Böyle değildi bundan çeyrek asır öncesine kadar Adapazarı...
Hele daha da geriye gidilirse, daha berrak görüntü çıkar şehirde sosyal yaşam adına...
Herkes neredeyse birbirini tanır, hiç kimse şehrin neresinde ne var bilmemezlik edemezdi...
Şimdi öyle mi ya!
Yazlık tatili için Belçika'dan şehrimize gelen gazetemiz köşe yazarlarından Brüksel Temsilcimiz Yusuf Çınal anlattı "şehre yabancılaşma"nın dramatik öyküsünü kısaca...
Beraberindeki arkadaşı şehir merkezinde birkaç kişiye sormuş "Sürekçioğlu İşhanı nerededir?" diye...
Aldığı cevap hep farklı farklı olmuş...
Oysa yıkılan Orduevi'nin karşısında bulunan Sürekçioğlu İşhanı şehrin bu doğrultudaki yapılaşması adına açılan ilk pasajlardan biridir...
Bu da ne kadar göç aldığımızın ya da "şehre yabancılaşma"nın çarpıcı bir işareti olsa gerek...
"Bu konu son derece önemli" diyen Yusuf Çınal'a gel de hak verme...
Her gelişinde ülkesine ve şehrine doyamadan geri dönmek zorunda kaldığının altını çiziyordu...
"İnanın ülkemiz ve bölgemiz İsviçre kantonlarından çok daha güzel, yeter ki biz kıymetini bilelim, sahip çıkalım, temiz tutalım. Denizi, güneşi, nehri, gölü, göleti, longozu ve yaylaları birarada olan bu muhteşem zenginlik karşısında Avrupalılar dahi şaşırıp kalıyor. İşte öylesine bir cevherdir ülkemiz. Adres bilmeyen, etrafına ilgi duymayan Adapazarlılar'ı görüp de üzülmemek mümkün mü? Ne olur ilgilenin de şehrine yabancı bir nesil yetişmesin bu ülke ve ilde" deyip dönüşe geçen başarılı gazeteci Yusuf Çınal'ı "laleler" ile yolcu edelim istedik Bizim Bahçe'den...
ÇARK CADDESİ VE
SABAHIN SEHERİ
...
Hep kirli görmeye alışmışız Çark Caddesi'ni...
Her bir köşesine atılmış sigara izmaritleri, kuruyemiş kabukları, kağıtlar, poşetler, pet şişeler ve alınması için biriktirilen çöp dağlarını bu güzel caddeye hiç yakıştıramazdım...
Niye bu caddeye ilgi gösterilmez diye de yetkilileri suçlardım, gıyaplarında...
Meğer kazın ayağı öyle değilmiş...
Sabahın ilk saatlerinde caddenin tertemiz ve pırıl pırıl halini görünce anladım, kirletirilişin altında yatan gerçeği...
O saatte; hani derler ya "bal dök de yala", işte öyle bir şey caddenin hali...
Peki bu kadar temiz bir cadde kısa sürede nasıl kirletilir fütursuzca?
Sabahleyin böyle tertemiz buldukları caddeyi koruma ve kollamada belediyeler ellerinden geleni yapıyor da, esnafımız ya da halkımız niye aynı hassasiyeti göstermiyor?
Ortak kullanım alanlarımızı sahiplenme duygusu gelişmediği sürece tertemiz teslim edilen cadde, sokak, park ve bahçelerin hoyratça ve hayasızca kirletilmesinin önüne geçilemeyecek, anlaşılan...
Bu konuda CADDER'in üzerine önemli görev ve sorumluluklar düşeceğe benziyor...
"Cadde evimiz gibidir, temiz tutalım, kirletmeyelim" diyerek başlatılacak bir temizlik kampanyası ile esnafın ve halkın bütünüyle ilgisini çekecek renkli bir ortam oluşturulabilir...
Diğer caddelere de örnek olacak böyle bir girişim Çark Caddesi'nin prestijini daha da kuvvetli hale getirir...
Bu uyarı ve öneri doğrultusunda harekete geçecek CADDER ve Çark Caddesi esnaflarına Bizim Bahçe'den "beyaz güller" göndermeye hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz...
HASAN HOCA'NIN
FEDAKARLIĞI...

Minarelerin tepesinde yarım asra yaklaşan sürede bülbül misali şakımak kolay bir yaşam tarzı olamaz sanırım...
İşte geçtiğimiz günlerde emekli olan ve adına uğurlama programı gerçekleştirilen Sermüezzin Hasan Çolak Hoca, bu zor sınavı başarıyla noktalayan din görevlilerinden biridir...
Ama emekliliğin keyfine henüz varabilmiş değil...
Yerine atama yapılamadığı için Alaattin Beşel ve Mustafa Aydın hocaların ricası üzerine Orhan Cami'deki fahri müezzinlik görevini yürütmektedir, mübarek Ramazan günlerinde...
Devletten iki ay izin alacağı olduğu halde, kullanmayıp emekli olan bu fedakar hocanın tavrı, Cami cemaati tarafından takdirle karşılanmaktadır...
Dinlenmeye fırsat bulamadan görevini sürdüren ve tatil programını hep erteleyen Sermüezzin Hasan Hoca'ya bu nedenle bir demet "lale" gönderelim istedik Bizim Bahçe'den...
YANMAYAN LAMBALAR...
Şeker Mahallesi Şeker Camii sokakta bulunan direklerdeki lambalar yanmıyor hayli zamandır...
Karanlık sokağı korkulur hale getirmiş...
Mahalle halkı soruyor; "Bu ilgisizlik nedendir?"
Türk-İş İlköğretim Okulu ile Şeker Cami arasındaki yanmayan sokak lambaları SEDAŞ yetkililerine bildirilmesine rağmen sıkıntı giderilmiş değil henüz...
Mahallenin duyarlı sakinlerinden N.A. son çare Bizim Bahçe'ye iletmiş sorunu "Yazarsanız bir ihtimal sesimizi duyarlar da sokağımızı aydınlatırlar..."
Şeker Mahalle 813 Nolu sokaktaki yanmayan lambaları karanlıktan aydınlığa çıkaracak sorumlu ve duyarlı, aynı zamanda vazifeşinas bir yetkiliye ihtiyaç var anlaşılan...
Bakalım Bizim Bahçe’nin "zambakları" SEDAŞ yetkililerini harekete geçirebilecek mi?