Bizim Temel Yürek, biri kalkıp aleyhimizde ya da lehimizde yorumda bulunsa bir yerlerde, geç de olsa ulaştırır, aksi olsa rahat edemez…

Yine öyle yaptı… 29 Temmuz 2019 Pazartesi tarihli gazetesinde Tuncer Kalaycı, Basın Bayramı nedeniyle Ormanpark’ta, gazetelerin sıkıntılarını dile getirdiğim konuşmamdan cımbızla çekip çıkardığı bir kelime üzerine, sözüm ona “tecessüs” eylemiş!

Bulunmadığı gecede, gazetecileri suçlayarak “Niye kalkıp da adam gibi gazeteci nedir, tarif et diye sormadınız.” diyor…

Madem sen sordun, merakını gidereyim istedim…

-Önce gazetesini silah gibi kullanmayacak.

-Toplumun değerlerine ve meslektaşlarına saygılı olacak.

-Asla tetikçilik yapmayacak.

-Devletle ve de ihalelerle hiçbir işi olmayacak.

-Özel hayata girmeyecek.

-Doğruya doğru, eğriye eğri diyecek.

-Halkın ve ülkenin yararına bir anlayışı benimseyecek...

-Kirli bir dil kullanmayacak.

-Kendisine yapılmasını istemediğini, karşısındakine yapmayacak.

-Hata üstüne hata yapıp özür üstüne özür dilemeyecek.

-Kimseden beklentisi olmayacak. Kendi yağıyla kavrulacak.

-Güzelde çirkini değil, çirkinde güzeli arayacak.

Daha sayayım mı!

Bu ölçü içerisinde olmayıp elindeki gazeteyi halkın yararına değil de kişilerin menfaati doğrultusunda kullananların benim tarifimdeki “gazeteci” ölçüsüne uymadığını en iyi senin bilmen gerekirdi oysa!

Bizimle kısa süre de olsa çalışmış, yıllanmış bir gazeteci olarak ironi kokan göndermeyi hiç ama hiç hoş karşılamadığımı ve de sana yakıştıramadığımı bilmeni isterim...

Bizim Bahçe’den “iri dikenli kaktüsler” gidiyor Tuncer Kalaycı’ya…