Prof. Dr. Yücel Sayman, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Hülya Koçyiğit ve Prof. Dr. Mustafa Armağan’dan oluşan akil insanlar grubuyla bir araya geldik, Elmas Garden Inn Otel’de dün sabah…
Grubun sözcülüğünü önce uluslar arası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, daha sonra Prof. Dr. Mustafa Armağan yaptı.
Bu işe nasıl, niçin ve ne umut ederek girdiklerini izahla başlayan Arıboğan, “Bize, akil insanlar yerine, makul insanlar denilmesini tercih ederdik” diyerek yumuşak bir giriş yaptı konuşmasına…
“Amacımız daha fazla kan dökülmesin, daha fazla gözyaşı akmasın, ağlamasın analar, bacılar…” diyerek çarpıcı ifadelerle devam etti.
“Bu anlayışla çıktık yola, geri adım atmadan da devam ediyoruz…
Ülkenin bölünmesi söz konusu olmadığı gibi, daha da genişlemesi söz konusudur. Halkın huzuru, barışı ve yeniden kaynaşması için üstlendiğimiz görevi yanlış değerlendirip bizi suçlayanlar, şunu bilmelidir ki; Biz ne bir partinin, ne de bir grubun etkisi altında kalacak kişileriz. Bu işe soyunmuş yurtsever insanlar olarak tek amacımız; ülkenin enerjisini emen, kardeşi kardeşe kırdıran bu anlamsız savaşın durdurulmasına katkı sağlamaktır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu konuda bize sonuna kadar özgür ve rahat olmamız teminatını verdi.
Konuşarak, diyalog halinde halkın nabzını tutarak bir rapor hazırlayıp yetkililere sunmak istiyoruz” diye noktaladı konuşmasını…
Programın ağır topları Prof. Dr. Yücel Sayman ile Prof. Dr. Mustafa Armağan ise “Şimdi söz sırası halkımızda…
Bakkal amca ne diyor, Ayşe teyze bu sürece nasıl bakıyor, bunu tespit için düştük yollara…
Protestolara bakıp da üstlendiğimiz bu kutsal görevden dönecek değiliz.
Doğu ve Güneydoğu illerinde görev yapan arkadaşlarımız davul-zurna ile karşılanıyor.
Bölgemizde ise marjinal bir karşı çıkış gözleniyor.
Türkiye’ye barış, son yıllardaki göç hareketinin tersine seyir takip etmesiyle gelir…
Ülke bütündür.
Öcalan dahi, misakı milliden söz ederken, ‘ülke bölünüyor’ diyenlere vatandaşın inanmadığını görüp mutlu oluyoruz.”
Daha sonra söz alan ünlü sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, nazik ve ılımlı üslup içerisinde, farklı ve de renkli bir tavır koydu ortaya; “1 Mayıs’ta meydan kavgaları yapıp huzursuzluk çıkarılacağına, niye en fazla iş kazaları bizde oluyor, niye işçilerimiz pek çok konuda güvencesiz, niye az ücretle çalıştırılıyor gibi konuların konuşulacağı 1 Mayıslar gerçekleştirilse, daha iyi olmaz mı...
Biz konuşarak, buluşarak, birbirimize anlayış göstererek bugün pek çok sorunun üstesinden gelebiliriz” diyordu.
Sabah saatlerinde basınla buluşup konuşan akil insanlar heyeti, daha sonra sivil toplum örgütü temsilcisi kadınlarla devam edip, erkeklerin katıldığı bir sonraki toplantıyla sona erdi.
Bu arada “Ülkeye barış gelmesin. Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz. Savulun Türkler geliyor. Akiller defol” şeklinde sloganik protestolarla CHP, Türkiye Gençlik Birliği, HEPAR ve Anadolu Kartalları, akil insanlar heyetine yükleniyordu dışarıda…
Bunun yanında MHP ise beklenenin aksine son derece demokrat bir tavır sergiledi.
İçeri girerek toplantıyı takip ettiler…
Bizim dahil olduğumuz süre içerisinde takip ettiğimiz gelişmeler bundan ibaret…
Gerek medya ve gerekse sivil toplum örgütü temsilcileriyle yapılan sohbette son derece olumlu, ılımlı ve yapıcı bir dil kullanan “Makul insanlar heyeti”, güvenilir kimlikleriyle geride çarpıcı izler bırakıp ilimizden ayrıldı…