Şu Arap halkını anlamakta zorlanırım zaman zaman…

Devlet başkanlarının tavrına göre hareket tarzları vardır…

Ülkemizle araları üst seviyede iyi ise gümrüklerde insanımıza yaptıkları muamele, sağladıkları kolaylıklar paralel özellikler taşır…

Aksine gerginleşirse iki ülke son haftalarda olduğu gibi tavırları da hemen değişiverir…

Medine kahramanı Fahrettin Paşa’ya yönelik sözleri işte böyle bir dönemde saygısız, bilinçsiz, önyargıyla söylenmiş sözler olarak düştü ülkenin gündemine…

Bu yakışıksız temelsiz sözler, bizim ülkemizde olduğu kadar, sanırım kendi memleketlerinde de hoş karşılanmamıştır…

Fahrettin Paşa’nın Medine müdafaasını işleyen tiyatro eserini AKM’de Zeki Başkan ile birlikte izlemiştik…

O dramatik tablo, bizim duygu dolu anlar yaşamamıza yol açmıştı…

Hele de son sahne ve o müthiş veda…

Önümde oturan Zeki Toçoğlu’nun gözlerinden yaşlar ne kadar saklamaya çalışsa da dökülürken mendiline bulgur bulgur, hiç kuşku yok ki sahnedeki o esatiri iklimden kaynaklanıyordu…

Nasıl olur da böyle tarihe mal olmuş bir büyük kahramanın İslam alemine has değer taşıyan tarihi kıymetteki eserlerin küffar eline geçmemesi için muhafaza edilmek üzere İstanbul’a, yani payitahta göndermesini, dünyanın en sancılı döneminde çirkin sözlerle karalamasını anlamak mümkün değil…

Sanırım o unutulmaz kahramanlığın öyküsünü gündeme taşıyan Fahrettin Paşa belgeseli onlara en iyi cevap olacaktır ve ardından dökülen gözyaşlarında boğulup gideceklerdir…

Başkan Toçoğlu yanında benzer duygularla gözyaşlarına hakim olamayan izleyicilere “beyaz güller”, o unutulmaz kahraman Fahrettin Paşa’ya ise yüce Mevla’dan bir kez daha rahmetler dileyelim istedim, bu vesileyle…