Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu'nun yine damarına basmışlar son oturumda.
Celallenmiş, vermiş veriştirmiş.
Medya da nasibini almış bu arada.
Ünlü bir mütefekkirin, "Ben dostluğu, beni yanlışlara götüren alkışlarda değil, doğruyu bulmama yarayan tenkitlerde ararım" sözü geldi aklıma.
Zeki Toçoğlu'na da böyle düşünmek ve böyle davranmak yakışır, bir koca başkan olarak.
Hepimizin amacı, gayesi aynı hedefe çıkar.
Derdimiz bu şehrin daha bayındır, daha cazip, daha ferah olmasından yanadır.
Hep "Ağam paşam" anlayışı insanı yanılgıya götürür, yanlışa saptırır.
Ne kadar sert olursa olsun tenkide açık olmak, başarıya açık olmak anlamına gelir.
Örneğin trafiğe yönelik tenkitler, Orhan Camii Meydanı'ndaki yanlışlar ve bunlara bağlı yorum ve görüşleri dışlamak yerine incelemeye almak, doğru olanı, akla yatkın olanı içinden cımbızla çekip almak ne kaybettirir insana...
Bunlara öfkeyle yaklaşmak, başarıyı başarısızlığa dönüştürür.
Madem bu şehirde yaşıyoruz ve elimize kalem alıp çıkmışsak meydana, eğrileri doğruları, eksikleri fazlaları, halkın duygu ve düşüncelerini duymazdan ve de görmezden gelemeyiz.
Aksi halde, mesleğe ve halka karşı görevimizi yerine getirmemiş oluruz.
Orhan Camii Meydanı'nda yapılmakta olan şadırvanın girişleri, tuvaletinkiyle eşit olsun dedik.
Yol yakınken önlem alınsın diye de uyardık.
Bunu sadece biz değil, cami cemaati ve civar esnaf da istiyor ama dinleyen yok.
Böyle yazıldı, böyle düşünüldü diye kızmak öfkelenmek, değil Zeki Toçoğlu, hiçbir başkana yakışmaz.
İstişareye önem veren bir kişiliğe ve kimliğe sahip olduğunu bildiğimiz Zeki Toçoğlu'na, halkın içerisine girmesi, esnaf ziyaretleriyle şehirde olup bitenleri öğrenmesi ve herşeyin ötesinde gönül alan bir başkan olması dileğiyle, Bizim Bahçe'den "Leylaklar" gönderelim istedik.
Üstelik, seçimin ayak sesleri de duyulmaya başlamışken...

KENAN SAKALLIOĞLU VE ELMAS OTEL
Unutulması kolay olmayacak bir büyük felaket gecesi yıkılmıştı Elmas Otel, 17 Ağustos 1999'da...
Yerine yenisini yapmak için uzun süre bekledi, ilimizin kadim işadamlarından Kenan Sakallıoğlu.
Dosta, dostluğa son derece önem veren, sayılı gönül adamları arasında başta gelir O...
Şehrin pek çok derdini dert edinen bir anlayışı barındırır sinesinde yıllardır.
İlin merkezinde kaliteli yatak sayısı ihtiyacını giderecek bir yatırımla Elmas Oteli yeniden inşaya kalkan Sakallıoğlu, eserini bitirme aşamasına getirmiş.
Yirmi günlük şaşma olmuş hesaplarda.
Ay sonunda teslim almaya hazırlanıyor oteli, ancak müşteri kabulü Kurban Bayramı sonrasına kalmış.
Otelin tanıtımı yapılacak bir basın toplantısıyla yakında.
Bunun hazırlığıyla yoğun bir gündemi kovalıyor yılların yıpratamadığı, başarılı işadamı Kenan Sakallıoğlu.
Bu doğrultudaki gayretlerini takdirle karşıladığımız saygın işadamına, Bizim Bahçe'den kolaylıklar ve otelinin hayırlı olması dileğiyle "Mimozalar" gönderelim istedik.

KİM BU KUYUMCU VE KUYUMCULAR?
Şehrimizde gece demeyip gündüz demeyip keçi gibi balkonlara tırmanarak evlere dalan hırsızlar, yükte hafif pahada ağır ne bulursa alıp götürmeleri yanında, soydukları evlerin sahiplerini de bunalıma sokuyor adeta...
Geçmişte üç kez böyle üzücü olayla karşılaşan biri olarak derim ki, "Yapanın yanına kar kaldığı sürece, hırsızlıkların ardı arkası kesilmez"
Cezalar caydırıcı olmaktan uzak.
Çalıntı mücevheratı paraya çeviren değil, alana ceza iki misli olmadıktan gayri, işin sonunun geleceğini düşünmek hayal.
Oyuncak cezalarla hırsızlığın önüne geçmek zor.
Aslında bu şehirde hırsızlığı meslek edinenler ve yuvalandıkları merkezler bellidir.
Onlar için yeni evliler, gösterişli daireler, park yerindeki marka değeri yüksek otolar birer avdır.
Cebinde kapı, pencere açmaya yarayan her türlü aleti taşıyanların odaklandığı yerlerde yapılacak arama taramalar, hırsızlıkları önlemese de azalmasını sağlayabilir.
Bir de çalınan mücevherleri satın alan kuyumcular olduğu söylenir zaman zaman...
İşte buna akıl erdirmek mümkün değil.
Nasıl bir anlayıştır bu!
Ağlayanın malının gülene faydası olur mu sanırlar, bu zavallılar!
İlimizde böyle haramzade bir kuyumcunun olacağına inanmak dahi istemiyoruz.
Halkı malından, evinden, eşyasından soğutan, psikolojik rahatsızlıklara iten bu tür yaratıklardan, Mevla insanlarımızı ve tüm insanlığı korusun diyerek, bu doğrultuda samimi gayretler içerisinde olduğuna inandığımız Emniyet Teşkilatı'na kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe'den "Mor sümbüller" gönderelim istedik.