Uzun günlerin, sıcak günlerin Ramazanı geliyordu.Her seneki gibi.Birden bir serinlik gökyüzünden.Oruç serinliği.

Yoldayım yine. Yağmurun yalnız bırakmadığı yolculuklardan biri daha.Büyük projeler, temkin, hesaplar, kitaplar, yorgunluklar.Küçük bir ihanet seziyorum.Sert yağıyor yağmur, hava serin, aralıksız çalışıyor silecekler.Adapazarı'na yaklaşıyorum.

Çark Mesire'deyiz.Eski arkadaşlar, eski dostlar.İhanetin haberi geliyor.Acıyorum.Küçük akıllar, küçük gönüller, küçük dünyalar.Ahiret büyük ama!

Çınarlara bakıyorum Mesire'de.Kim bilir ne zamandır bu suyun kıyısındalar, kim bilir bizden sonra ne kadar zaman daha.

Eski Ramazanlar'da nasılsa iftarlar, eski yaz Ramazanlarında, öyle bir iftar sofrasındayız.Yağmur da yağmış, gök boşanmış, yer temizlenmiş, güneş de iftara yakın açmış.Ezanı bekliyoruz.

Rahmi Sak, Taci Abi, Soner Abi, Eczacı Engin, Murat, Engin'in oğlu Enes.Serhat, Aybars...Şadi Tanış kıymalı pideleri getirecek.Namık Öze geldi, Adnan Abi geldi, Ramo var, Halil'le Ahmet sonra gelecekler, tatlıya yetişecekler.Ömer Yaşar, İlhami.Necmeddin Şimşek de geldi işte, oğlu Osman da yanında.Osman, "Beyaz Leke" Müzik grubunun besteci gitaristi.

Sofra duasını Necmeddin Şimşek yapıyor. Sanki Selahaddin Şimşek sesi, yüzü.Adı konmamış bir Selahaddin Ağabey iftarının misafirleriyiz.Ramazanın son haftası bunun adını koyarak bir iftar yapalım diyoruz.Yenicami'de beraber çay içtiği dostları, öğrencileri gelsin.Ramazan geceleri Bulvar'da birlikte yürüdüğü kim varsa.Her Ramazan bir Selahaddin Şimşek iftarı yapalım bundan böyle adını da koyarak.

Necmeddin Şimşek, bir Selahaddin Şimşek mektubu getirmiş yanında."Kuğunun Son Ötüşü."Dünyanın en güzel mektuplarından biri."Musluğa bardağını neden ters uzatıyorsun?" diyor Selahaddin Ağabey mektubun bir yerinde.Bu bir akıl sorusu. Bu bir aşk sorusu.

Soruyorum o zaman: Yenicami'den kimler kaldı? Yenicami'den ne kaldı?Hatıralarınız yoksa belki de yaşamadınız demektir. Nasıl ispatlayabilirsiniz ki?Villaların tapuları, lüks arabaların ruhsatları, adınızın büyük yazıldığı yerler, büyük paralar ödediğiniz saatler, elbiselerle mi?

Yaşadığınızın kefili hatıralarınızdır.Hatıra, dostlarla, dostluklarla birikir. Bunu da soracağım: Yenicami'deki dostlarınızla aranıza ne girdi? İktidar mı?

Biz, oruç tutmaya, dostlarla iftar etmeye gelmedik mi bu dünyaya? Sahi, musluğa bardağımızı neden ters uzatıyoruz?