Peygamber Efendimizden sonra siyasette iki yöntem ön plana çıkmıştır:

Biri Hz. Ömer usulü, diğeri de Hz. Osman usulü…

Hz. Ömer adalet üzerinde kurduğu sistemde kendisi gibi sahabi olan arkadaşlarını vali olarak atamış olsa bile “Nefsi olandan korkarım” kaidesine dayanarak onların halk ile olan kararlarını ve adalet usullerini yakın takip etmiş, ehliyet, ihlas, sadakat prensibinden taviz vermemiştir…

Adaletin sadece mülkün değil kâinatın da düzeni olduğunu daima bilmiş, insana yapılacak bir adaletsizlikten kâinatın düzeninin bile zarar göreceğini çok iyi özümsemiştir...

Zaten biraz TV izleyip gazeteleri kurcaladığımızda dünyanın şu anki tüm çatışmasının altında adaletsizlik olduğunu anlamakta zorlanmıyoruz...

Hz. Osman efendimiz de birçok savaşta şehit olan ehil insanların eksikliğini hissetmiş, fetihler ve diğer topraklardaki gelenek ve görenekler İslam’a zarar vermesin diye Kur’an’ın usul ve kaidelerini bilen, soy konusunda Ehli Beyt’e uzanan insanları etrafında toplamak zorunda kalmıştır…

Yani ehliyet esaslı insanların yerini güven esaslı yöneticiler almıştır…

Her yönetici de kendi yakınlarını etrafına toplayarak İslam’a dışarıdan bir şey karışmasın diye bu geleneği devam ettirmiştir…

Fakat zamanla Emeviler’den Abbasiler’e, Selçuklular’dan Osmanlı’ya devam eden süreçte İslam’ı kullananlar ve İslam’ı muhafaza edenler olarak günümüze kadar yönetim siyaseti güven ve ehliyet esaslı olarak el değiştirmiştir...

Elbette biz içinde İslam’ın olmadığı hiçbir yönetimi benimseyecek değiliz…

Zaten siyasetin İslam’a hizmet etmesi yahut İslam’ın siyasete hizmet ettirilmesi meselesi Efendimizden sonraki sürecin tarifidir…

Elbette ki siyaset ve dünya namına ne varsa İslam’a hizmet etmek için vardır ve bizler de yöneticilerimizi bu manada seçmeye çalışırız…

Gelelim günümüze…

Bizde durum tersi başladı, zamana göre hareket eden Erdoğan etraftaki tüm düşmanlara karşı güvenilen, imanlı, dava sahibi bir ekip ile yola çıktı ve bu o dönem için biraz mecburiydi… Tüm dünya Türkiye’nin başını kaldırmasına fırsat vermemek için uğraşırken yapılan bu safları sıklaştırma yöntemi tuttu ve ciddi manada oyun bozan bir ülke haline geldik…

Fakat zaman gösterdi ki Hz. Osman siyaseti ile başlamak zaruri de olsa süratli bir şekilde Hz. Ömer siyasetine yönelmek elzemdi…

Zannediyorum ki son dönemdeki ehliyetli, kabiliyetli, halkın sevdiği yöneticiler siyasetinin birkaç dönem önce uygulanmaya başlaması düşünülüyordu…

Fakat güvendiğimiz dağların darmaduman olması ile sonuçlanan FETÖ organizesi bu süreyi uzattı…

Tüm köşelerin teslim edilmiş olduğu, ehliyetli, sadık, güvenilir zannettiğimiz insanlar bu ülkenin yıllarını ve enerjisini aldı götürdü…

O yüzden yapılan tüm bu haksız uygulamalar, verilen yanlış kararlar ve adaletsizlikler Erdoğan’a güvenimizi sarsmasa da olmaması gerektiğine inandığımız ve düzelmesi için dua ettiğimiz bir süreci önümüze koymak üzere…

Artık insanlarımız bir an önce ehliyet siyasetine dönmek istiyor, o yüzden yerel seçimlerde aday özelliği ön plana çıkmaktadır...

Erdoğan’ın rüzgârı, onun samimi olduğuna olan inanç ama bir o kadar da genişleyen halkaların lakaytlığının görülmesi bu seçimi şahıslar üzerinden önemli kılacaktır…

Şimdi en ufağından en büyüğüne, siyasetten iş dünyasına kadar yöneticilik, adalet merkezli olmak zorundadır…

Halen beceriksizce yapılan ihalelerin zamanlamasından, hak etmeden hazırlanan hak edişlere kadar birçok problem mevcut…

Tasarruf tedbirleri neredeyse “Herkes evinden kendi sabununu getirsin” durumuna sokulurken, diğer yandan yöneticiler kendi makam arabalarını hususi işlerinde kullanmakta beis görmemekte…

İşçileri kendi yollarında, villalarından çalıştırmaktan utanmayan, bir umut başkan olmak için her önüne gelene söz verip de milletin malını göz boyamak için kullananlar da var maalesef…

Çocukları FETÖ okulunda diye mahkemelerde sürünen çocuksuz mazlumlara, dün kim ile yatıp kalktığını bildiğimiz onlarca insanın hiçbir şey yokmuş gibi milleti ahmak yerine koymaya çalıştığı bir sürü vakıa gözümüzün önünde yaşanırken artık adaleti daha fazla istiyor insanlar…

Ve bu sefer Erdoğan rüzgârı bu tip insanları bir yere taşıyamayacaktır…

Yeni nesil bir siyasete ihtiyacımız var…

Gecikmiş bir siyasete…

Hz. Ömer siyasetine ihtiyacımız var…

Her alanda ehliyetin, sadakatin, liyakatin, ihlasın aynı anda olacağı insanların yönetimine ihtiyaç var…

Oyumuz da, duamız da bu yönde olacaktır…