Sevgili okurlar,

Yurtdışında yaşayan ve aklı, fikri, kulağı Türkiye’de ve özellikle Sakarya’da olan vatandaşlarımızın duygu ve düşüncelerini  anlatmam elbette zordur..Bunu yaşayan, bilen biri olarak gerçekten yurtdışında Sakaryalı olmanın derin bir hazzı ve sorumluluğu var..
Sakarya’yı ve Türkiye’yi temsiliyetin bedeli, hasrettir, ayrılıktır, özlemdir..
Hele de sevdiklerimizin ahrete intikalinde, orada olamamak duygusu adama fena koyar!
Alır götürür seni gözyaşlarının ötesine!
Alır, götürür seni yaşanmışlıklar denizine!
Ama, her şey boş ve nafiledir..Gitsen, gidemez, istesen de gerçekleştiremezsin!
Böyle halleri çok yaşamışlığım var..Boğazımda düğümlenen hıçkırık yumaklarını nasıl anlatsam?
Geçtiğimiz günler yazdığım bir yazıda bu sevdiklerimizden söz ettim..Her birinin hayatımızda derin izleri var..Her birinin ayrı düşünceleri, ayrı zevkleri ve ayrı  yaşam kesitleri ile hayatımızda nasıl da yer ettiklerini, onları kaybedince daha iyi anlıyor insan!
Tüm bu yaşanmışlıklardan sıyrılıp, bir hoş seda bırakmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlamak bile yetişiyor..
Dağları, ovaları, dereleri, yaylaları, denizi,  gölleri, nehri, yeşili, siyahı ile Sakarya ne güzeldir..
Bu güzel ilden gelen haberler de bizi derinden sarsar..
Özellikle, bitmek bilmeyen kaza haberlerine kurban giden insanlarımızın yaşadığı acıları unutmak ne mümkün!
Bu alanda yapılan tüm çalışmalara rağmen, ülke kaza ortalamasının en belirgin örneklerine Sakarya’da yaşanması, büyük üzüntü kaynağımızdır..
Bu konuda yeterli uyarıcı yayın olmaması, levhaların bulunmaması düşündürücüdür..
Belçika’nın en işlek otobanlarından biri olan Anvers ile Maastriht arasında bir levhayı arkadaşım Fedai İbicek gösterdi.. İlk bakışta bu levhada yer alan fotoğrafın bir Türk vatandaşına ait olduğunu düşünmedim.. Fedai İbicek,’ Usta bu resimdeki adam, Limburg bölgesinde yaşıyor..Herhalde Beringenli’ dedi..
son derece memnun oldum..Trafik kurallarına dikkat çeken, vatandaşları uyaran harika bir levha! Bunun gibi bu uyarıcı levhalardan ülke genelindeki tüm otobanlarda görmek mümkün..
Trafik eğitimi çok önemli.. Bunun sadece okullarda, aile ortamında verilmesi yetmez.. Camilerde, kahvehanelerde, işyerlerinde, pazarlarda da konuya dikkat çekilmesi gerekli.. Trafik canavarına ‘dur’ demek için, ülkenin sevilen sanatçıları, siyasileri, futbol starları da bu kapsamda rol alabilir, onların uyarı fotoğrafları ülke yollarında yer alabilir..
Keşke bunu yapabilsek!
Kazaları önlemede bir nebze olsun, katkımız olur!
***
Sevgili okurlar,
Sakarya’dan yayılan bir haber ise içimizi burktu.. Bir küçük hayvana yapılan muamele ülke gündeminde büyük yer buldu..
Ne istemişlerdi ki o küçük minik yavrudan..
Duyguların bittiği an işte o an!
Neyse ki, hayvan sever Sakaryalılar, Kent Meydanı’nda buluştu ve konuya dikkat çekti.. Hayvanları ile oraya geldiler.. Hayvanlarının üzerinde ‘ Beni Koru’ ibaresi gözlerden kaçmadı..
Özellikle Arzu Demir, Hatice Kılıç, İsmail Altun’un altına imza attıkları bildiri okundu Sakarya’da.. Hayvanlar adına, sevgi adına, güzellik adına bir daha umutlandık.. Hele de Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk heykeli önünde buluşup, bir hatıra fotoğrafı çektirmeleri anlamlıydı..
Verdikleri mesajda, “Hayvanlara yapılan eziyetler gündemi fazlası ile meşgul etmeye başlamıştır. Her ne kadar bu gibi olaylar, gündemi henüz böylesi sık meşgul etmeye başlamış olsa da bu acı durumlar maalesef yıllardır yaşanmaktadır. Biz ve bizim gibi Türkiye’nin her yerinde bulunan hayvan severler bu olaylar ile yıllardır mücadele etmeye çalışmaktadır. Bizler, sesimizi duyurmaya çalışsak da, ne yazık ki bu durumların önüne geçebilmek adına yeterli çalışmalar yürütülmemektedir’ ifadelerine yer vererek, toplumu duyarlı olmaya çağırmışlardır..
Bir Sakaryalı olarak onları tebrik ediyor, Brüksel’den alkışlıyorum..
***
Sevgili okurlar,
Sakarya’nın bir diğer sorunu da ‘silah ve cinayet’ olarak öne çıkıyor..
Acı ama ülkenin olduğu kadar, Sakarya’nın da en büyük sorunu karşısında maalesef yapılanlar da yetersizdir..
Sakarya Valisi başta olmak üzere kaymakamlar, Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyeler, okullar, futbol takımları, sivil örgütler, ilin önde gelen kurum ve kuruluşları bu konuda bir seferberlik ilan etmelidirler..
İnsan sevgisini öne çıkaran, saygıyı prensip edinen, aile içi şiddeti yenmek ve toplumsal barış içinde birlikte yaşamı güzelleştirmek için el ele vermeliyiz..
Son olarak memleketim Akyazı’dan gelen bir cinayet haberi ile sarsıldım..
Eline silah alan, beline silah takan, kendi adaletini kendi kesmeye kalkıyor.. İşte ‘Bizim Akyazı Gazetesi’nde okuduğum haberde, adam yakını ve tanıdık birine otomobilden yaylım ateşi açıyor.. Sonra yere yığılan hasmına gidip kurşun yağdırıyor..
Şu hale bakınız?
Ne acı bir manzara!
IŞİD cellatlarını andıran bir durum!
İnsan, bu kadar büyük öfke seli içinde nasıl olabiliyor? Allah’ın verdiği cana nasıl kastedebiliyor?
Anlamak mümkün değil tabii!
Sakarya’nın bu kötü imajı için de büyük bir eğitim seferberliği gerekli..
Sakarya’nın öncelikleri arasına bunları almalıyız..
Mesela Kafkas kökenlilerin düğünlerde silah taşımayı ve silah kullanmayı yasaklaması fevkalade bir karardır..
Bu karar güncellenmeli ve karar bağlamında  gerekli uzlaştırıcı, sevgi ve saygı temelinde insanlara adalet, hukuk, Allah korkusu anlatılmalıdır..
Sakarya’nın kaza kenti, cinayet kenti olarak anılması bizleri son derece rahatsız etmektedir..
Sizleri de rahatsız ettiğini biliyorum..
Gelin bu yeşil, güzel kent için hepimiz bir şeyler yapalım..
Arıları vızıldayan,ballı peteği şifa dağıtan, Hendek ve Akyazı, Karasu Taraklı ve diğer ilçeleri ile Sakarya’ya bizler de farklı hizmette bulunalım..
Bunun için sermayeye gerek yok..
Bir tutam sevgi yetişir, bir tutam sevgi ve saygı..
Yeşilinden ve siyahından…