İnsanları medeni yapan unsur, ahlaktır. Tüm insanların ortak bir ahlakı değeri vardır. Mesela herkes ikram edilmeyi, güler yüzle karşılanmayı, tebrik edilmeyi ve üzüntülerinin paylaşılmasını sever.

Protokol kitaplarında şu bilgiler yer alır. “Çalışma arkadaşlarınızın özel ve önemli günlerini kutlamalıyız. Göreve yeni başlanmışa kutlamaya gelenlere ikramda bulunmak ilişkileri sürdürmek, teşekkür etmek. İade-i ziyaret için isimleri not ederek unutmamak gerekir. Bir seçim ya da atama nedeniyle kutlama yapmak, tebrik etmek ve saygı sunulmak isteniyorsa genel ifadelerle kişinin görevinin ülke ya da kuruma yapacağı katkıya değinmek yeterli olacaktır.”

Günümüz insanının zihinsel yapısı çok karmaşıktır. Öyle ki insan dahi kendini tam anlayamamaktadır. Bu sebeple sözler ve niyetler çoğu zaman göründüğü gibi olmamaktadır. Ne herkese şüpheyle bakmalı, ne de herkese güvenmelidir. Görselliğin hâkim olduğu dünyamızda resim ve görsellik sözün ve yazının önüne geçmiştir. Bir saniyelik görüntüyle bir ömür mutlu olmak için çırpınmaktayız.

Yerel yönetimler de seçimler yapıldı bazı yöneticiler ziyaret edildi. Bir belediye binasında merdivenler ziyaret için getirilen çiçeklerle kaplanmıştı. Makam kapısı ise oldukça kalabalık. Hatta yoğunluktan başkanlara gücenen, görüşemeden sitem edip giden çeşitli insan gruplarını görmek mümkündür. Gerçekten seçilen başkanlar bu sevgi ve ilgiyi şahıslarıyla mı yoksa kurumlarıyla mı hak ediyorlar? Cevabını tam olarak bilmiyorum.

Bir mukayese olsun diye yazayım. Şehrimizin tarihi camisi olan Orhan Camiine 2008 yılında naklen tayin oldum ve mayıs ayında göreve başladım. Birkaç dostun sözlü olarak tebrikinin dışında ne camide ne de cami dışında bir kutlama yoğunluğu ve çiçek galerisiyle buluşmadım. Sanırım hiçbir din görevlisi de görev başlangıcında bu ilgi ve yoğunluğu görmemiştir.

Bu arada diğer bir hususu da arz edeyim. Acaba bir cami görevlisinin, emekli veya nakil sebebiyle camisinden ayrılırken il müftülüğü, mahalle sakinleri veya cemaati tarafından bir uğurlama yapıldığını duydunuz mu? Küçük ve istisnai bir durum hariç ben duymadım. Peki neden? Yıllarca görev yapan imam ve müezzinini uğurlayamayan bir cemaat olur mu?

Kutlama ve uğurlama merasim ve ziyaretlerinin, makamların yetki ve imkânlarıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Yoksa kişilerle ilgili değildir. Cami imamı değil de belde belediye başkanı olsaydım aynı yoğunluğu yaşardım. Camilerin dünyevi gücü olmadığından dolayı kutlama ve uğurlama yok hükmündedir.

Bazı idareciler göreve başlamadan yollarda karşılanırlar. Bu durum oldukça düşündürücüdür. Bir beklenti ve ümidin kapısını mı aralamaktadırlar.

Şu ayeti yeniden düşünmek gerekir. Müddessir suresinin 6. Ayetine şöyle de meal verilmektedir: "Bir iyilik yaptığın, bir lütuf ve ihsanda bulunduğun zaman, verdiğin kimseden karşılığında daha çoğunu almak maksadıyla yapma" demek olur. Yani on para sadaka verip de yirmi paralık hizmet ve saygı bekleyenler gibi dünya ticareti ve maksadını gözeterek veya gösteriş ve ikiyüzlülük yaparak iyilik etme; sırf Allah için iyilik et, başkasından bir karşılık bekleme. Bu mânâ İbnü Abbas'tan nakledilmiştir.