“Hararet nardadır, sacda değildir. Keramet baştadır, tacda değildir. Her ne ararsan kendinde ara. Kudüs'te Mekke'de Hac'da değildir.” Hacı Bektaş-ı Veli

Sözün güzelliği tartışılamaz. Enteresan olan söyleyenin Hacı olmasıdır. Gelelim konumuza.

Değişim kaçınılmazdır, gelişim ise bir seçim. Dış dünyanın ve başta medyanın aksi uyaranlarına rağmen doğruyu inançlarımızda yani kendimizde aramamız gerektiği tanımamızın gelişmemizin şartı olduğu bu kadar güzel anlatılır. Bu nokta sorumluluğumuzun da başlangıcı olmaktadır.

Biz kendi kararlarımızın ve uygulamamızın sorumluluğunu almazsak muhtemelen başkaları bizim yerimize kararlar alacaktır. Bu kararlardaki sorumluluk kararı verenlerin değil bizimdir. Sonuç olarak sorumluluğu almadığımız zaman başkalarının seçimleri bizim seçimimiz olacaktır. Yani sorumluluğu almaz veya kaçarsak yaşamlarını pişmanlıkla ve etrafındakileri suçlayarak ömrünü geçirecek insanlardan biri oluruz.

Maalesef kendi kararlarının sorumluluğundan kaçmak için etrafındakileri suçlamak bir nevi kendinden kaçmak olmaktadır. Çevremizi suçlamanın kolaylığını seçmek bundandır. Gelişmişliği yaşamak, daha fazla geliştirmek yaşamın ana unsuru olmalıdır.

Yaşamı olduğu gibi kucaklayıp, hayatla bütünleşip gelişmek bir şart olmaktadır. Dönüşümden korkmak insanın kendine yapacağı en büyük haksızlıktır.

İnternette rastladığım bir sözü çok beğendim sizlerle paylaşmak istedim.
“Resmin içinde bir figür olduğumuz kadar resmin kendisiyiz” de.

Gördüğümüz şey durduğumuz yerle bire bir orantılı. Bütün yollar insanın kendisine çıkıyor. Yukarıdaki muhteşem söz bunu anlatıyor gibi geldi bana. Kendi sözlerimizin sonucunu farkında olarak veya olmayarak kendimiz hazırlıyoruz. Beynimizi ve ruhumuzu hangi tarafa çevirirsek o tarafla görürüz. Bu noktada dikkat çekmek istediğim konu, SEÇİM.

Neyi seçersek onu yaşarız. Eğer istemediğimiz olaylar yaşıyorsak farkındalığımızı geliştirmeliyiz belki de.

‘Bu deneyimden öğrenmem gerekenler neler?

Ne yaparsam daha farklı bir sonuca ulaşabilirim?

Nasıl olsaydı farklı olurdu?

Bundan sonra neleri farklı yapmalıyım?’

Bu noktada kendimize sorabileceğimiz sorular. Dengede yaşamak için ise öncelikle bizi biz yapan değerlerimizi bilmemiz lazım.

Çünkü istesek de istemesek de başlangıç noktası burasıdır. Onları reddetmek veya yok saymak hiç bir temanın ana konusu olmaması gerekmektedir. Geçmişi olmayan fert veya milletlerin geleceği olamaz.

Yaşadığımız sürece; sormak, öğrenmek, gelişmek için, kendimizi keşfetmek, değerlerimize sahip çıkmak gücünü vazgeçilmemiz olarak daima kendimizde aramamız şarttır.

Bizim bizden başka dostumuz yok.