Elbet kandiller de yandı bazı akşamlar.
Bütün ışıklardan daha aydınlık daha yumuşak ışıklar döküldü üstüne.
Sokaklardan, kubbelerden, minarelerden, mahyalardan.
Elbet senden öncekilerin iç çekişlerine karıştı senin de keşkelerin.
Elbet defalarca doldu kubbeler ahlarla, vahlarla.
Dönüp avuçlara doldu aminler, çarparak kubbelere.
Elbet, keşke çocuk olaydım dedin kim bilir kaç kere.
Pişmanlıklar hep çocukluğu özletir çünkü.
Yalnız çocukların seslerinin ulaşabileceğini düşündün semaya.
Çünkü yalnız çocukken yoktu sesinde yalan.
Elbet iyiliklerini de getirdin hatrına.
Yoksa yaşayamazsın.
Bugün yine kandil.
Unutma, bazı günler yanan kandillerden değildir gökyüzündeki yıldızlar.
Ve her zaman yanabilir bir insanın gözbebeğinde o yıldızlardan.
Sen iyi olduğun sürece.
Sen hayatta olduğun sürece.
Çünkü kandilleri, yıldızları boşver, kendi hayatın senin güneşindir.
Ve unutma aslında yanan yıldızlar, kandiller değil sensin.
Yanan sensin.