Daha önce de böyle ipe sapa gelmez karalamalarda bulundu adımıza, Hüseyin Cumalı...
Sonra da özür yazısı yazacağını söyledi ama, gerçekleştirmedi...
Sorun etmedim...
Zira, öyle kaba birinden, böyle bir incelik beklemek yanlış olurdu...
Dün yine benzer şekilde zırvalamış...
Ola ki, inanan olur diye cevap vermek istedim...
Hüseyin Cumalı'nın babasıyla hem sohbet etmiş, hem de iş icabı alışverişlerde bulunmuştuk...
Düzgün, mert ve işinin ehli birisiydi, Rahmetli...
Oğlu Hüseyin Cumalı'yı ise çocuk yaşlarında değil, gazeteciliğe başladığı yıllarda tanıdım...
Kerameti kendinden menkul saçmalamalarla aklı sıra bir şeyler yaptığını sanıyor...
Memleketin akıllıya ihtiyacı olduğu dönemde yeterince yokmuş gibi kendini "deli" ilan ederek "Tingilliği" tercih etmiş, bu da yetmemiş "öküz" olduğuna karar vermiş, dün de...
O böyle olmak istiyorsa, kim ne diyebilir ki!
Bahtı açık olsun!
Yediği kabı kirleten bir dingil olarak ironi yoluyla boyunu aşan edepsizliklerle birtakım mesajlar vermeye kalkıyor...
Bizim gazeteciliğimize ve gazetecilik anlayışımıza dil uzatacak en son kişi olması gerekirken, durup durup saldırmasına bir anlam veremiyorum...
Bizimle birlikte çalışma şansı yakalamış, neye, nasıl, niçin önem verdiğimizi çok iyi bilen bir kişi olarak Cumalı kendini şekerlerle, bonbonlarla aldatanlara bizim üzerimizden mesaj vermek istiyorsa, bilelim!
Gazetecinin birilerini parlatması için bir beklentisi, bir çıkarı olmalıdır...
Söyler misin Cumalı, benim kimden beklentim ve dahi çıkarım var?
Ya da böyle bir hareketimi mi gördün de, ikide bir beni çileden çıkaracak şekilde "Tingillik" yapıyorsun?
İnsanın inandığı gibi yaşaması, inandığı gibi yazması, mavi boncuk dağıtmak mıdır?
Kime, niye ve niçin şirin görüneyim?
Üzerine oturan elbisenin içinde beni niye gezdirmeye kalkıyorsun, sıkılmadan?
Benim bunlara ihtiyacım olmadığını birlikte çalışan biri olarak en iyi sen bilirken, bu edepsizlik niye Cumalı!
Yazdıklarına cevap vermem, haberciliğine vediğim değerden ileri geliyor...
Yaptığı yardımın şeklini hoş karşılamadığım ve tanımadığım bir kişiye karşı, işin mahiyeti icabı daha nazik bir dil kullanmanı istemem konusunda hakkım olduğunu sanıyordum, yanılmışım...
Son söz; keskin zekaya sahip bir kişi olarak çocukluğunu, şekerlerini ve bonbonlarını hiç hatırlamıyorum, nereden ve nasıl çıkarıyorsun bunları?
O nedenle yabancısı olduğun kucağımdan kalk artık!
Bir daha da böyle sevimsizleşme ve o babaya layık bir evlat olmaya çalış...
"Kaktüs"e layık oluncaya kadar Bizim Bahçe'den rızkın kesik, bilesin...
MAHMUT KÖSEMUSUL,
CİHAT ZAFER'İN KONUĞU...
SATSO Başkanı Mahmut Kösemusul bugün saat 17.30'da "Kanal-A"da gazetemiz yazarlarından Cihat Zafer'in hazırlayıp sunduğu "Ekonomi Gündemi" programının konuğu oluyor...
İlin yeni ulaşım aksları, sanayi ve üniversite işbirliği, Viking Projesi ve 17 Ağustos depreminin yıldönümü dolayısıyla hatırlattıkları ve yeni Başkan Kösemusul'un vizyonunun gündeme geleceği bu ilginç programda konuşulacak olanların ilgi uyandıracağı ve pek çok konuya ışık tutacağı kesin...
Programın başarılı sunucusu Cihat Zafer daha önce de programına eski Başkan Akgün Altuğ ile yeni Rektör Muzaffer Elmas'ı da konuk etmişti...
Sakaryalılar'a ve Sakarya'ya olan duyarlılığını programlarına yansıtan genç programcı ve yazar Cihat Zafer'e bu nedenle Bizim bahçe'den "orkideler, konuğu Kösemusul'a ise başarılar dileğiyle "laleler" gönderelim istedik...
ALİ İHSAN YAVUZ'A
YENİ GÖREV...

Milletvekili olarak seçildiği ilk yılda Parti merkezi'nde önemli bir göreve getirilmek Ali İhsan Yavuz'u hayli keyiflendirmiş...
Dün ayağının tozuyla gazetemizi ziyarete geldiğinde söylediklerine bakınca, tam da ona başarılı olacağı bir konuda görev verildiği izlenimi edindim...
Yavuz bu nedenle hayli mutlu...
Alacağı görevi yerine getirmede kuşkusu olmadığını söylüyor...
Ali İhsan Yavuz, Ramazan geceleri, partisi tarafından düzenlenen iftar programı adına koşturmaya devam ediyor...
Sahur vaktine kadar gitmedik yer, sıkılmadık el bırakmayıp, halkın dertlerini, sorunlarını ve taleplerini yerinde dinleyen ekip içersinde yoğun bir mesai harcıyor, şu güzel Ramazan gecelerinde...
Ankara'da Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'nın yardımcılığına getirilen Ali İhsan Yavuz, şehrimizdeki işlerini tümüyle tasfiye edip yeni dönemde, yeni bir ruhla TBMM'deki görevine başlayacak...
Ona, memlekete hizmet yolunda özellikle dünyanın büyük bir ekonomik dalga ile sarsıldığı şu günlerde çok iş düşeceğe benziyor...
Yolunun açık, hizmetin dolu dolu olması adına çiçeği burnunda milletvekili Yavuz'a kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe'den "nergisler" gitsin istedik...
BÜROKRAT DOSTLUĞU!
Milli Eğitim Müdürü Murat Yazıcı ile Vergi Dairesi Başkanı Recep Alp arasında su sızmaz...
İki bürokratın benzer özellikleri vardır...
Vazifelerini düzgün ve o derecede ciddi bir şekilde yaparlar...
Maiyetinde çalışan personelden sevgi ve saygı iklimi içersinde ve mükemmel şekilde verim almayı prensip edinmeleri ile bilinirler...
Devlet hizmeti uğruna tüketilen yıllarda yorulmak bilmez bir enerji ile yollarına devam ederler...
Ramazan gecelerinde zaman zaman da olsa dostlarıyla biraraya gelip sohbet etme fırsatı bulan Murat Yazıcı ile Recep Alp zorlu ve yorucu geçen günün stresinden böyle yaparak kurtuluyor gibiler...
Başarılı iki bürokratın kıskanılan dostluğuna nazar değmesin deyip bir demet "sarı gül" gönderelim istedik Bizim bahçe'den...
YAZICIOĞLU BULVARI
YARIŞ PİSTİ Mİ?

Yeni nesil gençlik kendine pahalı oyuncaklar bulmada sınır tanımaz oldu nerdeyse!
Altlarında son model arabalar olunca, ne yapacaklarını şaşıranların yarış pisti haline geldi Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı...
Cadde üzerinde Altınova gibi bir büyük ve özel hastane olmasına, kafeterya, otel ve farklı işyerleri gibi müşteri çeken mekanlar bulunmasına rağmen yan yana gelip yarışa kalkan sürücüler yüzünden büyük kazalar meydana gelmesi an meselesi...
Bu konuyu gündeme getirmemizi isteyen vatandaş sayısı da hayli fazla...
İlgililerin özellikle taravih sonraları halkın el etek çektiği bir vakitte caddeyi gidiş gelişli yarış pisti haline getiren gençlere dur demede gecikilirse bilin ki, vebali ağır olur...
Zira, meydana gelecek kazada sürat nedeniyle büyük acılar yaşanabilir...
Bizim Bahçe'nin uyarı çiçeği "zambaklar" bu defa yetkilere gitsin istedik...
PROF. DR. ERYILMAZ’IN VEDASI...
Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Eryılmaz, Sakarya Üniversitesi’ne veda etti...
1995 yılından beri Bölüm Başkanı olan, bir dönem İİBF Dekanlığı görevini de bulunan ve hâlen Başbakanlık Etik Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Prof. Dr. Eryılmaz, İstanbul’da yeni kurulan Medeniyet Üniversitesi’nin Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne naklen geçti...
16 Ağustos tarihi itibariyle resmen ayrılan Eryılmaz Hoca, Üniversitedeki mesai arkadaşlarına veda etti...
Sakarya’da olduğu gibi, gittiği üniversitede de güzel hizmetler vereceğine inandığımız Bilâl Hoca’yı başarılar dileğiyle Bizim Bahçe’den bir demet "sümbül" göndererek uğurlayalım istedik…
KADEM BOSTANCI
TABURCU OLDU...

Cebeci'den gelirken Karaman civarında eşi ile birlikte büyük bir kazayı şans eseri yaralanmalarla geçiştiren eski iş adamlarından Kadem Bostancı, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni takiben kaldırıldığı Beyhekim Hastanesi'nde bir dizi operasyon geçirdikten sonra taburcu edilerek evinde bakıma çekildi...
Çeşitli yerlerinde meydana gelen kırıkların giderek iyileştiği bir sürece giren Bostancı Ailesi'ne Bizim Bahçe'den şifa çiçeği "ıtırlar" gidiyor geçmiş olsun dileğiyle Bizim Bahçe'den...