17 Ağustos asrın afetini takiben “Bu şehir artık kolay kolay kendine gelemez” denilmişti…

“Gelecekse de en az çeyrek asırlık süre gerekir” görüşü de ağırlık kazanıyordu…

Bu durum şehirden kaçışı hızlandırdı uzun süre...

Parası olan özellikle Ege ve Güney bölgeleriyle büyük illere gidip yerleşti...

Ancak evde yapılan hesapların hiçbiri pazara uymadı ve kısa sürede yaralarını saran ilimiz yeniden yaşanılır hale geldi, getirildi...

Bu arada şehri hızla yabancılaştıran tersine göç dalgası başladı…

Bugün ise ilçeleri ile bir milyona yaklaşan nüfusa sahip il olmanın sancılarını yaşıyoruz…

Şehir plancıları bu durumu hesaba katmamış olacaklar ki özellikle merkezde nüfus yoğunlaşmasıyla cadde ve sokaklarda bırakın araba park edecek yer bulmayı, yayaların dahi zorlandığı bir sıkışıklık yaşanıyor…

Sadece merkez mi böyle!

Değil elbette…

Yeni yerleşim bölgeleri özellikle Serdivan ve Serdivan’a giden yollar civarında -ki buna TOKİ’nin satışa çıkardığı Atatürk Stadı arsası da dahil- halkın istifadesine sunulacak yeşil alanlar kalmadı neredeyse...

Kalanların ise hakkı verilsin, değerlendirilsin halkın yararına istenir…

Hal böyle iken ve ülkenin birkaç ilinde kaldırılan statların yerleri halkın soluklanacağı, gezip dinleneceği ortak kullanım alanlarına dönüşürken, bizde ise ileride oluşturacağı sıkışıklıklar düşünülmeden Atatürk Stadı arsasının yapılaşmaya açılması ne derece doğrudur!

Almadan vermek olmayacağına göre, yeni stat karşılığı TOKİ’ye kabul edeceği bir başka imkan tanınsa sorun giderilemez mi...

Yeter ki istenilsin… Bulunur kurtaracak baht-ı kara maderini…

Buranın Çark ve Kentpark’a entegre devasa bir yeşil alan haline dönüşmesi, en doğru tercih olacaktır…

Ancak bu işe belediyeler yanında siyaset cephesi, sivil toplum örgütleri ve de Sakarya lobisinin bütünüyle el atması gerekir…

Bu ihtimal göz ardı edilmeden ve de arsa çıkarılmadan elden, “Her gelişlerinde huzur bulduklarını” belirten etkili ve yetkililer, bu ilin ve şehrin halkına bundan daha güzel ve olumlu hizmet yapamazlar sanırım…

Yarınların ne getireceği belli olmaz… Sadece davalı değil, ayıplı da olmasın isteniliyorsa stat arsası, yapılsın bir plebisit…

Bakalım halk ne der… Ona göre değerlendirilsin arazi…