Ensar-muhacir ilişkisinden habersiz olan kesimin gündeminden hiç düşmedi, can derdiyle sığındıkları ülkemizde yaşama tutunma mücadelesi veren muhacirlerin hal-i pür melali…

Bülbülü altın kafese koymuşlar “İlle de vatanım” demiş…

Bu duygular içerisinde olup anasından atasından, canından cananından, vatanından bayrağından kopup ülkemize sığınan muhacirleri koruyup kollamak varken kınamak, suçlamak bize, bizim insanımıza yakışır mı hiç!

Her toplumda iyi de kötü de insan vardır, hiç kuşkusuz…

Onlardan olup da ülkesinde savaşın durmasını bekleyen yaşlı insanlar bir yana, şanlı ordumuzun başlattığı kahramanlık destanına destek vermek ve dönüp ülkelerinde ordumuz saflarında savaş katılmak isteyen Suriyeli gençlerin sayısının şu sıralarda giderek artması, onlara geldikleri günden beri iyi gözle bakmayan, her fırsatta aşağılayan kesimlere verilmiş cevap olsa gerek…

Ülkelerine dönüp Özgür Suriye Ordusu saflarında savaşmak isteyenler yanında, gönüllü olarak orduya yazılıp savaşmak için can atan bir toplum olmanın izahını yapmak kolay olmasa gerek…

Dün gazetemizi ziyaretle yüreklerinde cesareti, giydikleri asker üniforması ve de ellerinde tüfekleriyle, “Savaşmaya hazırız” diyen yaşları 70-80’lere varmış Türkiye Kuva-i Milliye ve Mücahitler Derneği Başkan ve üyelerinin heyecanı, coşkusu ve arzusu, işte bu yenilmez gücün ve inancın kaynağını oluşturur, hiç kuşkusuz…

Yakın bir tarih olan 15 Temmuz darbe girişiminde bir değil birkaç kez tankın altına yatan bu milletin evlatlarının, böyle kritik zamanlarda ortaya koyduğu tavır, hangi ülke insanının işi olabilir!
Ülkemiz sınırları içerisinde süren “sen-ben çekişmelerinden” sıyrılıp da bütünleşildiğinde yenemeyeceği güç olmadığını tarihten gelen anlayışla ortaya koyan bu aziz milleti bölüp parçalamak ve huzursuz etmek kolay mıdır!

Dün olduğu gibi bugün de savaşa, düğüne gidercesine gider; sahip çıkar yurduna, taşına, toprağına, bayrağına, özgürlüğüne…

15 Temmuz’da halkımız bunun örneğini kanı canı pahasına ortaya koydu ve yine koymaya hazır!

Şu sıralarda sınırlarımızın ötesine çöreklenip ülkemizi tehdit eden hainlerin tepesine yağıyor bomba bomba…

Siyasi ve etnik görüşü, düşüncesi ne olursa olsun hükümetin aldığı harekât kararını, içimizdeki iyi niyet taşımayan iflah olmazlar dışında, herkes ve her kesim destekliyor…

Bu haklı harekât Suriyeli gençler için de çok şey ifade ediyor olmalı ki, geri dönüp yurtlarını sahiplenme arzusuyla savaşmak istiyorlar…

Onların ay yıldızlı kahramanların yanında yer alıp ülkelerinin huzuru için savaşmaya hazır olduklarını ilan etmeleri, sanırım geri dönüş adına duydukları büyük özlemin eseridir…

O nedenle kötümserliklerden sıyrılıp onların dileklerini yerine getirmek için yetkili makamların derhal harekete geçmeleri gerekiyor.

O bölgeyi bilen ve aynı dili konuşan Suriyeli gençlerin, hele de böyle bir gücün desteğiyle kendi topraklarında başarılı olmaması düşünülebilir mi!

Bu olay toplumda giderek artan yabancı düşmanlığını da ortadan kaldıracaktır, hiç kuşkusuz...

Bu doğrultuda oluşacak taleplere bir an önce cevap verecek yetkililere, savaşa gitmek istemiyle harekete geçen mülteci gençler ile her şeyin ötesinde şanlı Türk ordumuza, üstün başarılar dileğiyle “Dua çiçekleri” gitsin istedik, deste deste…