“Şehirde bir şey yapılmıyor” şeklinde yürütülen muhalefete katılmak mümkün değil.
İstenildiği gibi olmasa da şehrin her bir köşesinde yürütülen bir dönüşüme ve değişime rastlanıyor.
Vatandaşı rahatlatacak, hayatı kolaylaştıracak yatırımların farkına yeni varılıyor olmalı…
Bu da ekilen tohumların meyveye durduğunu ve yenme aşamasına gelindiğini gösteriyor.
Başbakan’ın kurdelesini kestiği yatırımların ne derece yeni olduğu tartışılır ancak bu durum yapılan yenilikleri görmemek anlamına gelmemeli…
Şehir merkezinden uzak da olsa bir sayfiye bölgesi olarak ele alınıp düzenlenen Çark Deresi boyundaki tesisler, şehrin vizyonuna renk katacak yenilikler olarak hizmete giriyor.
Bugün açılışı yapılacak aquapark, ilin ve bölgenin önemli yatırımların biri olacak.
15 bin metrekare alan üzerine yap-işlet-devret modeli ile yaklaşık 3 trilyon lira harcanarak yapılan bu müthiş parkın açılışına Bakan Binali Yıldırım da katılacak.
Merkezi Yenikent’e bağlayan ve Çark Deresi boyunca, Sakarya Nehri rekreasyon projesinin minik bir örneği şeklinde gerçekleştirilen bu sıra dışı yatırımda, ilin sosyal yaşamına hareket katacak hizmet alanları oluşturulmuş.
20 yıllığına kiralanan bu alanda Büyükşehir Belediyesi, kira yanında ciro üzerinden de belirli bir oranda girdi temin edecek.
Havuz başında düğün ve benzeri etkinlikler yapılabilecek.
Her kesimden insanın yararlanabileceği sportif faaliyetlere açık parkın ilimize hayırlı olmasını diliyorum.
Seçim yaklaşıyor.
Ekilen tohumlar yeşerip meyveye durdu.
Aquapark da böyle bir çalışmanın ürünü olsa gerek…
Nehir, dere ve göl kenarlarını yaşama kazandırmak belediyelere ayrı bir zenginlik katacak, hiç kuşkusuz…
Bu güzelliği yaşamak ve korumak halka düşüyor…
Zeki Toçoğlu hizmetleriyle final günlerine doğru atağa kalkmış görünüyor.
Ne diyelim, yolu açık olsun…
Açılışı süslemesi dileğiyle Bizim Bahçe’den “Manolyalar” gönderelim istedik Başkan Toçoğlu’na…
SAKVA’NIN GÖREVİ AĞIR
Iraklı, Suriyeli mülteciler yanında fakir fukara için de can simidi özelliği taşıyan kurumların başını çeker SAKVA…
Çelebi genel müdürü Mehmet Ersöz’ün olağanüstü gayreti, takdirlerin ötesine taşan bir fedakarlığı çağrıştırır…
Taşınması kolay olmayan ağır yükün altına giren Ersöz hoca, Cuma akşamı Kent Konseyi bahçesinde bu konuda kendisine destek veren etkili ve yetkililerin de hazır bulunacağı bir buluşma düzenlemiş.
İstiyor ki yapılan işin mahiyeti anlaşılsın, önemi ortaya çıksın, yardım konusunda yalnız bırakılmasın.
SAKVA, belediyenin yüz akı kuruluşudur.
Yürüttüğü hizmet ve ortaya koyduğu performans garibin, kimsesizin, yoksulun, darda kalanın yüzünü güldürür daima…
Mehmet Ersöz hoca, kendini adadığı hizmet adına yılmadan ve yorulmadan, geceyi gündüze katan bir karınca gibi çalışır.
Öyle olduğunu gösterir o kadar çok örnek var ki, hangi birinden söz edelim…
SAKVA’yı bu konuda yalnız bırakmayan etkili, yetkili, herkesin ve her kesimin katılacağı mülteciler gecesinin amacına uygun sonuçlanması adına, Mehmet hoca ve konuklarına “Orkideler” gönderelim istedik Bizim Bahçe’den…
İZZET DÖNMEZ’İN BAŞINA GELENLER
SATSO Meclis Üyesi İzzet Dönmez’in şansı bir türlü dönmedi gitti…
Son zamanlarda yaşadığı talihsizlikler böyle olduğunu gösteriyor.
Ağzı laf yapar…
Donanımlıdır her konuda…
Eteğinde taş taşır, gerektiğinde dökebilmek için…
Herhalde nazar değmiş olacak.
Önce kolu kırıldı, böyle çıktı meclis başkanlığı yarışına…
Kaybetti ama yoluna devam etti.
“Aksilikler peşini bıraktı” denildiği bir zamanda çıktı, eşiyle birlikte Güneydoğu gezisine…
Talihsizlik orada da yakaladı İzzet hocayı…
Diyarbakır, Urfa, Mardin gezisi sırasında ayak başparmağını çarpmış bir taşa ve dayanılmaz bir acı gelmiş başa…
O hastane senin, bu eczane benim dolaşmış ha dolaşmış gecenin bir vaktinde, acısını dindirmek adına…
Yaşadığı bu acılı serüveni anlatırken, insan hayretten donakalıyor.
Günümüzde nasıl olur da böylesine duyarsız bir sağlık teşkilatı bulunabilir…
Neyse…
Seyahati tamamlayamadan geri döner ve tedavisine şehrimizde devam eder…
Kurtulur acılardan ama yüreği buruktur.
İzzet hocaya bütün bu olup bitenlerden sonra, gel de Bizim Bahçe’den iri bir demet şifa çiçeği “Itır” gönderme…
Olur mu hiç…
ALO GIDA HATTI
“Halkımız bozuk gıdalar nedeniyle ne yiyip ne içeceğine bir türlü karar veremez hale geldi” şeklinde getirmiştik konuyu gündeme, bu sütunlarda…
Amacımız, halk sağlığını tehdit eden ve giderek vahim bir hal alan bozuk gıdalara dikkat çekmekti…
Maksat hasıl olmuşa benziyor.
Sevinilecek bir durum, halkın bu konudaki uyanışı…
Vatandaş yakalandığı hastalıklara kafa yoruyor, nedenini sorguluyor.
Bilgilendikçe de sağlığıyla oynayanlara karşı savaş açmaya koyuluyor.
Halkın sağlığına kasteden hilebazlara karşı sadece vatandaşın mücadelesi yetmiyor.
Buna yetkili ve etkili kurumların da katılması gerekir.
İşte “Alo Gıda Hattı 174” bu doğrultudaki şikayetlerin ulaştığı hat olarak devreye girdi.
Nitekim hatta ulaşan 199 şikayet olmuş.
Şikayetlerin ardı arkası kesilecek gibi görünmüyor.
Buradan yola çıkıp yapılan denetimlerde 26 işyerine ceza yağdırılmış Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Halk Sağlığı Şubesi tarafından…
Öyle görünüyor ki artık bozuk gıda yapanın da satanın da yaptığı yanına kar kalmayacak.
Burada dikkat edilmesi önemli bir konu var ki gözden kaçırılmaması gerekir.
Kurular arasında yaş da yanmasın!
Bu konuda gereken hassasiyeti gösteren etkili, yetkili tüm kurum ve kuruluşlar ile sağlığıyla oynayanlara karşı başlatılan savaşın mimarı halkımıza kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe’den yeni mahsul “Ihlamur çiçeği” gönderiyoruz…