Sakarya'nın yetiştirdiği ünlü teknik direktör Yılmaz Vural ile konuşuyoruz dün akşam saatlerinde telefonda...
Evindeki misafir, Sakaryaspor Başkanı Erdal Taşkın.
Konu Sakaryaspor elbette.
Taşkın Başkan, dertli...
"Kazanılacak maçlar kaybediliyor" diyerek, üzüntüsünü ortaya koyuyor.
Şaban Yıldırım'ın ayrılmasından sonra oluşan boşluğu doldurmak adına, yönetimin ağır topu Sermet Şükür ile birlikte çalmadık kapı bırakmıyorlar şu sıralarda...
Lig TV Genel Müdürü Şansal Büyüka, Milletvekili ve milli futbolcu Hakan Şükür ile baba Şükür ve de Yılmaz Vural kafa kafaya verip, Sakaryaspor'u içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten kurtarma çareleri üzerinde duruyorlar.
İlk planda teknik direktörlük sorununu yatırmışlar masaya...
Yılmaz Hoca'nın direk sorumluluk üstlenmesi mümkün değil, ancak elinden geldiğince yardıma hazır olduğunu söylüyor...
"Babam 90 yaşında, Sakaryaspor'un her yenilişinde gözyaşı döküyor. Bu üzüntüden payıma düşen hisse olduğuna inanırım. Onun için direk olmasa da dolaylı şekilde Sakaryaspor'a yardım etmek görevimdir. Arkadaşlarla bunu oturup konuşuyoruz. Zeki Ağabey, bu iş sanıldığı kadar kolay değil. Ancak bir bütünlük halinde ve elbirliğiyle üstesinden gelinebilir. Medya olarak sizler, taraftarlar, yönetim ve Şansal Büyüka ile Hakan Şükür, bu konunun içinde olursa -ki öyle olacağına inanıyorum- sıkıntıdan kurtulmak mümkündür. Aksi halde işimiz zor."
Yılmaz Hoca'nın sözleri, açık ve net...
Direk değilse de, dolaylı şekilde yardımcı olacağı izlenimini veriyor.
"Ben vilayetimin takımında hiçbir zaman görev almak istemedim. Bunun nedenleri var. Futbolun ve sporun içinde biri olarak, bunu en iyi siz bilirsiniz." diye sözlerini noktalayan Yılmaz Vural'ın bugün, bir farklı organizasyon ve destek için Başkan Erdal Taşkın ile ilimize gelmesi bekleniyor.
Bu samimi sözleri nedeniyle Yılmaz Vural'a "Beyaz güller", Şansal Büyüka ve Hakan Şükür'e ise "Sarı güller" gitsin istedik, Bİzim Bahçe'den...
ZORLAŞTIRMAYINIZ
KOLAYLAŞTIRINIZ

Yüce dinimizin temel prensiplerindendir "Zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız" ilkesi.
Hayatın her safhasında görevli herkesin ve her kesimin özenle üzerinde durması gereken bu müthiş prensibin pratiğe geçirilmesi, ne yazık ki istenilen düzeyde değil...
Kolaylaştırmak bir yana, zorlaştıranların görev yaptığı kurumlardan gelen şikayetlerin bini bi para neredeyse...
Bir gazeteci olarak sıkıntı içerisinde olup adeta patlamaya hazır canlı bombalarla karşılaşmadığımız an yok.
Derdini anlatacak bir makam, mevki veya etkili, yetkili arayışı sürüyor vatandaşların...
Bir gazeteci olarak payımıza düşenleri görmezden gelemeyiz elbette...
Birşey yapamazsak da sorunları dile getirmek suretiyle, üzerimize düşen vebalden kurtulmaya çalışıyoruz böylece...
Resmi kurum ve kuruluşlarda, belediyelerde, SEDAŞ'ta başa gelen sıkıntılardan yakınan yakınana...
Sanki oralarda "Kolaylaştırmayın, zorlaştırın" anlayışı hüküm sürüyor...
Böyle durumda olup da kan beynine sıçramış çok sayıda tanıdık keser önümüzü, zaman zaman...
Niyedir insanların işini zorlaştırmak, kolaylaştırıp yüzleri güldürmek varken...
Anlamak mümkün değil...
Bakalım bu süreç daha ne kadar, böyle pervasızca sürüp gidecek...
Sorunu ilgililere iletmekte zorlananlar, gazeteler ve bilgisayar yoluyla şikayetlerini gündeme taşıyor...
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyenlerle, sorunlara kayıtsız kalıp başa geleni çekenlerle bir yerlere varmak mümkün değil.
Duyarlı vatandaşlara bu doğrultuda büyük sorumluluk ve görevler düşüyor.
Haksızlıklar karşısında susmayıp hak aramak, yanlış yapanın karşısına bir şekilde dikilmek, tepki göstermek, sorunların giderilmesi adına atılacak ilk adım olacaktır hiç kuşkusuz...
istiyoruz ki yapılan haksızlıklar yapanın yanına kar kalmasın.
Evet, zorlaştırmayıp kolaylaştıran herkese "Laleler", aksini yapanlara ise "Zehirli zakkumlar" gidiyor bu duygularla Bizim Bahçe'den...
DAMAR NEREDE?
Yılların gazetecisi ve gazetemizin istikrarlı köşe yazarlarından İbrahim Damar'ın yazılarını okuyamaz olduklarını ve bunu merak ettiğini belirtir mesajlar gönderen okuyucularımız var.
Evet, bir süredir köşesinden uzak İbrahim Damar...
Ama bunun geçerli bir sebebi var elbette...
Bir büyük projeyi sırtlanmış, sonuca götürmek adına uğraşıp duruyor çalıştığı kurumda İbrahim Damar...
Bütün bunlarda sona doğru yaklaşılmak üzere...
Yakın bir gelecekte yeniden yazılarına başlayacak olan İbrahim Damar'a kolaylıklar dileğiyle "Kardelenler", O'nun yazılarını özleyen okuyucularına "Mimozalar" gitsin istedik Bizim Bahçe'den...
ŞADİ TANIŞ AMERİKA'DA
Tüccar Gazeteci Şadi Tanış, bayiliğini yaptığı şirketin sağladığı promosyonu değerlendirerek Amerika'nın LosAngeles şehrine uçtu dün akşam üzeri...
Yaklaşık bir hafta sürecek olan gezinin izlenimlerini dönüşte Yeni Sakarya okurlarıyla paylaşacak olan ilin tanınmış tüccar, gazeteci ve düşünce adamlarından Şadi Tanış'ı sağlıkla gidip dönmesi dileğiyle, Bizim Bahçe'nin "Sümbülleri" ile uğurladık Yeni Dünya'ya...
MARKETÇİLERİN BÜYÜK SEVİNCİ
Şehrimizin önde gelen marketlerinden Esmer ve Gel-Tat'ta özel bir mutluluk yaşanıyor son günlerde. Esmer Marketler sahibi Bülent Esmer-Merve Esmer çiftinin ilk gözağrıları olan İnci bebeğin dünyaya gözünü açmasıyla mutlulukları katlanır oldu. Aynı duyguları Gel-Tat Market sahiplerinden Murat Döver-Esra Döver çifti de yaşadı. Yaman adını koydukları ikinci evlatlarının aralarına katılması ailede büyük sevinç yarattı. Döver ve Esmer Ailelerini tebrik eder, Yaman ve İnci bebeğe çile dolu dünyada çilesiz bir yaşam dileğiyle Bizim Bahçe'den "Hoşgeldin menekşeleri" gönderiyoruz.