Kuranı Kerimi okuyanlar İsra suresinin ilk ayetini asla unutamazlar. “Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.”

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:

“Ancak üç mescidi ziyaret için yola çıkılır; Mescid-i Haram, Mescid-i Aksâ ve benim şu mescidim!” “Bir kimsenin Mescid-i Haram, Mescid-i Aksâ ve benim şu Mescid’imin dışında herhangi bir mescitte namaz kılmak için husûsî bir yolculuk yapması gerekmez.”

Şeyhimiz Zeyneddin der ki: «Bu hadisin sadece mescitler ile alakalı olması en doğru vecihtir. Yani hadis, “Şu üç mescit dışında hiçbir mescit için yola çıkılmaz” anlamındadır. Mescitlerin dışında ilim tahsili, ticaret, gezinti, salih insanları, târihî mekânları, din kardeşleri ziyaret ve benzeri sebeplerle yapılan seyahatler, bu yasağa dâhil değildir».” (Aynî, Umdetü’l-Kârî, VII, 254)

İsrail zalimdir ve rezillik ve azaba müstahaktır. “Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harab olmasına çalışandan daha zalim kimler vardır! Aslında, bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. Dünyada rezillik onlaradır, ahirette büyük azab da onlaradır.” (Bakara, 114)

İlk mescidimiz. Berâ bin Âzib’in (ra) rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz (sav) ve Müslümanlar, hicretten sonra 16 veya 17 ay boyunca Beytü’l Makdis’e doğru namaz kıldılar.

Hz.Muhammed’in (sav) hizmetcisi Meymûne binti Saad (ra) rivâyet ediyor:
”Dedim ki: Ey Rasûlallah! Bize Beytü’l Makdis’i anlat.
Dedi ki: ”Orası ‘Haşir’ ve ‘Neşir’ yeridir. Oraya gidiniz ve namaz kılınız. Oradaki namazın ecri (sevabı) başka yerdekilerin bin katıdır.”
Dedim ki: ”Buna gücümüz yetmezse? ”
Dedi ki: “Kandillerini (Mescid-i Aksa) aydınlatacak yağ gönderiniz. Kim bunu yaparsa, sanki oraya gitmiş gibidir.”

Şimdi de Mescidi Aksaya yağ yerine siyasi destek ve silah gönderilmelidir. Zira “Kuvvet atmaktır” buyrulur. Filistin’de yapılan zulümler, eğer doğruysa Alman hitlerin Yahudilere yaptığı işkencenin sınırlarını aşmıştır. Bir asra dayanan zulüm devam etmektedir. Filistinli gün ve gün ölüyor ve canlı bir ceset olarak toprağa gömülüyor. Meskenleri taciz ve gasp ediliyor. Bebeklerin kundakları kefenleri oluyor. Ağızlarında ki emzikleri cennet şekeri gibi tat veriyor. Genç kızları gelinlik değil kefen biçiyor, gözyaşları sadece kendileri için değil ümmet için kanıyor. Yaşlılar bastonlarıyla müdafaa yapıyor, kadınları ise mücahitler doğruyor. Öldürülmek için değil şehit olsunlar diye büyütüyorlar. Filistin destan yazıyor, Yahudi cinneti karşısında çırpınıyor haykırıyor ve biz tükenmedik yaşıyoruz ve kalplerinizin korkusuyuz diyorlar.

Isra’dan miraca yolculuk. Hz. Enes’in (ra) rivayet ettiği bir hadiste Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: ”Bana Burak getirildi ve Ona bindirilerek Beytü’l Makdis’e getirildim. Onu (yularını) Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım. Mescid-i Aksa’ya girerek orada iki rekat namaz kıldım. Sonra, göğe yükseltildim.”

Mescidi Aksanın vatanı İslam’ın dünyaya açılan kapısı ve garantörüdür. Mescidi Aksanın huzuru yoksa ümmetinde huzuru yoktur. Yahudilerin fitne ateşinin ocağı Filistin’dir o ateşi söndürmek Müslümanları görevidir. Türkler bu ateşi söndürmezlerse gün gelir o ateş bizi de yakar.

Yahudilerin vadedilmiş diye inandıkları toprağın önemli bir bölümü de ülkemizdedir. Hristiyanlarda “Diyarı Rum’u arzu ettiklerindendir ki eğer biz Mescidi Aksayı koruyamazsak Ayasofya’yı da koruyamayız. Ülkemizin Yahudi dostları olan birçok insan maalesef Filistin özelinde Mescidi Aksaya düşman kesilmişlerdir. İçimizde beyinsizler, dışımızda ise can düşmanları ümmete diş biliyorlar, biz Müslümanlar metotlu ve planlı çalışma ile bu tehlikeleri bertaraf etmeliyiz.

Kuvvet hazırlamak için ilim, iktisat, adalet ve izzetle Mescidi Aksayı hürriyetine kavuşturmalıyız. Rabbim başarı ve muvaffakiyet versin hepimize.