Yanılmıyorsam üç yıl gibi uzun bir aradan sonra, Ocak ayı başlarında tekrar raylara dönen Ada Ekspres'i, herkesi ama hususen bendenizi çok sevindirdi.Tıren adeta Sakarya'yı İstanbul'a bağlayan ve yakın eden bir ip gibiydi.Bu ip uzun süre kesilmiş ve Türkiye'nin "baba" şehri güzel İstanbul'u Sakarya’ya uzak eylemişti.

            Ocak ayı başından beri, ha bugün ha yarın tırenle bir İstanbul yapayım derken, nihayet geçtiğimiz Pazar günü, bir düğün için Gebze'ye gitme lüzumu hasıl oldu. Bu seyahati Ada Ekspres'i ile yapmaya ve onu tekrar görmeye, özlem gidermeye ve son durumu değerlendirmeye karar verdim.

           Arifiye'den kalkması ve günde karşılıklı dört seferle sınırladırılması, büyük bir hayal kırıklığı oluşturmuş ama yine de hizmete başlamış olması beni sevindirmişti.

          Üç beş gün önceden hareket saatlerine bakmıştım. Sabah ilk sefer 6.45 ve 7.25, ondan sonra ise 15.10 ve 19.00 saatlerinde idi. Özellikle sabah çok erkene alınmış olup, en az bir saat önce evden çıkmak gerekiyor ki; bu da 6.00-6.30 saatlerini gösteriyordu. Hiç olmazsa 8.00-8.30'larda da bir sefer olmalıydı.

          Beklediğim gibi sabah tırenlerine yetişemedim. Adaray ile terminale gidip, otobüs ile gittim. Dönüşü, mutlaka tıren ile yapmayı ve durumu görmeyi düşünerek.

          Öyle de oldu. Bir saat önceden Gebze istasyonuna varmış, biletimi almıştım. Bedeli 12.50 TL idi ve normal kabul edilebilecek bir fiyattı. Bilet de; eskiden olduğu gibi basit değil, renkli, otobüs bileti büyüklüğünde ve gayet güzeldi. Arkasında da indirim yapılacak meslek ve guruplar ile uyarılar yer alıyordu. Yenilenen tırene uygun bir bilet dizayn edilmiş ve bende ilk intiba olarak olumlu izler bırakmıştı. Gebze tıren istasyonu da yenilenmiş ve çok daha güzel olmuştu. Bu da ikinci müspet izlenimimdi.

            Pendik'ten 20.30 da ve son sefer olarak kalkan tıren, 20.46 da Gebze istasyonuna geldi. Binip yola koyulduk. İlk farkettiğim,Tüvasaş etiketini taşıyan kompartımanların yenilenmiş ve konforlu hale getirilmiş olmasıydı.Lüks diyebileceğimiz bir görüntü vardı.

            İkinci tespitim ise; yolculuk boyunca tırende eskisi gibi sarsıntı ve gürültü olmamasıydı. Belli ki, raylar ve tıren yenilenmiş, çok daha sessiz ve sarsıntısız hale gelmişti. Bu da memnuniyetimizi elbette ki artırdı. Sükunetle Sakarya'ya doğru aktık ve belirlenen, "bir saat" içinde Arifiye'ye vardık.

           Yol boyu görevli dolaşarak, son durağın Arifiye ve her durağın neresi olduğunu duyurdu.Bu da müşteri memnuniyetleri arasında yer aldı. Keşke durak ve uyarı anonsları, otomatik şekilde yapılsa diye aklımdan geçti. Tırene ve zamanımız tekniğine bu yakışırdı.

            Arifiye istasyonunda, şehir merkezine (Adapazarı'na ) gidecekler için, az ilerde ADARAY'ın beklediğini de duyurdular. Bunu da beğendim ve çok sevindim. Çünkü, bu saatte merkeze nasıl gidebileceğimiz endişesini taşıyorduk. Hızlı bir şekilde ve koşarak az ilerdeki tırene  avdet eyledik ve Adaray konforu ile 14 dak. da merkez Gar'a geldik. Buna da diyecek bir şeyimiz yoktu ve beğenmiştik.

         Unutmadan ilave edelim. Gerek İstanbul istikametinden ve gerekse Sakarya Gar’ın- dan alınan bilet ile Adaray'a binilebiliyor. İlave bilet ve ücret gerekmiyor. Bu yönüyle de güzel.

          Evet. Buraya kadar her şey güzel.

          Eksik olan ise; seferlerin bir an önce artırılması, özellikle sabah çok erken olan saatlerin , daha normal saatlere doğru çoğaltılması, İstanbul son dönüş saatinin 20.30 değil de, 22.00-23.00 gibi daha geç saatlere doğru kaydırılması, tıren içine, durakları ve uyarıları anons eden sistem koyulması, Pendik'e kadar değil, H.Paşaya kadar gitmesi ve en mühimi,Adapazarı Gar'a kadar mutlaka ama mutlaka gelmesidir.Burdan İstanbul’a bu kadar aktarma olmamasıdır.

          Bu sorunlar da halledilirse, ADA EKSPRESİ'nin tadına doyum olmaz ve iki şehri, Sakarya ile İstanbul'u birleştirir, yakın eder.100 Küsur yıllık bağ yeniden tesis olur ve Sakaryalıların vazgeçilmez ulaşım sevdaları karşılanmış olur.

          İstanbul seyahati çile olmaktan çıkıp, mutluluk yolculuğuna döner.