Arda Turan’a, kaliteli ve ahlaklı sporcu yetiştirmede sıkıntılı bir süreç içerisinde olan Türk futbolunda “açan son çiçek” gözüyle bakıyordu spor severler…

Cezalı olduğu ve hayatını yaşadığı serbest günlerdeki tavrı, eylemleri, öyle ünlü bir futbolcuya yakışır cinsten bir şey değil elbette…

Son olaydan sonra sormak gerek; “Oldu mu Arda!” diye…

Şöhret merdivenlerinden iniş sürecinde beklenilmeyen tutarsızlıklar ve unutulması zor taşkınlıklar içinde olduğu görülüyor, ne yazık ki…

Oysa bilinir ki istisnasız sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı sevilir…

Şöhret, şehvet ve servet taşımasını bilmeyen ya da kullanmada acze düşmüş herkes için sehpanın üç ayağını oluşturur görüşü, bu durumda olup da sevimsiz olaylara karışan ister futbolcu, isterse de sanatçı ya da sıradan insan olsun, herkesi içine alır...

Sen kalk Bayrampaşa’dan çık Galatasaray gibi ülkenin en büyük üç kulübünden birine kaptan ol…

Yetmez git İspanya’ya Dünya’nın neredeyse en büyük takımı Barselona formasını giy…

Sonra kalk gel Başakşehir renkleri altında hakemin boğazına yapış…

Onunla da kalma bir sokak kabadayısı gibi beline silah tak, gece kulübünde olay üstüne olaya karış!

Sen mazinle sıradan bir sporu olmaktan çıkmış ünlü ve Cumhurbaşkanı’nın dahi sevgisini kazanmış bir futbolcusun…

Haline, hareketlerine, tavrına dikkat edeceğin yerde evli bir kadına yapılması hiçbir beşeri vicdanın kabul edemeyeceği çirkinlikle sataş…
Sonra da eşinin burnunu kır!

Olacak iş midir bu!

Demek seni yaşadığın bu fırtınalı hayat hiç olgunlaştırmamış…

Her hareketine dikkat edip örnek bir sporcu olman gerekirken, karıştığın olaylar yalnız sahalarda değil, sosyal hayatta da tükeniş ve yok oluşun ayak sesleridir, bilesin!

Dostlar acı söyler…

Bir Galatasaray sempatizanı olarak yer aldığın gönlümüzden kopuşun, bil ki çok ama çok hazin oldu…

Yıktığın sevgi binasını bilmem bundan sonra tamir edebilir misin!

Orası artık senin bileceğin iş…

Kolay olmasa da denemeye değer…

Mevla yardımcın olsun…

Geçmişte Ay Yıldızlı formaya verdiğin hizmet adına bir ihtimal da olsa açık kalmış yürek kapılarından içeri girmeyi dene…

Efendi ol, hatadan dön derim…

Bu duygularla,  iri bir demet kaktüs göndererek, üzüntülerimi iletirim, eski bir futbolcu olarak…