Fırıncılar "Askıda ekmek" projesine ara verdi bir süredir.
Bilmem nedendir?
Böyle özel ve güzel bir uygulamaya neden devam etmezler acaba...
Oysa bu yol ve yöntemle fakir halka yadsınamaz katkıları oluyordu hayırseverlerin...
Nerede ve hangi fırında böyle bir uygulama varsa, fakir-fukara halk oraya gider ve ekmek ihtiyacını karşılardı...
Bu sayede ekmek için ayırdığı parayla bir başka ihtiyacını giderebiliyordu.
Vitrinlerine "Askıda ekmek" levhası asan fırıncılar açısından bir hareket ve dahi bir bereket oluşuyordu.
Hem fırın hem de ekmeği bağışlayan vatandaş bundan ziyadesiyle memnun oluyordu.
Şimdi göremez olduk böyle güzel uygulamaları, ne hikmetse...
Buna benzer bir hareketi gündeme getirdi, sabahın erken saatlerinde bir televizyon kanalı "Poşet sizden, ucuz ekmek bizden" diyerek.
Elinde poşetiyle gelen kişiye, fırın indirimli ekmek satıyordu.
"Bizde de böyle bir uygulamaya gidilse olmaz mı?" diye geçti aklımdan...
Bilmem ne der, Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı bu işe...
Poşeti elde gelen vatandaşa 50-100 kuruş arası indirim uygulansa, hem çevre kirliliğinin önüne geçilmesine, hem önemli oranda dövizle ithal edilen petrol ürünü poşetlerin azalmasına, hem de ekmek satışının çoğalmasına imkan sağlanmaz mı?
Başka şehirlerde ilgi gören böyle bir uygulama niye bizim ilimizde de olmasın?
Olur, hem de bal gibi olur, yeter ki istenilsin.
Tüketicinin, üreticinin ve ülkenin yararına olacak bu güzel projeyi hayata geçirmek adına "fırıncıların ağası" Halil İbrahim Balcı'ya bir demet "Orkide" gönderelim istedik Bizim Bahçe'den peşin peşin.
Bakarsınız ses verir, sonra da emir...
ATALAY'IN SÖZLERİ
Demiryol-İş Genel Başkanı ve Türk-İş Mali Sekreteri Ergün Atalay TÜVASAŞ'ın taşınmasına karşı olan tepkisini ortaya koydu bir kez daha...
Atalay, bir TÜVASAŞ işçisine bir de Sakaryaspor'a farklı bakış açısıyla tanınır.
İkisine de halel gelmesin ister daima...
Şu sıralarda ilini gündeminde olan konulara olan yaklaşımını sorduk, bu münasebetle telefonda...
"Fabrikayı kimse yerinden oynatamaz. Buna kimse cesaret etmesin. Eurotem için aynı duyguları taşımam, özel bir kuruluş. Nereye giderse gider serbesttir ama TÜVASAŞ'ıma dokundurtmam.
TÜVASAŞ'ın hiçbir zararı yoktur, faydasından gayrı...
Hava ve çevre kirliliği oluşturmaz.
İlimizle bütünleşmiş baba kuruluşların başında gelir."
Böyle diyor Atalay...
Diğer taraftan bir eli de Sakaryaspor'un üzerindedir...
"Takıma sahip çıkmak gerekir. Bu ilin marka değerleri arasında önemli yere sahiptir. Bu nedenle Sakaryasporsuz bir Sakarya, Sakaryasız bir Sakaryaspor asla düşünülemez." şeklindeki görüşünde hiçbir değişiklik olmaz Atalay'ın...
Bu duygular içerisindeki Ergün Atalay'ın kendi Başkent'te, gönlü daima Adapazarı'ndadır.
O'na bu nedenle bir demet "Beyaz gül" gönderelim istedik, Bizim Bahçe'den...
SATSO-MEDYA BULUŞMASI
İlki eski başkan Akgün Altuğ zamanında uygulamaya konulmuştu.
Yararlı olduğuna inanılmış olmalı ki, devamına karar verilmiş.
SATSO Başkanı Mahmut Kösemusul ve yönetim kurulu üyeleri, ilin önemli sorunlarının masaya yatırıldığı bir sohbet toplantısı adına davet ediyor, sosyal tesislerine medya mensuplarını.
Yarın saat 10.00'da Elegante bitişiğindeki SATSO Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilecek toplantıya, medyanın yine ilgi göstermesi bekleniyor.
Toplantının her iki cephede hayırlara yol açması adına Başkan Kösemusul ve arkadaşlarına, Bizim Bahçe'den "Leylaklar" gönderelim istedik.
KALAYCI'NIN GÜNDEMİ
Gazetemizde göreve başladığı günden beri ilginç haberleri bulup manşete çıkarmasıyla, ilin gündeminin oluşmasında önemli katkıları olan Tuncer Kalaycı, bu defa bölgede ikinci sırada bulunan kanserli bir il olmanın nedenine takmış kafayı...
Kansere yakalanıp aramızdan ayrılanlarda yaş haddinin çok aşağılara düşmesini sorguluyor haberleriyle...
"Tedavi, yol ve yönteminden önce, bunca hasta niye bu hale geldi?" şeklinde farklı bir bakış açısı ortaya koyan Kalaycı için önemli olan önleyici tedbirlerden evvel, "Niye bu hastalık aldı başını gidiyor?" sorusuna cevap bulmak...
Tuncer Kalaycı'ya bu önemli konudaki sorumluluk anlayışı adına Bizim Bahçe'den bir demet "Lale" gidiyor.
YAŞAR KILIÇ (MELEK) VE PAHALI ZEVK
Kapanan Melek Sineması, Melek Pastanesi ve Funda Düğün Salonu gelir, Yaşar Kılıç deyince akla...
Bir döneme damga vuran etkinliklerin mekanı olarak bilinir Kapalı Çarşı.
Yaşar Kılıç, aramızdan ayrılıp yalancı dünyaya konup göçen kadim dostları gibi, Briç Kulübü'nü ikinci adresi edinenler arasında yer alır.
Deve Ziya, Baba Lütfü, Aktar Ziya, Suat Berköz, Tarık Erdi gibi rahmetli dostları ile Yaşar Kılıç'ın ortak ve pahalı bir zevki vardı.
O da kayak tutkusu...
Hepsi kaymaya bayılırdı.
Kar yağmayagörsün, Uludağ senin, Kartalkaya, Kartepe benim...
Şimdi onlar yok yanında Yaşar Kılıç'ın...
Bir başına kaldı yıllardır...
Bu nedenle zevk almaz oldu dağlardan ve kaymaktan...
Eski alışkanlığı gelmiş aklına, karı görünce yıllar sonra...
Kaymaya kalkmış, bunca yaşına rağmen Serdivan tepelerine çıkıp da...
Bu zevk ona, gerçekten pahalıya mal olmuş.
Adalesi kopmuş, şimdi evde yatak döşek yatıyormuş.
Sanırım bu ders olmuştur bu yaştan sonra...
Zaten "Bir daha kaymak mı!" der de, başka bir şey demezmiş istirahat ederken evinde...
Bu ilin sosyal yaşamına önemli katkıları olan kuruluşlar sonrasında, kendini emekliye ayırıp briçle teselli bularak maziyi yad eden Yaşar Kılıç'a (Melek) fantazilerinin sona ermesi adına, Bizim Bahçe'den "Fesleğenler" gitsin istedik.
ÇAMDAĞ AİLESİ'NE GEÇMİŞ OLSUN
Yenicami'nin tanınmış işadamları arasında yer alır yedek parçacı Çamdağlar.
Baba Çamdağ, son aylarda keyifsiz...
Onun üzüntüsü, çocuklarına da yansıyor hiç kuşkusuz...
Çark divanın renkli konukları arasında yer alır Özcan Çamdağ, kendine has yorum, şiir ve fırkalarıyla...
Görev vermiş eşine, yengesine araba kullanmayı öğretmesi için...
Onlar da çıkmışlar yola...
Bayan Çamdağ'ın talebesi bir kavşakta frene basacağı yerde gaza yüklenince, bindirmiş karşıdan gelen bir arabaya...
Neyse ki, ucuz geçiştirilmiş bir olay kalmış geride...
Kazayı hafif atlatan bayan Çamdağlar'a Bizim Bahçe'den şifa çiçeği "Itırlar" gönderelim istedik, geçmiş olsun dileklerimizle birlikte...