Bu başlık altında iki yazı yazmış, tüm ‘’çılık ve çuluk ‘’ ların nasıl akıl dışı marazi ve mikrobik bir hastalık olduğunu izah ederek, KUR’AN’ın bu meseleye bakışını HUCURAT SURESİ 13.AYET ile izah etmeye çalışmıştık.
Üçüncü merhale olan bu yazımızda da, Hz.Peygamberimizin ‘’ VEDA HUTBESİ’’ ne gidecek ve Sünnet’te durumun ne olduğuna bakacağız.
Evet. Kur’an’dan sonra Sünnet’e gidelim ve VEDA HUTBESİ’nde ne beyan edildiğine bakalım:
‘’Ey İnsanlar! Rabbınız birdir. Babanızda birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanında Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva da, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahi bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz.’’
Kur’an’dan Sünnet’e müthiş formülü, çözüm ve çareyi gördünüz mü?
Yine TEK MİLLET, TEK ÜMMET, TEK KAVİM, TEK SÜLALE…
Yani ADEMOĞULLARI milleti, ümmeti, kavmi ve kabilesi.
Peki üstünlük kimde? Arap’ da mı Arap olmayanda mı?
Kırmızı tenlide mi, siyah tenlide mi?
Hiç şüphesiz Veda Hutbe’sinde belirtildiği gibi ‘’TAKVA’’ da, ALLAH’tan KORKMADADIR.
PEKİ KİME İTAAT EDECEĞİZ?
Başımıza ‘’A’’ partisinden ya da ‘’C,M,S,B ‘’partilerinden herhangi biri gelirse, hangisine itaat edeceğiz?
Şu cemaatten, bu cemiyetten, şu bölge, il, ilçe ya da şu sülale, bu meslek, gurup, klik, mezhep ve meşrepten olana mı ?
ELBETTE HİÇBİRİNE.
Veda Hutbesinde verilen ölçüye uyacak ve O’na itaat edeceğiz.
NEDİR O?
‘’KOLU, BACAĞI KESİK, SİYAH BİR KÖLE OLSA BİLE.’’
Seçilirse, atanırsa, başbakan, c.başkanı, bakan, belediye başkanı, müdür, muhtar, şef ve benzeri idarenin hangi kademesinde olursa olsun itaat edeceğiz.
Ne yaparsa, nasıl yaparsa, nasıl idare ederse itaat edeceğiz?
‘’SİZİ ALLAH’IN KİTABI İLE İDARE EDERSE.’’
Yani; adaletle, hakkaniyetle, doğrulukla, dürüstlükle, ehliyet, liyakat ve merhametle idare ederse,
Allah’a kul, Kitabına tabi olursa,
Kul hakkı yemez, çalışmayı ibadet sayarsa,
Makama değil hamallığa talip olursa,
İsraf etmez, milletin kuruşunu bile gözü gibi korursa,
Her bir ferdi kardeş bilir, kucaklarsa,
İnsana değer verir, kalp kırmazsa,
Kendi işinde, devletin bir kalem ya da kağıdını bile kullanmaz, bir kuruş haram yemez ve yedirmezse, gücü eline geçirince hukuk dışına çıkmaz, ‘’GÜÇ VE HUKUK BENİM ‘’ demezse.!
İşte AYET, işte VEDA HUTBESİ!
Hadi şimdi ‘’ BEN MÜSLÜMANIM ‘’ diyen;
Asabiyetçilik, ırkçılık, kavimcilik, kabilecilik, aşiretçilik, bölgecilik, ilcilik, ilçecilik, mezhep ve meşrepçilik, particilik ve purticilik ,kılikçilik, gurupçuluk, ekipçilik, şubecilik ve bilumum ‘’çilik ve çuluk ‘’ları yapsın bakalım!
Eh, bütün bunlara rağmen yapıyorsa, en aşağılık, en adi, en çukur demektir.
Ümmete, millete, Türkiye’ye, Sakarya’ya en büyük ihaneti, hainliği, zararı ve ziyanı yapıyor demektir.
Yeri; Cehennem, esfel-i safilindir.
Böyle yapanlar varsa, karşınıza çıkarsa, konuştuğu yerde susturunuz. En ağır lafı, en sert ikazı yapınız. Şakasını dahi yapmayınız, yapanlara itibar etmeyiniz, fırsat vermeyiniz.
Siyasetçi ise, babanız da olsa rey vermeyiniz.
Muhtar değil, kapıcı bile yapmayınız!
Bir insanın; ebeveynlerini, yakınını ve akrabasını, kabilesini ve milletini, mezhep ve meşrebini, ilini ve ilçesini, dağını ovasını, devletini ve reisini, takımını derneğini, muallimini ve hocasını, dilini ve kültürünü kısaca kendine ait nesi varsa sevmesini ve benimsemesini ise masum ve fıtrat gereği görürüz. Mesela bir insanın ‘’ Annesini’’ sevmesi tabiidir ve fıtrat gereğidir. Ama ‘’Annecilik ‘’ yapması, ‘’En üstün benim annemdir’’ demesi , üstünlük atfetmesi yanlıştır ve şiddetle karşı çıktığımız, toplumu parçalayan, darmadağın eden ‘’çılık ve çuluk’’ hastalığıdır. Marazi ve mikrobik bir hastalıktır. Mühim olan, onlara üstünlük atfetilmemesidir.
Üstünlük atfedenlerin en üstünü, dikalası ise ŞEYTANDIR ve en büyük ırkçı da odur. Tüm’’ çılık ve çuluk’’ ların babası da odur!
Seçeceğimiz, siyasette ve idarede öne, başa koyacaklarımız nasıl olmalı?
‘’ADAM OLSUN UGANDALI OLSUN, ADAM DEĞİLSE BABAN OLSA NE İŞE YARAR!’’