Rahmetli Bilge Kıral Aliya İzzetbegoviç’in sözüydü. “Benim için iyi, doğru ve güzel olan ne varsa, hepsinin diğer adı İSLAM’dır” diyordu.

                 Bir İranlı sinema yönetmeninin de benzeri bir beyanatını okumuştum. “ Sinema da İslam’ı anlatmanıza, İslam’ın emir ve yasaklarını, mesajını anlatmanıza, filmi bu zemin üzerine kurmanıza gerek yok.  İyiyi, doğruyu, güzeli anlatın, filmi bu esaslar üzerine kurun, O İslam’dır, ya da İslam’dandır” anlamında ifadeler sarfetmişti.

                Bilge Kıral’ın da, yönetmenin de bu sözlerine  tümüyle katılıyorum.

                Hakikaten,  akıllı, sağlıklı, sağduyulu ve tefekkürle düşündüğümüzde, İslam’ın önerdiği, öngördüğü, bir insanın hayatı boyunca  yapmasını teklif ettiği tüm emir ve yasaklara baktığımızda, tamamının insana faydalı şeyler olduğunu, insanı her iki alem de koruyup kollayacak,  onu selamet ve saadete ulaştıracak, özellikle de ebedi aleme hazırlayacak  ilke ve reçeteler olduğunu çok  sarih bir şekilde görürüz.

                Diğer bir ifadeyle insanlar, iyi, doğru ve güzel adına ne yaparlarsa, hepsinin İslam’a uygun, İslam’dan olduğunu, insana yararlı olan her şeyin aynı zamanda İslam ile örtüşdüğünü  rahatlıkla görebilmekte, anlayabilmekteyiz.

                İslami İlimler de tebarüz etmiş bir ilim adamımız, bu durumu bir başka şekilde izah etmiş;  “NEREDE ADALET VARSA, ORADA ALLAH’IN ŞERİATI VARDIR” demiş, iyi, doğru ve güzel adına, sadece bir konuyu, ama en mühim bir konuyu misal vererek, yani ADALETİ ele alarak, bir yerde, bir coğrafya da, inancı, rejimi, anlayış ve ideolojisi ne olursa olsun, eğer adalet varsa, inanmasa, kabul etmese de orada Allah’ın şeriatı vardır. Yani herkesin istediği, iyi, güzel ve doğru gördüğü “Adaletin” İslam’dan olduğunu, adaleti uyguladığınızda, bunun İslam olduğunu, İslam’dan olduğunu ifade etmeye çalışmıştır.

              İnsanlığın salim  ortak aklıyla, vicdan terazisi ve merhametiyle baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliriz.

            İnsanlığın, ilk insandan günümüze kadar aradığı, aklın ve  bilimin ittifakla kabul ettiği ama bir türlü ulaşamadığı ama hep özlediği, konuştuğu, idealize ettiği  tüm şeylere bakınız.

            Tümünün İslam, İslam’dan olduğunu, ideolojik bağnazlığa ve kıskançlığa düşmeden bakıp değerlendirebilirsek görebilmemiz mümkün olacaktır.

           Adalet mi istiyoruz?

            Doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, merhamet, vefa, dostluk, kardeşlik, yalan söylememe, dedikodu, iftira, gıybetten uzak durma  ve benzeri tüm güzel erdemleri mi istiyoruz?

           Temizlik, temiz çevre, tabii bir yaşam alanı, doğal gıda ve beslenme, temiz bir hava, su ve yeşil bir tabiat, hayvan ve bitkilere saygı, onların da haklarına riayet  mi  istiyoruz?

           Fakire, yoksula, yetime yardım etmek, paylaşmak, diğergam olmak, iyi bir komşu, iyi bir arkadaş sahibi mi olmak istiyoruz?

          İnsan sağlığına zararlı içki, sigara, uyuşturucu, kumar ve benzeri tüm kötü alışkanlıkların zararına ve yanlışlığına inanıyor, bunlardan uzak durmak mı istiyoruz?

        Zulme, işgale, her türlü sömürüye karşı durmak, emperyalizim ve Siyonizm ile mücadele etmek, tam bağımsız olmak, sosyal adaleti tesis etmek, zalimin karşısında, mazlumun yanında olmak, yerli, milli  ve İslami tüm değerlerimizi korumak, yaşanabilir kentler kurmak, çalışmak, ilim ve bilime ulaşmak, sanat ve teknoloji de ileri gitmek, güçlü olmak mı istiyoruz?

         Özgür olmak, Allah’dan başkasına kul olmamak, boyun eğmemek mi istiyoruz?

         Barış, kardeşlik, birlik ve beraberlik, sulh ve sükun mu istiyoruz?

          İnsanca yaşam, eşit işe eşit ücret, refah ve saadet, hakça düzen, adil paylaşım mı istiyoruz?

            Kısaca aklın, bilimin ve sağduyunun rehberliğinde, iyi, doğru ve güzel adına ne istiyor, ne arzuluyorsak, bunların tamamı İslam’da vardır ve bunlar İslam’dandır, İslam’ın önerileri, öngörüleridir.

           O halde, İslam’ı ağızlara sakız etmeden, çok konuşmadan, erozyona uğratmadan, İslami kavram ve kalıpları aşındırmadan, ayağa düşürmeden, lafını, salatasını, gösteriş ve riyakarlığını yapmadan, çok çok dillendirmeden, İYİ, DOĞRU VE GÜZELİ YAPALIM.

            KAL EHLİ değil, HAL EHLİ OLALIM. KONUŞMAYALIM, YAPALIM, YAŞAYALIM.

             Çünkü bunların tamamı İslam’dır, İslam’dandır.

             DİLİMİZ DE, TİCARETİMİZ DE, SİYASET VE POLİTİKAMIZ DA GARNİTÜR VE SOS OLARAK İSLAM VAR AMA, HAYATIMIZ DA, YAPTIKLARIMIZ DA, FİİLLERİMİZ DE, YAŞANTIMIZ DA YOK.

             Yani iyi, güzel ve doğru adına ne varsa, hiçbiri hayatımız da yok. Maalesef yok.

             O zaman İslam’da yok!