Sevgili okurlar,
Hani Cem Karaca’nın o şarkısı var ya,’ Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete’ diye!
Gerçekten sorunlar yumağı bizleri çepeçevre sardı! Bu köşeden sizlerle paylaştığım konuları hatırlayınız..Hem Türkiye’de, hem Avrupa ve dünyada olup bitenlerle ilgili çok konuyu gündeme taşıdık, irdeledik ve paylaştık.
Bu sorunlara karşı kendi  özel görüş ve düşüncelerimizi de sizlerle paylaşmaya imtina etmedik.. Doğruların yanında, eğrilerin de bilinmesine özen gösterdik..Gittikçe çirkinleşen, kirlenen siyaset denizine adım atılırken, insanımızın  çok ama çok dikkatli olmasını istedik..
Adı üzerinde, siyaset bu!
İkiyüzlülüğün, riyanın, yalanın, menfaatlerin, adam kandırmanın aracı olmuş siyaset!
Yani benden olmayana vur!
Yani, benim gibi düşünmeyene vur!
Yani, bizden olmayan hain, terörist!
Yani, yürütülen politikaları beğenmeyene vur!
Vur, vur, vur da, nereye kadar!
İnsanımız öbek, öbek ayrıştı..
Birbirinden selamı bile esirgeyecek hale gelindi..
Yürütülen neyin siyaseti?
Anlayan varsa, beri gelsin?
Hep,’ yarınlar, yarınlar’ diyoruz ama, yarınlar da yeni sorunlara gebe!
Yarınlarda da umut kesilmişse vay halimize!
Eğer bir toplumda, ‘hoşgörü ve tolerans’ kalmamışsa vay halimize!
Bir toplumun çekirdeğini teşkil eden ailelerde bile siyasi ayrışmalar başlamışsa vay halimize!
Gerçekten nereye gidiyoruz?
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Türkiye’nin bu başındaki’ kara dumanları’ nasıl izah edeceğiz?
Ne olacak, bu Ege adalarındaki haklarımız?
Ne olacak, bu Türkiye-Avrupa Birliği üyelik meselesi?
Ne olacak, bu Türkiye-ABD anlaşmazlıkları?
Ne olacak, bu Türkiye-Hollanda meselesi!
Ne olacak, bu Türkiye-Almanya anlaşmazlıkları?
Ne olacak, bu ‘FETÖ-ABD’ meselesi?
Ne olacak, bu İmralı’da yıllardır beslediğimiz terörist başı Abdullah Öcalan’ın (APO) başını çektiği PKK terörü?
Ne olacak, bu Afrin, Menbiç ve Suriye topraklarındaki bitmek bilmeyen kaos ortamı, savaş hali?
Ne olacak, bu kadın ve çocuklara yönelik şiddet olayları?
Evet, ünlü sanatçı Orhan Gencebay’ın seslendirdiği o şarkıyı hatırladınız mı?
‘Arkası gelmez dertlerimiz bıktım illallah!’
Masum insanımız, beceriksiz siyasetçilerin ceremesini çekmek zorunda mı?
Ne olacak, bu elektrik, gaz faturalarındaki artış?
Ne olacak, bu su faturalarındaki dengesizlik?
Ne olacak, bu trafikteki düzensizlik?
Ne olacak, bu çocuklarımızın eğitim meselesi?
Nereden bakarsanız, bakınız,’ oynatmaya az kaldı, doktorum nerede’ şarkısı ile yatıp kalkacağız?
Kısacası durum hiç iyi değil..
Dolar ve Euro yangını ise insanımızı perişan etti..
Durumun özeti aşağı yukarı her ülkede bu!
Dünya insanlığı bir başka cehenneme doğru sürükleniyor..
Uzlaşan, çözüm arayan, sevgi ve saygıyı keşfeden yok!
Çene yarışı sürüyor!..
Televizyonlarda ‘sen-ben kavgası’ ateşleniyor..
Allah sonumuzu hayır etsin!
Son olarak,bir  güzel haberden söz ederek,noktayı koyalım..
Sevgili Kenan Certel kendi gazetesinde yazmış..
55 Yıldır değişmeyen Müdürü yazmış..
Bizim de orta okul ve lise yıllarından tanıdığımız muhterem Ziyafettin Şimşek ustamız, hala  mesleğini sürdürmenin mutluluğu içinde, sohbetlerini sürdürüyor..
Tüm onca soruna rağmen yüzü gülüyor..
Ne güzel, ne güzel!..
Bir insanın yüzünün gülmesi, ne güzel..
Allah kimseyi ağlatmasın!
Ülkemde, çevremde, her yerde bu tür gülücüklerin dalga, dalga yayılmasını nasıl isterdim..
Sevginin paylaşılmasını, saygının egemen kılınmasını isterdim..
İşte halkın müdürü Ziyafettin Şimşek usta, meslekteki 55 yıllık aşkını anlatıyor..
O ustası Sabri Kardeş’ten aldığı desturu devam ettiriyor..
Yalansız, hilesiz, tertemiz!..
Kerem-Ali Dağı’ndaki karlar kadar temiz, bir Akyazı insanı işte!
İşinin başında yüzü gülüyor, gelenle, geçenle sohbet ediyor..
Hiçbir şeyi dert etmiyor, müdür!
Üstelik nasıl ’müdür’ lakabını aldığını da anlatmış, bir güzel..
Selamlar olsun!
Akyazı’nın daha çok nur yüzlü insanı vardı..
Siyasetçisi vardı..
Çözüm üreten, kardeşlik ve dostluk aşılayan..
Adam gibi adamdılar..
Unutmak olur mu?
Bir daha ki sefere, onlardan da söz ederiz..
Yurdumun dağına, taşına, hele de Kerem-Ali’ye, Aksar tepeye, Akyazı ovasına, Mudurnu çayına, tarladaki çiftçiye, fabrikadaki işçiye, emeklisine, memuruna, askerine, polisine selam olsun!
Kısacası anlatmaya çalıştığım, sorunlara, acılara, yalan ve riyalara rağmen, bu memleket, bu eller bizim!
Varsın, alamet gemisi, kıyamete gitsin!