YÖRÜKLER DERNEĞİ BAŞKANI ALİ YAMAN:

Anlatırdı; Halit Molla, Savaş Zamanında, İpsiz Recep Çetesine Karşı Bölgedeki Yörüklerin Canını, Malını, Irzını Korumuş. Kendisine Minnettarız.”

Biz Yörüğüz. İki yüz yıldır Karasu Sahillerinde hayvan otlatır yaşar gideriz. 300-400 hane varız.

İstiklal Harbi zamanında bölge işgal edildiği zaman sıkıntılar yaşamış. Daha çok olaylar Ferizli- Söğütlü- Kızılcaali -Kaynarca – Kandıra – Araman - Salmanlı bölgelerinde cereyan ettiği için bizimkilere pek dokunan olmamış.

Fakat Rize tarafından gelen bir çete varmış. Adı İpsiz Recep Çetesi. Köylere genel olarak dokunmamışlar. Ama Yörük köylerinde at, kilim ve mecidiye (o gün için geçerli para/altın birimi) bulunduğu için, bizim köylere saldırmış. Karasu’dan Kandıra’ya kadar 300-400 hane varız biz. Bu hanelere saldırmış.

Bizim Yörükler İpsiz Çetesi’ne bir şey yapamamışlar tabii; - çaresiz - Halit Molla’ya haber göndermişler. Halit Molla da İpsiz Recep’e haber göndermiş:

“- Gelirsem, her ağacın dalına birinizi asarım, tez Yörüklerin canlarını ve mallarını iade edin. Kadınlarına kızlarına dokunursanız hepinizi yakarım’ demiş.

Halit Molla’nın bu tehdidi üzerine İpsiz Recep Çetesi korkup daha önceden obadan kaçırdıkları ne varsa; kadınları, atları, kilimleri hayvanları, geri getirmiş. Bizim Yörüklerin tamamını serbest bırakmış. Bir daha da obamızı rahat bırakmışlar.

Bu arada bizim botlarımız vardı. Sakarya Nehrinden karşıya geçmek için. Nehrin karşı tarafında İpsiz Recep ve Çetesinin evi varmış. O evin etrafı ve çevresi Yörüklerden çaldıkları keçe ve kilimlerle doluymuş. Taze kuzu derisini yüzerler ve ondan para dağarcığı yaparlarmış. Bol bol bu dağarcıklardan da çalmışlar. Hatta bizim akrabamız Yusuf Çavuş vardı. İpsiz Recep Çetesi, Yusuf Çavuş’u sıkıştırmış. Parasını istemişler. Yok demiş. Hem de başından aşağı ateş salıncağı döküp yakmışlar hem de parasını almışlar. Aynı zulmü bir de Burhanlılara yapmışlar. Bu olaylardan sonra Halit Molla devreye girmiş. Ve zulmü bitirmiş.

Kısacası Halit Molla Yörükleri kurtarmış. Bizim Yörüklerin sevgi ve saygısını kazanmış. Halit Molla’nın bizim oralarda çok namı vardı. Herkes çok severdi. Hürmet gösterirlerdi.

Kandıra ve İzmit civarında onun ismi çok önemliydi. Halit Molla bu bölgelerin efsanesiydi. Bir de Halit Molla, Kuvayı Milliye figürü olduğu için Alifuatpaşa, Geyve civarında da şöhretliymiş.

*: Ali Yaman, 1938 Karasu Denizköy doğumlu. 12.7.2019 tarihinde Karasu’daki işyerinde Fahri Tuna’ya anlattıklarından.

Hâfız Remzi Özdemir: ‘Halit Molla, Çocukları Çok Seven Birisiydi. Sık Sık Okulumuza Gelir ‘Sizler Bizim İstikbâlimizsiniz’ Derdi”

Ben Remzi Özdemir. 1937 Kaynarca Ahmetler Köyü doğumluyum. İlkokulu Halit Molla’nın köyü olan Kızılcaali Sıraköyü’nde okudum. 1949’dan itibaren Adapazarı Tozlu Camii civarındaki Hâfız Himmet Hoca’nın medresesinde tahsil görmeye başladım. Üç yılda hıfzımı tamamladım. O günden bu yana Adapazarı’nda yaşıyorum. Mesleğim berberliktir. 1949’dan beri Adapazarı’nda yaşamaktayım. Önceleri Eski Hendek Caddesi’nde, bir süredir ise Ulus Caddesi’nde oturmaktayım.

Halit Molla’yı ilk olarak ilkokula giderken görmüştüm. Her zaman her gün gören biriydim. Çünkü okulumuz onun evinin karşısındaydı.

Onun yanına katiyetle bir erkek başacık gidemezdi. Karşısında başı açık birini görünce ‘kim o gavuuur’ derdi. O zamanlar Müslüman erkekler başlarına kalpak veya fes takar, sarık sararlardı. Gayrı Müslimler başı açık gezdiklerinden, onlara benzememek için baş açığa kızıyordu zannediyorum. Öğretmen damadı bile yanına başı açık giremezdi.

Kur’an-ı Kerim’i güzel okurdu. Medrese mezunu olduğu için iyi eğitim almıştı. Her cemiyette başköşede o olurdu. Biz gençler, sureler okurduk, sonunda duayı hep o yapardı.

Kızılcali Divanında beş sınıflı tek okul Sıraköyü’nde olduğu için, herkes okula oraya gelirdi. Okulumuzun 120 civarında öğrencisi vardı. Halit Molla, çocukları çok seven birisiydi. O yüzden sık sık okulumuza gelir, ‘sizler bizim istikbâlimizsiniz’ der, sevgisini belli ederdi.

Benim kayınpederim Mere’den (Hacımuharremler’den) Hacı İsmail Günay’dı. Halit Molla Çetesinde bölük komutanlığı yapmış biriydi. Ve danışmanıydı. Onun en yakınındakilerden yani. Çok iyi görüşürlerdi. Çok iyi dosttular.

Dürüst, cömert, yüksek sesle konuşan biriydi. Çok gür sesliydi. Halit Molla’ya büyük saygı ve hürmet vardı. Onun olduğu bir cemiyette, rastgele kimse konuşamazdı. Cesaret edemezdi, saygıdan dolayı. O sorarsa, ancak o zaman cevap verilirdi.

Halit Molla, Kandıra’ya giderken bizim Ahmetler köyünden, bizim evin önünden geçerdi beyaz atıyla. Tam evin önünden geçerken Pehlivannnn diye babaanneme seslenirdi. Çünkü kocası, Yemen şehidi dedemiz Salih Pehlivan, Halit Molla’nın yakın arkadaşıymış zamanında. Arkadaşına olan sevgi saygısından, babaannemin de hâlini hatırını sormadan geçmezdi.

Pehlivan Babaannem, eşinden şehit maaşı alabilmek için Kandıra’ya ilgili makama müracaat etmiş. Çekemeyen birileri o zengin, çok tarlası var diye ihbar etmiş. Oyalamışlar, ilgilenmemişler, en sonunda ‘senin üzerinde tarların var, zenginmişsin, veremeyiz’ diye saygısızca uzaklaştırmışlar. O da çok üzülmüş.

Durumu öğrenen Halit Molla, Pehlivan Babaanneme ‘Yarın sen git Kandıra’ya, beni kaymakamlıkta bekle’ demiş. Ertesi gün Kandıra Kaymakamlığı önünde Pehlivan Nine’mizi gören Halit Molla, onu dalıp Kaymakam Bey’in makamına giriyor. Kaymakam Bey ayağa kalkıp buyur ediyor. Kahve ikram ediyor bizimkilere. Bir ihtiyacınız var mı efendim? Diye de soruyor. Halit Molla durumu izah edince, bizimkiler kahveleri içene kadar maaş bağlanıyor. Halit Molla tereyağından kıl çeker gibi problemi çözüyor.

Her şeyden evvel ve sonra, çok dürüst insandı Halit Molla. Son derece adil bir insandı. Düğünlerde bayramlarda hep önde olurdu. Şehirde bile ön safta olurdu. Oğlu Fevzi ve yeğeni Mehmet de güreşirdi. Halit Molla güreşi çok ama çok severdi. Zamanında kendisi de güreşçiymiş zaten.

Bulunduğu her cemiyette lider konumundaydı. Bunu hak ediyordu. Onun bulunduğu cemiyette her zaman söz hakkı onundu. Ona duyulan saygıdandı bu ama. O istediği için değil. Mekânı Cennet olsun.

*: Remzi Özdemir, 1937 Kaynarca Kızılcaali Ahmetler doğumlu. Hâfız, berber. 27.5.2021 tarihinde telefon görüşmesinde Fahri Tuna’ya anlattıklarından.

Ramiz Çakar: “Halit Molla El Öptürmezdi Hiç, ‘El Öptürmek Büyüklüğe İşarettir’ Derdi.”

Halit Molla, çok baba bir adamdı. Boyu uzun değildi. Orta boylu, enine geniş, pehlivan görünümlüydü. Çok iyi ahlâklı, düzgün, vatanperver biriydi.

On üç - on dört yaşlarındaydım. O da herhalde elli- elli beş yaşlarındaydı. Bizim köye yani Büyük Hataplı’ya, arkadaşına gelmişti. Arkadaşının adı Rıza Mutlu. O da bir pehlivandı. Aynı zamanda çete arkadaşıymış. Savaş sırasında Araman bölgesinin idaresini ona vermiş. Köyümüze geldiğinde atını eyerledik. Görür görmez elini öpecek olduk ama elini öptürmedi. El öptürmek büyüklüğe işarettir dedi. El öptürülmez dedi. Çok mütevazıydı. O gece kaldı. Sabah erkenden gitti.

Bir de çocukluğumda mevlüte geldi bizim köye. Ağa derlerdi. Bayrameli diye biri, öldü. Ona mevlüt yaptılar. Halit Molla da oğlu Necati ile beraber buraya, onun mevlütüne geldi. Halit Molla dua yaptı. Çanakkale şehitlerini yad ederek çok geniş ve uzun bir dua yaptı.

Hatırladığım bir olay var. Çoroğlulara kızardı. Adapazarı Karaağaçdibi’nde esnaf ya bunlar. Aslen Kaynarca Çorollar Köyü’nden hani. Halit Molla bunlara: “- Adapazarı’nın zenginisiniz. Adapazarı’nın ekmeğini yiyorsunuz. Adapazarı’nın kurtuluş yıldönümünde insanlara aş verin bari” derdi.

Remzi Çakar, 1934 Adapazarı Büyükhataplı - 2020 Adapazarı Büyükhataplı. 24.6.2019 tarihinde Büyükhataplı’da evinin önünde Fahri Tuna’ya anlattıklarından.

Fahrettin Tunca: ‘Halit Molla da Kardeşi Zekeriya Eniştem de Cennetlik İnsanlardı’

Babam Şerifali Tunca’nın amcası, Ömerağa Köyüne damat gidiyor. Bir tek kızı oluyor. Onu da Halit Molla’nın kardeşine, Zekeriya Akın’a alıyorlar. Dolayısıyla Halit Molla’nın kardeşi bizim eniştemizdi.

Halit Molla’yı iyi hatırlarım. O vefat ettiğinden ben yirmı beş yaşındaydım. Orta boyluydu. Pehlivandı zaten. Çok iyi bir insandı. Eskilerden anlatırdı. Gavur geldiği zaman şöyle yaptık böyle yaptık diye. Kahraman adamdı.

Dürüst bir insandı. Paraya, pula tenezzül etmezdi hiç. Namazında niyazında biriydi. Güzel mevlüt okurdu. Bir de çok çocuk okuturdu. Kur’an öğretirdi çocuklara.

Halit Molla’nın kardeşi Zekeriya Akın, halk arasında Zekera derlerdi, bizim eniştemiz oluyor. Babamın amcasının damadı. Birbirimize oturmaya gider gelirdik. Zekeriya Eniştem de çok iyi bir insandı. Abisinden biraz daha uzundu. Halit Molla orta boyluydu, kardeşi ondan daha uzundu. Yakışıklıydı.

İki kardeş de geçmişin güzel insanlarıydı. Kahraman, vatanperver insanlarıydı. Örnek, dinine, imanına bağlı, cennetlik insanlardı.

Fahrettin Tuna, 1936 Kaynarca Okçular doğumlu, 14.4.2021 tarihinde Okçular’da evinin önünde Fahri Tuna’ya anlattıklarından.

Yarın: Şehri Yönetenler Halit Molla Hakkında Ne Dediler?