(DİZİLERİN VE TV PROGRAMLARININ AILEMİZE VERDİĞİ ZARARLAR)

Gerçek şu ki karşımızda televizyon kültürüyle yetişmiş bir nesil var. Kültürümüzden ve manevi değerlerimizden uzaklaşmanın sorumluluğunu sadece televizyona yıkamayız ama aslan payı televizyonun. Zira Türk insanı, Amerikalılardan sonra dünyada en çok televizyon izleyen ikinci millet.

Gündüz kuşağı programlarıyla kadınları ve çocukları ekran başında zehirleyen, akşam dizisi furyalarıyla tüm aileyi eğlence adına dinamitleyen, göbek atmaktan başka yeteneği olmayan TV programları. Yerli ve milli bir nesil yetiştirme arzusundayken, ailemize yapılan bu hayasızca akın ne zaman bitecek?

Toplumun her kesimi tarafından izlenen televizyon dizilerinin en çok reyting alma konuları, aldatma, çarpık ilişkiler, kolay yoldan zengin olma, lüks hayata özendirme, kavga, gürültü ve aslında gerçeklikten uzak bir hayal dünyası. Türk aile yapısını bozmaya yönelik sahnelerin çekilme sebebi, televizyoncuları belli bir ahlak çerçevesinde değil de, çıkar çerçevesinde programlar yapmaya zorlanıyor olmaları. Alternatif düşünülmüyor, tıpkı dizi senaryolarında olduğu gibi kolay yoldan para kazanma yöntemlerine başvuruluyor.

Mesela bir tane örnek verelim.

Aşkın kiralık olabileceğini anlatan bir dizi var şöyle bir baktım bakmaz olaydım dizideki ahlaksızları yazıyorum.

1-Anne kızın bir erkeğe pazarlıyor

2-Başka bir kız abisinin gözlerine baka baka erkek arkadaşına kalmaya gidiyor

3-Dizide ki başrol oyuncularından biri aynı anda 2 erkekle ilişki yaşıyor

4- Ailede yan rol oynayan bir kız herkese hamile kalmak istediğini söylüyor, yani namahremde yok sanki normal bir şey gibi.

5- Baba olan biteni seyrediyor hatta destekliyor düşünün bunlar izlediğim 10 dakikada oluyor. Kışın ortasında içgösterir ve mini eteklerle dolaşan ellerinde içki kadehli oyuncular. Gece yarısı eve erkek almayı bile normal medeniyet gibi gösteriyor. Allah affetsin izlemez olaydım.

Pislik ahlaksız şerefsizlik dolu bu dizi aile hayatımızı sinsi sinsi değiştirmek için kurgulanan bir oyun ... İzlemeyin izlettirmeyin. Biz bu muyuz?

Benim gibi çocukken mahalle kültüründe yaşayan kişilere abilere ablalara sesleniyorum, bu dizidekilerden biri olsa bizim için namusun kirlenmesi sebebiyken ne oldu da bu kadar aval aval dizilere bakar olduk. Bana bir şey olmaz , izlemekle olmaz diyenlere sesleniyorum; üzerinize binlerce çamur atılırken nereniz temiz kalabilir?

Hanginiz dizilerde anlatılan çarpık ilişkilerin yada mafya vari gençlerin hayatınızda olmasını ister?

Güney Kore dizilerinden uyarlanan dizilerle, bizde normal olmayan birçok sahne normalmiş gibi gösterilirken, ensest, aldatma, çarpık ilişkilerin normalleşmesi bu sahnelerle hayatımıza fütursuzca giriyor. Üstelik aile mefhumu bizim kültürümüzde bu kadar önemliyken… Fatma Gül’ün Suçu ne dizisindeki tecavüz sahnesinin bile gerçek hayatta örnek alınarak tekrarlanmış olduğunu gazetelerden okuduk. Böylesine uç bir örneğin öğrenilerek tekrar edilmesi mümkünken, kültürümüzü dinamitleyen her türlü içeriğin evimizin başköşesine oturmasına ne demeli?

En çok kadınların ve tabii ki yanlarındaki çocukların izledikleri gündüz kuşağı programlarının hali ise içler acısı. Yıllarca evlenme programı diye, evlilik kurumlarının içini boşalttıkları, utanma duygusunun yok olduğu, yalan ve teşhir amaçlı programlarla eğleşir oldu kadınlar ve tabii ki yanlarındaki çocuklar. Çoğu paralı tutulan figüranlardan oluştuğu bilinse de, gündüzün en çok reyting alan programları bunlardı. Çünkü alternatif yoktu. Affedersiniz başka birinden çocuğu oluyor, bunu rahatlıkla söyleyebiliyor. Bu da toplum tarafından zamanla normal bir hareketmiş gibi görünüyor, görülmeye başlanıyor ve böylece bu durumlar normalleşiyor. Normalleştikçe de toplumda bir yozlaşma meydana geliyor.

İslam’da alimler birinin günahlarının aleni olarak konuşulmasını, yayılmasını büyük günah kabul etmişlerdir. Bunun bir çok nedeni vardır:

1. Günahı konuşmak günaha teşvik ve ilgiyi artırır

2. Günah işleyenin tövbesine engel olur

3. Günah sırdanlaşır

4. Kul hakkına yol açar

Televizyonlarda engizisyon mahkemesi kurup birilerini işledikleri günahları itirafa zorlayanlar reyting uğruna hem toplumu ifsad ediyorlar hem de İslam ahlakını. Kazandıkları günah ve yüklendikleri kul hakkı da cabası.

“Kapat şu televizyon kötü, git kitap oku” gibi bir yaklaşım işe yaramıyor gençlik üzerinde. Televizyon yoksa internetin kirli dünyasında yer buluyor çünkü. Küçük yaştan itibaren eline sussun diye verdiğiniz tablet ve telefonlar sayesinde çizgi filmlerle büyüyen çocukları 25. Kare tekniği ile zehirliyorlar, ( örnek Sinemada film izlerken her 5 saniyede bir, saniyenin 1/3000'ne denk gelecek şekilde patlamış mısır ye veya kola iç gibi frameler yerleştiriyor ve sinema salonunda film arasında patlamış mısır ve kola satışları büyük bir artış yakalıyor. Bu tekniğe de 25.kare ile bilinç altına mesaj yollama deniliyor.) bu teknikle çocuklarımıza cinsiyetsizliği heveslendiren ve pornografik mesajlar veriyorlar. ilkokul 3 veya 4. sınıftan itibaren çizgi filmler artık oyalayamıyor. Tam da ergenliğe giriş yaptıkları ortaokul döneminde ise televizyonda çocuklara hitap eden hiçbir şey yok. Direkt yetişkinlerin dünyasına giriş yapan çocuklar için tek alternatif, gençler için özellikle Kore dizilerinden uyarlanan ve tabii ki bizim kültürümüze hitap etmeyen gençlik dizileri oluyor. Kavak Yelleri, Kiralık Aşk gibi dizilerle hayata hazırlanan gençlerimiz, her şeyin mübah olduğu anlayışını baştan kabullenmiş durumda.

İşten yorgun argın gelip ilgilenmeyi unuttuğun , yada sırf o sabah programını izlerken çocuğun seni rahatsız etmesin diye eline tutuşturduğun telefon yüzünden nesillerimizi kaybediyoruz. Bizim kendimize benzemekten başka çaremiz yoktur, ahlaki çöküş yaşayanlara benzediğimiz gün kaybedeceğimiz gün demektir.

Cinsiyetsizliğin, Ahlak dışı ilişkilerin meşru gösterilmeye çalışılmasının toplumun ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini görmeyen kalmadı. Batının topla yapamadığını bugün ahlakdışı saldırılarla yapmaya çalışıyorlar. Kendinize bir söz verin , evlatlarınızın eline tableti verip onları internetin pisliklerinin içine atmayın. İki saat 13 dakika süren ahlaksız dizileri izlemeyin, tek sermayeleri çıplaklıları olan show programlarını en azından çocukların yanında izlemeyin.

Kalp boşluk kabul etmez, Yani Dizilerle kaybettiğiniz zamanı sevdiklerinize vermezseniz, onların ihtiyaç duyduğu sevgiyi internetin pislik dünyasının vereceğinin unutmayın.

TEKRAR UYARIYORUM

Eşinizin ve çocuklarınızın hakkı olan sevgiyi, zamanı siz vermezseniz verecek birileri çıkar.