Her şeyin bir yaratanı olduğu gibi ölümünde bir yaratanı vardır. “En güzel amel” imtihanı için insanlık yaratılmıştır. Bir virüs sebebiyle ölüm sayıları gün ve gün takip edilmektedir. Ölüm bu kadar çok dikkat çektiği ve sayıldığı halde ölümden gafil olmak bu asrın en büyük hastalığıdır. Ülkemiz medya ve TV’leri maalesef sadece maddi yönüyle ilgilenmektedir. Nice ünvanlı psikiyatristler sadra şifa söz etmemektedirler. 
    Hayatın değeri imtihan iledir. İmtihanların ilahi ve insani sebepleri vardır. Hayatımızın en büyük imtihanı ise “ölümdür” Çünkü ölüm vasıtasıyla imtihan salonundan çıkarılmaktayız. Yerin ve göğün mirası ancak Allah’a aittir hükmince tüm makam, mevki ve imkânların kullanım hakkını devretmiş oluyoruz. Bu sebeple ölüm bir mikroba indirgenemeyecek kadar önemli bir hadisedir. 
    Kişi ister dine inansın ister inanmasın ölüm insanlığın ortak kaderidir ve ortak gözyaşıdır. Yakını ölen ateist bile olsa ölüm acısını tatmaktadır ve yakınıyla bir gün kavuşmayı arzulamaktadır. 
Aslına bakılırsa hayatın anlamı ölüm şuurundan geçer. Ölüm hakikatini anladıkça hayat yaşanabilir olur. Günümüz insanı kurbanı et için kesen gibi, ölümü de bir beden ameliyesi olarak saymaktadır. Ölüm insan için ana karnında başlayan ve erzeli ömür denilen çağ ile sonlanan bir oluştur. 
Virüs olmasa da ölüm her gün insanlığın kapısını çalmaktadır. Er veya geç o hep zamanında gelmektedir. Tıp otoriteleri hikmetsiz hekimlik yapageldiklerinden hayatın ölümle ikiz olduğunu hissettirmiyorlar. Belki performans veya maaş vesilesi olarak bedeni müşteri olarak görmektedirler. 
En kısasından cenazenin üç hali bize ibret olmalıdır. İlki ölüm haberinin bize ulaşması, diğeri cenazenin yıkanma hususu ve sonuncusu ise toprağa emanet edilmesidir. Ölüm haberini vermek kadar onu kabullenmekte bir iman meselesidir. Birde cenazenin yıkanması her ne kadar günümüzde belediye hizmeti olarak görülse de o bir sünneti seniyyedir. Yıkanmak için markalı elbiselerimizi cüzdan ve kimlikleriyle beraber çıkarmalıyız. Dünyaya geldiğimiz gibi kundak yerine kefene sarılmak için temiz olmak gerekir. Huzura kirli çıkılmaz ki, kendi namazını kılamasa da namazını kılacakların önüne temiz çıkmak gerekir. Yan yana saf tutmadıklarının önüne geçerek onların duasını istemek beklentisi vardır. Öyle bir öne geçiş ki imamın dahi önüne geçmektedir. Beşik yerine tabut içinde bekleyiş ve omuzlardan hızlıca silkelenerek arabaya ve kabre itiliş vardır. Gelenlerin beklemeye tahammülü ya azdır ya da yoktur. Kısa okuyuş ve dualar ile hızlıca taziye ve ayrılış başlar. 
Ölümün o kadar çok konusu var ki belki hayatın konusundan daha çoktur. Korona virüs sebebiyle ölüm tefekkürü ve ibret dersi alabilmek dileğiyle Rabbimiz maddi ve manevi şifalar ihsan eylesin.