Bir darbe ki acımasız, insafsız ve gözü dönmüş hainlerce başlatılan fakat halkımızın inanılmaz karşı koyuşu, Emniyet güçlerimizin canı kanı pahasına karşılarına dikilişi ve bu cinnete katılmayan askerlerimizin yanında, kendi iç hesaplarını bir kenara atıp demokrasiyi sahiplenmek adına peş peşe açıklamalarda  bulunan muhalif parti temsilcileri ile sivil toplum örgütlerinin ayağa kalkışı sonucu bastırılan bu menfur darbe girişimine tepkiler bitmek şöyle dursun, kabına sığmayacak şekilde sürüp gidiyor…

Birbirlerinden aldığı cesaret ve yüreklilikle kendilerini tankların altına atanlara ve düşünmeyip ölümü kutlu yola çıkanlara şapka çıkarmamak mümkün mü!

Dün Orman Park’ta basın toplantısı ile “O günlerden bugünlere gelişin” özetini yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve yorulmak bilmez temposuyla AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç’ı görünce ve de dinleyince anlattıklarını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın altı çizilecek sözleri geliverdi aklıma…

“Sanıyorlar ki bizi korkutacaklar.

Onların bilmediği bir şey var; O da biz millet yolunda hizmete çıkarken, ölümü içimizde öldürmüş kişileriz.”

Evet böyle diyordu Başbakan Binali Yıldırım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu veciz ifadeyi daha da sağlamlaştırıcı bir şekilde “Kefen sırtımızda yollardayız” diyerek millete, vatana, bayrağa hizmet etmenin ne denli zorlu bir iş olduğunun altını çiziyordu, ölümü atıp bir kenara…

Dün Ormanpark buluşmasında yaptıkları açıklamalar sonrası gerek Zeki Toçoğlu’nun ve gerekse AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç’ın cevapları, işte bu büyük inanmışlığın izlerini taşıyordu...

“Darbeciler muvaffak olsaydı, ilk planda sizi, valiyi ve Emniyet Müdürünü öldüreceklerdi” diyen basın mensuplarına verilen cevaplar gerek Başbakan’ın ve gerekse de Cumhurbaşkanı’nın olaya yaklaşımındaki esatir-i iklimi andırıyordu...

Geceleri tepkileriyle aydınlatan vefakar ve fedakar halkımızın bunu bir parti mitingine çevirmesi tehlikesine karşı her iki ağızdan aynı hedefe varan cümleler döküldü…

“Bu büyük başarıda muhalefet partilerinin tavrı ve olaya yaklaşımları şapka çıkartılacak, özlenen bir tablo olmuştur...

Onlara meydanlar açıktır.

İl başkanları, sözcüleri, milletvekilleri davet beklemeden her akşam gerçekleşen demokrasi şöleninde yerlerini alıp milletimize hitap edebilirler...

Bu sadece AK Parti’ye değil, ülkenin bütününe, özgürlüğüne karşı yapılmak istenen şerefsizce, alçakça bir darbe provasıdır…

Demokrasi tarihimize indirilmek istenen en hunhar ayaklanıştır...

Şimdi, ‘Sen-ben davası gütmenin’ sırası değildir...

Ülkemiz ve halkımız bir bütün halinde dünyaya karşı farklı ve de örnek bir sahipleniş göstermiştir...

Bununla ne kadar övünsek azdır.”

Genel anlamda böyle ve de benzer ifadelerle yaşadıkları dehşet gecesinden izlenimler ortaya koyan Başkan Toçoğlu ve İl Başkanı Kılıç yerel medyaya yaptıkları olumlu yayınlar nedeniyle teşekkürü borç bildiklerinin de altını çizmeden edemedi…

Bundan sonra yapılacak olanları da sıraladı…

-Zulüm yok.

-Adalet üzere hareket edilecek.

-Halka ateş edenler kadar, onlara finans sağlayan muhiblerini de görmezden gelemeyiz.

-Acırsak, acınacak hale düşeriz prensibiyle hareket kaçınılmaz.

-Suçlu suçsuz ayırımında gereken titizlik gösterilecek.

-Hata yaparsak bizi uyarın, yanlıştan dönelim.

-Aceleci değil, temkinli, kararlı ve adil olacağız.

-İlimizde 13 yaralımız var onlara Allah’tan şifa diliyoruz.

-Kent Meydanı artık Demokrasi Meydanı adını almıştır.

-Bu lanet kalkışmanın izleri silininceye ve Cumhurbaşkanımız’dan talimat gelinceye kadar demokrasi nöbetimiz devam edecektir...

Bu büyük imtihandan başarıyla çıkan tüm vatandaşlarımızın ve bizlerin ilerde anlatılacak anıları olacaktır.

Ben şahsen idamdan yanayım ama yasalar buna ne der bekleyip göreceğiz.”