Yazar / İlişki ve Evlilik Danışmanı

Gamze KARADAĞ

Bir birliktelikte ilk üç veya altı ay aşırı coşkulu geçer. Bunun nedeni iki tarafında birbirini tanımaya çalışırken farklı hislere kapılması, yeni deneyimler kazanmasıdır.

Kişi aşık olduğunda konfor alanından çıkar bu da kişi de dopamin, serotonin, endorfin ve oksitosin hormonunu aktifleştirir. Aktifleşen bu hormon kişinin fazlasıyla dinç, huzurlu, mutlu, neşeli hissetmesini sağlar.

İlişki rutine bindiğinde arzunun azalmasıyla salgılanan hormon seviyesi düşüşe geçer. Bu kişide tuhaf duygu karmaşaları yaratır. Özellikle ilişkide farklı paylaşımlar ve faaliyetler yoksa…

İlişkide sıkılmak normaldir. Ve geçici bir şeydir.

Sıkılma duygusuyla ilişkiye renk katmak yerine uzaklaşmayı seçerseniz sıkılma duygunuz uzun sürmeyeceği için karmaşa yaşarsınız.

Her sıkıldığında ilişkiyi sabote eden kişiler karşı tarafı aşırı yorduğu için soğuma yaratırlar.

İlişkide soğuyanın savaşı biter. Ve kişi karşı tarafı önemsememeye, yokluğuna alıştığı için özlememeye, sıkılganlık duygusuyla manipüle edildiği için güvenmemeye, karşı tarafın kaba davranışlarına maruz kaldığından dolayı uzaklaşmaya, duygusunu kaybetmeye başlar.

Eğer ilişkinin özünde gerçek bir aşk varsa sıkılma duygusuyla hoş olmayan davranışlar sergileyen kişi pişmanlık duygusuyla gelgitler yaşar. İlişkiyi düzeltir, sıkıldığında tekrar bozar.

Bir birliktelikte duyguların yoğunluğundan çok kişilerin duygusal zeka ve farkındalıklarının ne kadar açık olduğu daha mühimdir. Farkında olmayan her insan ilişkiyi sabote eder, iletişim, duygu akışını keser.

Sevgilerimle…

Mail: [email protected]