Basın toplumun müşterek sesidir…

Aynı zamanda gözü kulağı ve de dilidir…

Onsuz bir şey olmaz, olamaz…

Bu anlayış sosyal hayatın tümünü kaplar…

Toplumu ilgilendiren her olay, bu alana girer ve haber değeri taşır…

Onu sınırlandırmak ya da “şunu yaz, bunu görme” demek “yanlış” olur…

Özel hayatlar dışında toplumu içine alan, bilinmesinde, duyurulmasında herhangi bir sakınca olmayan haber, yorum, fotoğrafların medya yoluyla gündeme taşınmasına mani olmak, kimsenin haddine ve yetkisine girmez…

Sporu ve buna bağlı etkinlikleri de bu anlayışın dışında tutmamız mümkün değil…

Şu sıralarda Sakaryaspor Başkanı İsmail Gürses’in medya ile ilişkisi sancılı bir hal almış durumda…

Kendisini tanımasam, inanacağım bütün söylenenlere…

Ancak bu işte “Bir bit yeniği” olduğuna dair şüphelerim var…
Konuyu hem Uluslararası Spor Yazarları Birliği (AIPS) hem Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Sakarya Temsilcisi ve Sakarya Gazeteciler Birliği Başkanı ve nihayet Yeni Sakarya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak Başkan İsmail Gürses ile konuşmam şart oldu...

Bilinir ki Sakaryaspor basınsız, basın da Sakaryaspor’suz olmaz, olamaz…

Bu gerginlik böyle devam edip giderse biteviye, kazananı da olmaz…
Ancak kaybedeni, onca para harcanarak kurulan bu şehrin ortak sevdası Sakaryaspor olur ki; kim devam eder ve ettirse, birlikte kalır oluşacak enkazın altında…

O nedenle her egonun üstünde tutulması gerekir, bu aşk...

Yeşil siyahlı renkler, basit olaylara kurban edilemeyecek derece büyük, o ölçüde saygı duyulacak bir tutkudur...

Gerginliğin bir an önce çözülmesi ve geri adım atılması kaçınılmaz…

Sakaryaspor’u zor dönemde sırtlayıp bir üst gruba çıkaran, bu yıl da benzer iddianın peşine takılarak şehri heyecana boğan başarılı-tanınmış bir hukuk adamı olan Kulüp Başkanı İsmail Gürses’e yakışan, her şeyin ötesinde olumlu ve ılımlı bir adım atmaktır…

Spor medyasıyla bir araya gelip incir çekirdeğini doldurmayan sorun giderilmelidir, hem de tez elden...

Bilinir ki keskin sirkenin zararı küpünedir…

Bu duygularla her iki cepheden, yıllarını spora vermiş, o anlamlı formayı terletmiş bir eski futbolcusu olarak da “anlayış” beklediğimizin altını önemle ve özenle çizmek isterim...