Ülkenin dört bir yanından yükselen protestolar şirazesinden çıktı…
Amaç; ülkeyi nerede aldığı ve nerelere getirdiği dost düşman herkesçe açık ya da örtülü bir hayranlık uyandıran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ve partisini iktidardan edip, ülkeyi yeniden kaosa sürükleyecek siyasi oluşumlara kapı aralamak…
Devam eden eylemlerin gerçek sebebi bu…
Buna Başbakan’ın o efe tavrı ve dik başlılığı da çanak tutunca, sokaklara inen kalabalıklar gayesi dışına taşan hoyratlıkla, önüne ne gelirse yakıp yıkarak o güzelim şehirleri yaşanmaz hale getirdi…
Önce masum direnişleriyle destek bulan eylemciler, polisli, biber gazlı hücumlarla irtifa kaybeden iktidar partisi gibi suça ortak oldu...
Bununla da kalmadılar…
Halkın malını, araçlarını, acımasızca parçalayarak, haklı iken haksız duruma düşüp, kendi ayaklarına kurşun sıkar hale geldiler…
Demokrasilerde iktidar değişimi, sandık yoluyla olur...
Halkın iradesi her şeyin üzerindedir…
Bu tür eylemlerin ve eylemcilerin beklentisi, ortaya sandık konulduğunda ters teper...
Hırs ve öfke aklın önüne geçmiş, olay amacı dışına taşmış, sandıklarda başarılı olamayacağını anlayanların yazdığı senaryolar devreye sokuluyor şehirlerde…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yatıştırıcı sözler yerine, kendisinden beklenilmeyen çıkışlarla, tahrik edici yaklaşım sergileyerek eylemcilerin ateşine odun atınca, ortalık savaş alanı halini alıp daha da kızıştı…
Burada kazanan ne hükümet ne de eylemciler…
Kazananı olmayan çatışmanın, bir tek kaybedeni var…
O da son yıllarda istikrarlı bir yol izleyerek, çöken ülkeler yanında dimdik ayakta kalmayı başarmış, bu cennet ülke olmuştur…
Daha fazla ileri gitmek, “Türkiye yeniden doğuyor, bu gücü durdurmak gerekir” endişesi taşıyan düşmanların ekmeğine yağ sürmek olur.
O nedenle eylem yapılacaksa, kırmadan, dökmeden, vurmadan, öldürmeden gerçekleşsin…
Protesto kültürümüz sınıfta kaldı…
Konuşarak halledilmeyecek bir şey yoktur…
Öyleyse yarın pişman olacağı bir barbarlık sergilemek, ne eylemcilere ne de güvenlik güçlerine yakışır…
Sonunda kimin haklı, kimin haksız olduğuna bu millet karar verecek…
İktidar bu olaylar nedeniyle soğuk bir duş yaptı…
Bu uyarı, bu ikaz ve bu eylemler onu kendine getirmeye yetmezse, kendileri bilir…
Bu millet bugüne kadar hiç yanılmadığını ortaya koyan sonuçlar çıkarmıştır seçim sandıklarından…
Eğer sandığın gücüne inanılıyorsa, derhal sandık dışı çareler aramaktan vazgeçip, demokratik bir yaklaşım sergilenmelidir.
Yok öyle değil de diline doladığı “Faşizan” bir ayaklanmadan yanaysa, o zaman da başına gelenlere katlanmalıdır.
Bir başka Türkiye yok…
Bu vatan bizim…
Uğruna dedelerimizin kanı aktı Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda…
Onu kolay kaybetmeyiz…
İçimiz dışımız ajan dolu!..
Gelmeyelim oyuna…
Halkın iradesine saygı göstermeyenlerin hali ortada…
Gürültüyü çıkaranların yanında, sessizliğini koruyan, olayı sükûnetle ancak endişeyle izleyen bir çoğunluğun varlığı asla unutulmasın…