Su gibi elektrik de hayati öneme haiz, yaşamın olmazsa olmazı haline geldi sanayi devrimiyle…
Kesilince çalışma hayatı felç oluyor.
Gelişen teknolojinin can damarı enerji…
Enerji sorununu halletmeyen ya da yeterli oranda enerjiye sahip olmayan ülkelerin kalkınması, gelişmiş ülkeler sınıfına katılması zor...
Doğal yollardan bol enerji elde edemeyen ülkelerin, nükleer enerjiyle kalkındığına örnek çoktur dünyada…
O nedenle enerjiye yönelik her girişimi ilgiyle takip ederim.
Son yıllarda enerjide dışa bağımlı olmanın getirdiği sıkıntıdan kurtulmak için yapılan önemli girişimler var ülkemizde...
Her yeni yatırım ve girişim, özellikle de son yıllarda sorunlarıyla birlikte geliyor.
Hal böyle olunca, toplumda bir çatışma ortamı doğuyor. İsteyenler, istemeyenler gruplaşıyor.
Tıpkı ikinci bir doğalgaz çevrim santraline olan tepkiler gibi…
Enerjiye karşı olmak bir yana, bir şeyler yapayım derken hayati öneme haiz başka şeyleri kaybetmek bir yana…
Bilimsel verilere göre bir tartışma ortamı oluşturulmalı ki, galip gelen bilim, akıl, dayanışma ve doğa olsun.
Doğalgaz çevrim santrali kurulmasın demiyoruz...
Gazın nereden ve kaça alındığı, etrafına verdiği fayda ve zararı, üretim maliyeti ve rantı, istihdam hacmi gibi önemli veriler üzerine yapılacak değerlendirmelerle sağlıklı bir sonuca varılmalı ki, yapılan işin keyfine varılsın.
Burada kişilerin menfaati değil, toplum sağlığı baz alınmalı…
Aksi halde “Bu kavga ne ilktir, ne de son olacaktır”
Biz Ferizli’ye yapılmak istenen santrale, refikimiz bir gazetenin baktığı gibi “Yangın” penceresinden bakmıyoruz.
Ama ortada çarpıcı bir örnek varken ve buradan yola çıkarak “Aman ha! Oldu-bittiyle üç olan bacaları ikiye, üçe katlayıp havamızı, toprağımızı, temel amaçları dışına çıkarmayın” diyoruz.
Bu konuda halkı temsil edecek iyi niyetli bilim adamları ve uzmanlar devreye girmeli, tespitleri dikkate alınmalı ve sonuca öyle gidilmeli…
Aksi halde “Kaş yaparken, göz çıkarılmış” olur ki, çıkan faturayı ne santrallerin getirisi ne de sahiplerinin becerisi karşılayabilir...
Hava yaşamın olmazsa olmazıdır.
Kirletmeye gelmez…
Toprak ise aldığından fazlasını veren bir vefalı anadır, bozulmaya gelmez.
Gelin yatırımlarınızı ve değerlendirmelerinizi bu kriterleri ve hassasiyetleri göz önüne alarak yapın…
O zaman belki kimsenin diyecek bir lafı olamaz…
Böyle anlaşılmak isteriz…
Yoksa biz ne santrale ne de yatırımcıya karşıyız.