“Ana gibi yar olmaz” deriz yeri geldiğinde de, analara olmadık zulüm,işkence yapar, döver, söver; yetinmeyip daha da canavarlaşıp canlarına kast ederiz…
Kadınlara karşı kaba ve saygısız, dahi acımasız davrananların sayısı eksileceğine, ne yazık ki artıyor son yıllarda...
Oysa Konfüçyüs’ün deyimiyle, “Kadın dünyanın en değerli varlığıdır”, nasıl kıyılır…
Boşuna söylenmiş değildir, “Cennet anaların ayakları altındadır” sözü…
Kadınsız bir hayat düşünülemeyeceğine göre, her gün bir bıçak darbesi ya da kurşun yarası ile öldürülen kadınlara karşı yürütülen caniliğe ne buyrulur!
Bütün bunları niye yazıyorum!
Gazetemiz, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle, kutlama ilanlarına yer veriyor sayfalarında bugün…
“Uygarlıklar seçkin kadınların eseridir” deyip sinemize bastığımız kadınlara el kaldırmak, kırıp dökmek, yaralamak, öldürmek, nasıl ve neyle izah edilebilir…
İnsanın içini acıtıyor, televizyonlarda izlenen, gazetelerin üçüncü sayfalarına yansıyan dehşet haberleri ve kadınların bitmek bilmeyen feryadı…
Nerde mahzun ve boynu bükük görsem bir kadını, üzülürüm…
Koşup elinden tutmak, içinde bulunduğu dramın giderilmesine yardımcı olmak geçer içimden…
Bu hal onlara yapılan küstahlığın bende yarattığı derin depresyondan kaynaklanıyor olsa gerek…
Böyle bakıyorum “Kadına şiddete” ve utanıyorum bu yola sapmış hemcinslerim adına…
“Oysa onlar nadide çiçek gibiler, mükemmel olmayan hiçbir kadın ve onların yürek derinliğini ölçecek hiçbir alet yok” der bir filozof…
Kadın kitap gibidir, sevgi ve şefkatle okumasını bilen için…
Kadınlarla ilgili şu sözleri okuyan, bilen, öğrenen, nasıl ona el kaldırabilir...
- Kadın en asabi erkeğin dahi sinirlerini yatıştırabilen bir varlıktır.
- Bir mum gibidir, evleri aydınlatır.
- Erkekler yasaları, kadınlar ise ahlakı oluşturur.
- İnsanlıkla ilgili bütün olaylara kadınlar ortaktır.
- Dünyanın en güzel şeyi kadın ve çiçektir.
- Kadın sevgisinin yerini dünyada hiçbir sevgi dolduramaz.
- Arkalarına bakmadıkları halde görebilen varlıklar, sadece kuşlar ve kadınlardır.
Böyle ya da benzer o kadar söz söylenmiş ki, sayfalar almaz alt alta sıralasak…
Kadınlar günümüzde şiddete, tecavüze, öldürmeye, dövülmeye maruz kalıyor, bütün bunlara rağmen ne yazık ki…
Her gün bir cinayet, şiddet, saldırı, gözyaşı, aile faciası…
Toplum ayağa kalktı “Dursun bu barbarlık” diye…
Gel de bu feryada katılma…
Olur mu hiç!
Kadınsız bir ev boş mezara benzetilir.
İnsan kendi eliyle kendini çukura iter mi…
İtiyorlar bizim ülkemizde, sonra bin pişmanlık…
Ne yararı var, ne de faydası…
İstiyorum ki onların yüzünden tebessüm, gönlünden sevgi ve mutluluk hiç eksik olmasın.
Bu duygularla tepeden tırnağa sevgi, şefkat ve merhamet dolu bir varlık olarak kabul ettiğimiz tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz, elimizde Bizim Bahçe’den gidecek orkidelerle…
ALEMDAR YUSUF PAŞA VE HİZMET BİNASI
Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, belediyesini dün basına açtı.
Medya dünyasının yoğun ilgisi, Alemdar Yusuf Paşa’yı hayli memnun etti.
Geniş salonları, rahat çalışma ofisleriyle ilk planda bir huzur yakalıyor, dolaşırken binayı…
Personel açısından da aynı durumun hakim olduğunu görmek mümkün…
Serdivan’a sınıf atlatacak bir yatırım gerçekleştirilmiş.
İç ve dış görünümü, plan ve projesiyle dikkati çekiyor.
Bir belediye için ne gerekliyse her şey düşünülmüş.
Belediye personeline ve Başkan Alemdar Yusuf Paşa’ya bundan gayrı düşecek olan, durmaksızın çalışmak ve bu görkemli hizmet binasının hakkını vermek olmalıdır.
Bu duygularla, Serdivan Belediye Başkanı ve çalışanlarına, başarılar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Laleler” gönderiyoruz, hayırlı olması adına...
KARASU BELEDİYE BAŞKANI BRÜKSEL’DE
Pazar günleri gazetemizde estirdiği gurbet havasıyla dikkati çeken, yılların tecrübeli gazetecisi Yusuf Çınal, yaz mevsiminde yurda her gelişinde Karasu’ya uğramadan edemez…
Orada pek çok dost edinmiştir bu nedenle…
Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu ve Karasulu işadamlarından oluşan bir heyet Belçika’ya gitmiş.
Brüksel’de onları Yusuf Çınal karşılamış.
Yıllardır Brüksel’de yaşmanın getirdiği rahatlıkla konuklarını ağırlayan Yusuf Çınal, önce Brüksel’de Türkler’in yoğun yaşadığı Schaerbeek (Skarbek), sonra da Brüksel’in tarihi Grand Palace Meydanı’na götürmüş…
Çınal’ın konukseverliğinden hayli memnun kalmış İspiroğlu ve ekibi…
Belediyesi adına incelemelerde bulunan İspiroğlu, dönüşünde bu şirin sahil ilçesine ne gibi yenilikler getirecek bilemeyiz.
Ona ve arkadaşlarına, seyahatin arzuladıklarını getirmesi adına “Mor sümbüller”, gösterdiği konukseverlik nedeniyle gazetemiz yazarı Yusuf Çınal’a ise “Leylaklar” gitsin istedik Bizim Bahçe’den…