuda düşünmeyi sağlayacak toplumsal bir ruha ihtiyacımız var... 
Yıllardır millî bayramları takip ederim…
İllerde en büyük mülkî amirinin davetiyle gerçekleşen kutlamaların, belli bir programı vardır…
Millî bayramların nerede ve nasıl kutlanacağı belli iken, bunun dışına çıkıp keyfi bir anlayış ile farklı bir yol ve yöntem izlenmesi ayrımcılık değilse nedir!
Toplumun kategorize olmasından, bu millet çok çekti…
Öyle olmaması adına devlet tüm gayretini ortaya koysa da ne yazık ki son yıllarda birlikteliği sarsacak tutum ve davranışlar ülke geleceği adına iyi sinyaller vermiyor…
Dünyanın ve Ortadoğu’nun hali ortada…
İslam ülkeleri esaret altında yaşamayı sürdürürken, tek ayakta kalan ülkemizde ayrımcılığa yönelik sıkıntıların geride kalması gerekir…
Batılı ünlü müsteşrik Bernard Show’un “Tarihin kaydettiği en büyük medeniyet” diye göklere çıkardığı bir koca imparatorluğun devamı olan Türkiye Cumhuriyeti üzerine oynanan oyunlar, kurulan tezgahlar ortada iken, bir de içimizde ister dini isterse de milli olsun bayramlarımıza düşürse gölge, bu ülkeye ve insanımıza yazık etmiş olmaz mıyız!
Ülkemizin yalnız bayram günlerinde değil, içinde bulunulan her sıkıntılı günde, özellikle bir operasyona yürüyen şanlı ordumuzun sınır ötesi harekatı sırasında oluşacak kolektif şuura, birliğe ve beraberliğe ve dahi en büyük silah olan duaya ihtiyacı var…
O nedenle diyoruz ki, sen-ben davasını bırakıp ister dini isterse de milli olsun toplumun çimentosu olan bayramlarımıza gölge düşmesin. Bozulmasın birliktelik…
Zira toplu vurdukça yürekler onu top sesleri sindiremez.