İnsanlar genellikle kendinden kaynaklanan kusurlarını, hatalarını örtmek için öfkelenir…
Böyle ve haksız yere kabaran öfke baldan da tatlı olunca, birden canavarlaştırır insanı…
En yırtıcı hayvandan daha acımasız bir hal alır.
Şoförler ve Otomobilciler Cemiyeti Başkanı Adnan Uyumaz, her yıl rutin yapılan denetim için gazetesine gelen Basın İlan Kurumu görevlileri ve gazetemiz çalışanı Mustafa Süke’yi, saygıyla karşılayıp misafir edeceği yerde kurşun yağdırması da böyle bir şey olsa gerek...
Bu menfur olayın başka bir izah tarzı da olamaz sanırım.
Öfke, insanı şuursuzlaştırır, etrafına zehir saçar hale getirir…
Erdemli, onurlu, haklı ve hakkı tanıyan insan öfke anında etrafına kurşun yağdıran değil, öfkesine hakim olan ve yenebilendir.
“Ağzı var, dili yok” diye bilinen, efendi bir arkadaşımız olan Mustafa Süke’ye, kapı girişinde kurşun yağdıran,8 aylık çocuğuyla vedalaşıp görev için gelen Basın İlan Kurumu çalışanı Devrim Özergin ile şehrimizde görev yapmaya başladığı günden bugüne değin, her hareketiyle bir medya dostu olduğunu açık seçik ortaya koyan bir “Basın beyefendisi” Recep Bolat’a sıkılan kurşunlar, hepimize sıkılmış anlamını taşır.
Menfur saldırıyı gazete patronluğu, gazetecilik ve insanlıkla bağdaştırmak mümkün değil.
Yakalanışı ve adalete teslim edilişi, yangın yerine dönmüş yavruların, anaların, babaların, eşlerin yüreklerini serinletmeye yetmez.
Bir insanın haksız yere öldürülmesi, tüm insanlığın ölümü demektir.
Bu vebali, insan sırtının taşıması zordur…
Uyumaz, şimdi uykudadır…
Gün gelecek bir başka dünyaya uyanacaktır o da hiç kuşkusuz, yaşayan her canlı gibi…
Önemli olan da oradaki hesaptır ve hesaplaşmadır…
Bu açıdan değerlendirdiğimizde menfur olayı ve acımasızca saydırılan kurşunları, bu zavallıya acımamak mümkün değildir…
Olayın tek tesellisi, yaralı olarak kurtulan gazetecilerin saniye saniye düzelen sağlık durumları oldu…
Görev şehidi Devrim Özergin’e yüce Mevla’dan rahmet, yaralananlara şifa, ailelerine sabır ve tüm basın camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz…
TOÇOĞLU’NUN ZİYARETİ
Anadolu Gazetesi sahibi Adnan Uyumaz tarafından işlenen cinayet ve yaralanan meslektaşlarımız nedeniyle gazetemize, sadece ilin ve ülkenin değil, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen teselli mesajları sürdü gün boyu…
Bu arada bizzat gelenlerin sayısı da hayli kabarıktı.
Olayın yarattığı derin üzüntü ve hastane koridorlarında dolaşmaktan kaynaklanan sıkıntı, kısa süreli şok yaşamamıza neden oldu…
Apar topar Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakımında müşahede altına alınmam da bu yorucu gündemden kaynaklanmış olsa gerek…
Belli ki bu menfur olay, herkesten fazla üzmüştü bizi…
Ayakta kalmak ve yaralı gönülleri serinletmek gibi bir görevimiz de olunca, tedaviyi yarıda kesip gazeteye gelmek zorunda kaldım…
Gazetemizi ziyarete gelenler arasında yer alan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, dün gazetelerin birinci sayfasında ortak yayın şeklinde duyurulan ve Genel Yayın Koordinatörümüz Tuncer Kalaycı’nın kaleme aldığı çarpıcı mesajın altına, satır satır imza atacağını söylemekle başladı acımızı paylaşmaya…
Görevi başında acımasızca kurşunlanan meslektaşlarımızın ölmesi ve yaralanmasından büyük üzüntü duyduğunu belirten Toçoğlu’na, Özel Kalem Müdürü Orhan Bayraktar’a ve kurum avukatı Recep Hacıeyüpoğlu’na Bizim Bahçe’den “Teşekkür leylakları” gönderelim istedik…
YAKALANDI
Dün gecenin aydınlıkla buluştuğu saatlerde, ulusal TV kanallarında izledim eli kelepçeli, polisler arasında Emniyet’e götürülüşünü Adnan Uyumaz’ın…
Cinnet halinde iken işlediği cinayetin şokunu atlatınca üzülüp nadim olacağını beklerken, tebessüm eden bir çehreyle yürüyüşünü, sağlıklı bir insanla bağdaştırmak mümkün değil.
Başta İl Emniyet Müdürü Mustafa Aktaş olmak üzere, tüm Emniyet camiasının Uyumaz’ı uyandırıp yakalayışı, her türlü takdire değer…
Hiçbir yanlış yok ki günün birinde karşına dikilmesin…
Sanırım vicdanı bir ömür boyu rahat bırakmayacaktır, bu cinayeti işleyen kişi olarak Uyumaz’ı…
Önemli olan da budur…
Olayın failini kısa sürede yakalayıp adalete teslim eden Emniyet mensuplarına Bizim Bahçe’den “Laleler” gönderiyoruz.