Yarım asra yakın önce, yani 1960’lı yılların sonlarına doğru, orta mektep de iken askere giden muallimimizin, o tarihlerde bana gönderdiği mektubu hala saklarım.
                 Eskimiş ve yırtılmaya yüz tutmuş bu mektup, o dönemde öğretmenlerin nasıl bir düşünce yapısına sahip olduğu ve öğrencilerine vermek istedikleri istikameti anlamak bakımından tarihi bir vesika mahiyetinde.
               Daha sonraki yıllarda, düşüncelerimizin karşıt hale gelmesine rağmen, hala hayırla andığım, özlediğim, çok örnek bir muallim idi. Davasına inanmış, idealist, gayretli, fedakar, azimli, örnek, talebeye yaklaşmasını bilen, kendini sevdiren ve saydıran, kusursuz ve çok düzgün bir eğitimci olarak hep hafızamda durmaktadır. Kitap okuma alışkanlığını ve sevgisini ta o yıllarda bize kazandırmış, Cumhuriyet dönemi romanlarını bize aldırıp, hepsini okutmuş, orta mektep de, birçok meseleyi anlayabilir kıvama bizi ulaştırmıştı. Kısaca  ‘’örnek bir muallim’’ idi. Ona olan sevgi ve saygım, hiç eksilmedi ve hep baki kaldı. Hatta, o sevgidir ki, hayatta olmadığı halde, bir kardeşini ve kızını bulup, ziyaret edip hasbihal eylemiş, onları görerek özlem gidermiştim.
              Karagüzel diye başladığı mektubunun  giriş bölümünü atlayarak ve ismini saklı tutarak  aynen aktarıyorum. Hiçbir değerlendirme yapmadan, okuyucunun bağımsız görüşüne arz ediyorum:
              ‘’Atatürkçü olmayacak bir Türk genci düşünemiyorum.
              Ne yazık ki Anadolu bir –izim, ler yatağı oldu. Kimi kominizm, kimi sosyalizm, kimi kapitalizm, kimi faşizm, kimi daha beter kürdizm, Nurizm, Şeriizim, hilafetizm. Siyonizm, masonizm diyor. Kurtuluş yolunu, Kemalizmin dışında arıyorlar. Kemalizm = Atatürkçülük demektir. –izim= cilik anlamına gelir yavrum. Ona göre her şeyi araştır ve anla.
              Kemalizmin altı ana ilkesi: 1.Milliyetçilik 2. Devrimcilik 3.Halkcılık  4.Laiklik 5. Cumhuriyetcilik 6. Devletcilik. Evet yavrum, Kemalizmin ana ilkeleri bunlardır. Bunları incelerken hocalarından yararlan. Sana yol gösterirler. Bunları kabul etmeyen bir genç, milliyetçiyim derse inanma. Atatürkçüyüm derse yine inanma. Bugün Türkiye’nin durumu haraptır, perişandır. Bu Atatürkçülüğe yapilan ihanetin, suikastın cevabıdır. Ona sahip çıkmadıkça, onu ideoloji olarak Türk toplumuna benimsetmedikçe, kardaş kavgasının önünü alamayız.  Güçlü bir Kemalist gençlik yetişiyor bugün Türkiye’de. Çok güçlü hem de. Ordu Kemalisttir yavrum, Atatürkçüdür. Onun bekçiliğini, onun devrimlerinin bekçiliğini yapıyor bugün.
             Düşmana sığınan Vahdettin torunları, öclerini almak için Atatürk düşmanlığını, hükümetin kanadı altında, kutsal camilerimizde tezgahladıkları cinayet ve katliamlarla, en iğrenç bir şekilde yürütüyorlar. Büyük Atatürk bunu da hatırlatmıştı bize. ‘’Bütün melanetler, irtica, hep din maskesi altında gelir’’ Bugün tehlike, camilerden gelmeğe başladı. Orası, o kutsal yer, gericilerin, nurcuların, savaş karargahı oluyor.Onların elinden alıp, Atatürkçülerin eline vereceğiz camileri. Başka çare yok.Temiz vatandaş, camiye ibadet için, dini bilgileri öğrenmek için gidiyor, vatan hainlerinin politik nutuklarıyla karşılaşıyor. Bazıları sinirleniyor, camiyi terk ediyor. İslam dinini çok kötü bir şekilde istismar ediyorlar. Liderleri, vatan haini Mehmet Şevket Eygi ile, bazen kominist, bazen faşist, bazen da şeriatçı diye geçinen ustat Necip Fazıl Kısakürek’tir. Kalemini parayla sattığı için, değişik kitlelerin arzularına göre ideoloji imal ediyor. Fakat şurası muhakkak ki, bu cani ruhlu insanlar memleket hainidirler. Dışardan besaleniyorlar, Atatürk Türkiye’sini yıkıp, Almanların beslediği Aramko şirketinin kuracağı İslam devletine bağlıyacaklar. Bu hükümetin başkanı da Faysal olacaktır. Peştemallı, çöl fellahını Atatürk’e tercih edenler, elbet vatan hainidirler. Elbet bizden değildirler.
                Bunları bugünkü hükümet koruyor. Oy avcılığı yüzünden darıltmak istemiyor. Ama bir gün kan gövdeyi getirmeğe başladığı zaman Anadolu da o zaman günahını fazlasıyle ödeyeceklerdir. Ne yazık ki iş işten de geçmiş olacaktır.
                Evet yavrum, şimdi derslerinize çalışın. Fırsat buldukça da büyük kurtarıcıyı okuyun, onu tanıyın, onun gücüne güç katın. Tarih bizi bağışlamaz sonra. Size salık verdiğim yapıtları da okuyun. Faydasını muhakkak görürsünüz.
                Öğretmenlerinizi seviniz, sayınız. İncitmeyiniz. Gösterdikleri yolda yürüyünüz. Bu sene son seneniz. Gelecek yıl bir üst okula başlıyacaksınız. Çeşitli engellerle karşılaşacaksınız. Şimdiden hazırlıklı olun. Atatürk düşmanı ideolojiler sizi şaşırtmasın, duraksatmasın. Siz onları şaşırtın, onları durdurun. İnsafa çağırın. Bunun için de okumalı, öğrenmeli ve bilmelisiniz yavrum. Size güvenim var.
                Atatürkçü genç, sana son sözüm; dünyanın en büyük adamına layık ol. Ona sahip çık. Ve sahip çıkacak kadar güçlü ol. Bütün öğrencilerime en iyi dileklerimle sevgiler, saygılar, selamlar. Gözlerinden öperim. Hoşça kal yavrum.’’