“Komşumla Varım” projesi, ayakları yere sağlam basan, iyi düşünülmüş bir projedir bizim açımızdan…
O nedenle konuyu gündeme getiren “Sakarya Demokrasi ve Gelişim Platformu’nu” kutlamadan geçemem…
Günümüzde özelliğini ve dahi güzelliğini yetirmiş ya da yitirmekte olan, bu haliyle can çekişen, bir güzel alışkanlığın yeniden filizlenmesini sağlayan, alkışlanacak bir girişim “Komşumla Varım” projesi…
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır” anlayışıyla kaynaşan gönüllerin oluşturduğu o güzelim mahalle dostlukları, bu proje sayesinde isteriz ki geri gelsin…
Yeniden birleşsin ayrı kalan eller…
Doyumsuz sohbetlere açılsın lâl olmuş diller…
Komşuluk bizim geleneğimizde kök salmış bir özelliktir…
Son çeyrek yüzyılda başlayan ve giderek insanları bireyselleştirip içine kapanık hale getiren, çağın teknolojik hastalıkları içerisinde yok olmaya yüz tuttuğu bir dönemde “Komşumla varım” projesini ortaya atanların ne büyük bir görev yaptığını anlamak için, o güzel kuşağın insanı olmak ya da o doyumsuz komşuluk günlerini yaşamak gerekirdi…
O günlerin özlemiyle yanıp tutuşan duyarlı ve hassas bir düşünce ürünü olarak bu projeye destek vermek, boynumuzun borcu olsa gerek...
Bu toplumu güçlü kılan, birbirine bağlayan sevgi, saygı ve hoşgörü ortamının çimentosu komşuluk kavramının yeniden güçlenmesi, ülkenin geleceği açısından da farklı bir önem arz ediyor…
Bu müthiş havanın oluşması adına çaba gösteren, gayret eden, yola düşen başta Sakarya Demokrasi ve Gelişim Platformu olmak üzere herkese Bizim Bahçe’den “Orkideler” gidiyor…
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM DEYİP GEÇMEYİN
Günümüzde üniversiteli olmak ya da yüksekokulu bitirmek, istisnalar dışında pek prim eden bir durum olmaktan çıktı…
Etraf üniversiteli işsizlerle dolu…
Bundan kurtulmanın bir yolu olmalı…
Almanlar bulmuş bunun yöntemini…
Adamlar dünyanın tozunu atıyorlar adeta…
Ekonomi ve sanayi alanında inanılmaz bir noktaya ulaşmış durumdalar…
Bunun altında yatan nedenlerin başında mesleki ve teknik eğitime verdikleri önem gelir elbette…
Ülkemizde üniversiteyi tercih eden düz lise mezunu öğrencilerin oranı yüzde 70-80’lerde seyrederken, sanayisi gelişmiş ülkelerde bu oran tersine seyirle mesleki ve teknik eğitimin lehine gelişiyor.
Kalkınmada vasıflı işçi ve kaliteli hizmeti esas alan Almanya başta olmak üzere diğer ülkeleri, sarsılmaz bir ekonomik güce ulaştıran sihirli formül bu anlayışın ürünü olsa gerek…
Dünyanın her yerinde meslek lisesi ve mesleki teknik eğitim yüksekokullarına yatırım yapılması, boşuna değil elbet…
Bu konuya defaâtle değindiğimi hatırlarım…
İsterim ki önemine inandığım bir konuda üstüme düşen vebal kalksın.
Ne yazık ki ülkemizde hala bu işin ciddiyetine inanılmış ve bu doğrultuda eğitim desteklenmiş, tavsiye edilmiş değil ya da istenilen seviyede değil…
Hal böyle olunca piyasalar, okumuş ancak bir meslekte uzmanlaşmamış tahsilli işsizlerle dolu…
Mesleksiz işçi grubuna iş bulmak zor…
Meslek okullarından mezun olan her yüz kişiden 10’u işsiz iken, bu oran düz lise ve üniversite mezunları arasında tersine seyir takip ediyor...
Bu durumda eğitim politikamızın yeniden düzenlenmesi kaçınılmaz olmalı…
Hal böyle olmasına rağmen mesleki ve teknik okullara ilgi beklenilen düzeyde değil…
İlimizde de bu konuda yeterli çalışma yapıldığını söylemek ne derece doğrudur bilemeyiz…
Ama er ya da geç işin önemi ortaya çıkacak; ülkemizdeki işsizlik oranını minimum seviyeye düşürecek, vasıflı ve kaliteli işçileri yetiştirecek okullar çoğalacaktır…
Buna inanıyorum…
Bu doğrultuda yola çıkacak herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Mor sümbüller” göndermeye hazırız…