Sevgili okurlar,
Bu Pazar da sizlere yaşadığım ülke Belçika’dan bazı bilgiler aktaracağım.
‘Belçika’nın Türkiye için önemi çok büyük. İkili ilişkilerimizin başlangıcı 1848 yılından itibaren başlar. Cumhuriyet döneminde vatandaşlarımızın çoğu ‘ Belçika’nın adından bile habersiz idi. Ancak bu ülke, bizden maden ocaklarında çalıştırılmak üzere işçi isteyince hatırlandı.
Bugün 11 Milyona yaklaşan nüfusu ile Belçika, Türkiye’nin birçok uluslar arası ilişkilerinde hep yanında oldu. Bu ülke ile zaman, zaman sorunlarda yaşamadık değil.
Kısacası, ’Monarşi’ ile yönetilen, federatif yapı içinde,4 kültür bölgeli Belçika’da 220 bin Türk vatandaşının yaşadığını sizlerle paylaşalım.
* * *
http://www.yenihaber.be/photcat/photos/331/p_33166_o.jpgBelçika ile Türkiye geçtiğimiz günlerde Brüksel´de masaya oturdu. Türkiye bu toplantıya üç önemli bakanı ile katıldı.
Üç önemli bakan!
Demek ki Türkiye, Belçika ile ilişkileri çok önemsiyor..
Aslında, tarihi geçmişe bakarsanız, Belçika ile Türkiye hep dost iki ülke olmuştur..
Belçika´nın Osmanlı tarafından tanınmasından(1848) sonra, bu ilişkiler farklı bir ivme kazanmıştır.
Kısacası, AB(Avrupa Birliği) kurucu ülkesi, Türkiye´nin her uluslararası ilişkilerinde yanında olmuştur.
Şimdi bu çizgiye tekrar dönülmek isteniyor..
Zira, Türkiye-Belçika ilişkileri, birçok alanda sekteye uğramıştır.
Hele de Fehriye Erdal!?
DHKP-C üyesi, Özdemir Sabancı cinayeti sanıklarından Fehriye Erdal´ın Belçika´da sahte kod adı ile yakalanması, işleri, ilişkileri daha da rayından çıkarmıştır..
* * *
Ve PKK!!!
Belçika´yı arka bahçe ilan eden ve ülkede adeta cirit atan PKK!
Med TV adı ile başlatılan terör yayınları, bugün ROJ TV yayınları ile devam ediyor..İşte bu TV yayınları Brüksel´e 20 kilometre mesafede Dendermonde´de hazırlanıyor.
Bu öyle bir PKK´ ki ´tak´ dedi mi, Belçikalılar ´ şak´ diye yürüyüş, protesto izni veriyor!?.
Türkiye Büyükelçiliği önünde her dem gösteri yapan ve Türkiye´ye ´Katil Türkiye! Faşist Türkiye! Vur gerilla vur, Kürdistan´ı kur!´ diye naralar, tehditler atan PKK yandaşları, Belçika´yı adeta arka bahçe ilan etmiş ve burada yazları, kışları geçirmeye başlamışlardır!.
Büyükelçilik binasının camlarının kırıldığı, kapılarının tekmelendiği günler unutulmadı!
* * *
Çok geriye gitmeyelim; işte önceki hafta, Genk kentinde olanlara bakınız!
Bir grup PKK yandaşı, kültür merkezlerini bahane edip, Türklerin yoğun olarak yaşadığı kentte, protesto yürüyüşü yaparak, Türkleri taciz ediyor ve ardından iki Türk genci, okul bahçesinde bıçaklanıyor!
Bu durumu nasıl izah etmek mümkün!?
Belçikalı dostlarımız, artık şapkalarını çıkarıp önlerine koymalıdırlar..
Şapkasını önüne koyacaklardan birisi de biz vatandaşlardır!
Neden mi?
Bakınız, PKK yandaşlarının gerçekleştirdiği gösteriler sonrası Genk kentinde, Türk gençlerinin ayranı kabardı.
‘ Türklere hakaret var..Türkiye’ye küfür ettiler, hakaret ettiler! Biz de karşı yürüyüş yapacağız! Bayrağımıza yan baktılar..vs’ türünden mazeretler ile sanal ortamda bir hareket oluşturdular.
Bu durum Genk’te büyük yankı buldu..Belediye başkanı, Türk dernek başkan ve yöneticileri yanında, Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar kalkıp bu bölgeye gitti..
Görevleri, gençleri yatıştırmak..
Toplantıda oğlu arkadan bıçaklanan acılı baba gerçekleştirilen toplantıda söz aldı ve bir konuşma yaptı.
Önce gençlere seslendi:
‘ Siz kimsiniz? Belçika’da yaşıyor, Türkçe bile konuşamıyorsunuz!
Vatanı, milleti, Türkiye’yi, bayrağı savunmak size mi kaldı! Bakın demedi demeyin, bizim gibi ortada kalırsınız! Hem de yapayalnız!
Salonda bulunan Türkiye’nin Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar, durumu kurtarmak için söz aldı:
‘Gençler, yaşadığınız ülkede, huzuru ve güvenliği bozmanız, önce sizlere zarar verir, sonra Türkiye’ye ve Türklere! Bu işlerin artık çözüm adresi belli, Türkiye büyük Millet Meclisi!..’
* * *
Oysa bu toplantıda irdelenmesi gereken, bu terör örgütü mensuplarını, buralara kimlerin yerleştirdiği, kimlerin finanse ettiği ve kimler cesaretlendirdiği olmalıydı!
Burada Genk Belediyesi´nin, polisinin de aczi de dillendirilmeliydi.
Öyle ya, bir okulun bahçesinde, iki Türk genci nasıl bıçaklanır! (Ne olacak gençlerin, Türkiye´de ki gelişmelerden ve barış sürecinden haberleri yok ki!?)
Gelinen noktaya bakınız; Türkiye’de olduğu gibi artık, yurt dışında da gençlerimiz, insanımız bastırılıyor, susturuluyor!
Vatanı sevmek,
Milleti sevmek,
Bayrağı sevmek,
Teröre karşı durmak,
Geç efendim, geç!
Bu işler, bu ülkü, iktidarın ve egemen güçlerin tekeline giriyor!
İstenilen, bastırılmış sindirilmiş, boyun eğdirilmiş bir gençlik ve toplum!
Gelinen noktanın özeti bu!
Yazıklar olsun!
* * *
Konumuza dönersek, geçtiğimiz yıl içinde, Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders, beraberinde bir heyet ile Türkiye´ye bir gezi gerçekleştirdi.
Ardından Prens Philippe´nin gerçekleştirdiği ´ekonomik misyon´içerikli gezi, Belçika-Türkiye ilişkilerinin yeniden dizaynını öngörüyordu.
Şimdi böyle bir fırsat Brüksel´de yakalandı.
Her şey, inceden inceye konuşulmalı..
Belçika´da iki yılı aşkın bir zamandır bekletilen iki Türk vatandaşının cenazesi, hala ortadır!
Belçika hapishanelerinde öldürülen Türk gençlerinin katilleri, çıkarıldıkları mahkemeler tarafından, serbest bırakılmıştır!
Türk vatandaşlarına uygulanan vize işkencesi, hala devam etmektedir.
Belçika´da Türk çocuklarının Türkçe ve Türk Kültür Dersleri almaları konusu hala muallaktadır!
Dini konulardaki rahatsızlıklar ise devam ediyor..
Belçika´nın Flaman bölgesi ile imzalanan ´Kültür İşbirliği´ yoluna konmuş, ancak Wallon ve Brüksel Federasyonu ile 2009 yılında imzalanan Kültür Antlaşması´ hala bir ivme bekliyor.
Bu konuda Belçika tarafı adım atmış, gerekli düzenlemeleri yapmış ancak Türkiye işi sürüncemeye bırakmıştır..
* * *
Bugün Belçika´da yatırım yapan Türk girişimciler kadar, Türkiye´de yatırım yapan, hatta toprak alan, ev apartman satın alan Belçikalıların sayısı artmaktadır..Firma sayısının 500’ü geçtiği açıklandı.
Turizm açısından bakılırsa, Belçikalıların her yıl tatil için tercih ettiği ülkelerin başında Türkiye gelmektedir..
Bu açıdan Belçika ile Türkiye´nin yapacağı çok şey var..
Bu kararın arkasından Belçika´nın,´ ırkçılık, ayrımcılık ve dışlanma..´ konularında yapacakları da var!
Bunlar ihmale gelmeyecek evrensel şeylerdir..
Bu üçlü zirvenin önemi her açıdan çok önemlidir..
Fakat, daha da önemlisi, insanımızın vatan ile bağının da yavaş, yavaş koparıldığıdır..
‘Evet, oraya yerleşiniz, uyum örneği olunuz, siyasete atılınız, iş veren olunuz, Türkiye’yi unutmayınız!...’
Ve o şarkı,’ Bir başkadır benim memleketim!..’
Anlamak, anlatmak gerçekten zor!