Geçtiğimiz Pazar gecesinden başlayıp Pazartesi gününe sarkan susuzluk nedeniyle tedbirsiz yakalanan şehir halkının çilesi çekilir gibi değildi…

Sebep bildik… Ne demiş şair Tarancı su için “Sen benim için aziz bir şeysin” aç durulur ancak susuz hayat asla düşünülemez…

Şehre su taşıyan isale hatlarındaki ana borunun patlaması böyle yağmurlu günlerde beklenen bir şey adeta…

Bu nedenle belediyeye ve SASKİ’ye verip veriştirenlerin ağzına sakız oldu kötümser ifadeler…

Eski asbest borular hala devrede olmalı ki sağanak yağışlarla kayan toprağın baskısı nedeniyle böyle yağışlı havalarda patlayan borular şehri susuz bırakıyor…

Aslında her dönemde yaşanılan bir arıza…

Nitekim üç gün süren yoğun yağış beklenen azizliği yaptı ve ana boru patlayıverdi…

“Böyle durumlarda SASKİ özel önlemler almalı!” görüşü hakim…

Peki bu nasıl olacak!

Buna da SASKİ’nin bu konudaki tecrübeli teknik ekibi cevap verecek ve de bir daha tekerrür etmemesi için gereken önlemi alacak.

İnsanların ağzı torba değil ki büzesin…

Konuşuyorlar, konuşacaklar da…

Ta ki bu tür arızalar giderilinceye kadar devam edecek arızadan kaynaklanan sitemler…

O da patlamaz borularla (çelik) döşenmiş hat devreye girinceye kadar bu böyle sürüp gidecek…

SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, “Boruları şehre ulaştıran çelik hattın tünel kısmında (400-500) metre bir yer kaldı. Borular döşenip tünel devreye sokulunca, yaşanılması neredeyse kader haline gelmiş boru patlamaları da sona erecek” derken, sesi susuzluk nedeniyle duyduğu üzüntüyü yansıtıyor gibiydi…

Bu konuda iki, bilemedin üç aylık bir zamana ihtiyaç olduğunu sözlerine ekleyen Keleş’e, kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Zambaklar” gitsin istedik, bu son kesinti olsun diyerek…

SAKARYASPOR VE TARAFTARLAR!

Türkiye liglerinde üç büyük kulüpler dahil çok az sayıda bir seyirci kitlesine oynarken maçlarını Üçüncü Lig’de zirveye koşan, bunu da kazandığı maçlarla ortaya koyan yeşil siyahlı Sakaryaspor’u önceki haftaların aksine inançlı, hırslı ve düzelmiş buldum…

Özellikle ilk yarıdaki başarılı futbolu ile rakibini kendi sahasından çıkartmayan yeşil-siyahlıların ilk yarıyı tek farkla kapatması doğrusu talihsizlikti…

Sakaryaspor’da takım tertibinde de isabet sağlanmış.

Dokuz numaralı Ünal Noyan biraz daha hareketli ve devamlılığı olsa, Sakaryaspor’un gol sorunu çözülür.

Ercüment Hoca onun yanına ikinci pivot santrfor olarak Gökhan Yazıcı’yı düşünmesi sanırım soruna çare olur.

Sakaryaspor’un bir de kaleci sıkıntısı var…

Çok güvendiğimiz bir kaleci olarak Cüneyt yediği gollerde hatalı ve korner toplarında yetersiz…

Buna tek kaleci olmasının getirdiği rahatlık yol açıyor gibi…

Sakaryaspor, bir kaleci ve bir de güçlü ve ne yaptığını bilen orta saha oyuncusu alsa ara transferde, bileğini kimse bükemez açık ara şampiyon olur…

Geri dörtlü gittikçe daha iyi olacağının sinyalini veriyor.

Orta sahada Özgür gibi iki doksan dakika oynayacak güçtü bir oyuncunun dağınıklığını ancak klas bir orta saha oyuncusu örtebilir.

Ercüment Hoca sezon başında “bu ligi biliyorum ve ona göre bir takım kuruyorum” derken haklı olduğunu gösterir sonuçlarla yola devam ediyor.

İleride kazaya uğramamak için gereken tedbirleri de alacağını sanıyoruz.

Takım kazandıkça, seyirci sayısı da artıyor.

Çark Caddesi randevusu erkenden gündeme getirilmeye başladı.  

Taraftarın güvenini boşa çıkarmamak için Ercüment Hoca ve talebelerine düşen sorumluluk daha da arttı.

Futbolda her şey arz talep dengesine göre değişiyor.

Maçlar kazanıldıkça, sporseverler tümüyle bu coşkuya katılacak.

Stadı dolduran, bu yönüyle Türkiye liglerine mesaj gönderen taraftarlar ancak böyle güzel sonuçlarla mutlu olur.  Çünkü özlemleri büyük…Hasret duyuluyor üst üste galibiyetlere…

Onlar Sakaryaspor’a yakışır taraftar olduğunu gösterir centilmenlikle takımlarını teşvik edince, iş daha da kolaylaşır, hedefe varmada itici güç olurlar.

Sakaryaspor her geçen gün güven veren, güven duyulan bir takım haline geliyor.

Dileğimiz şımarmadan yoluna devam etmesinden yanadır…

Onlara bu defa “Orkide” gidiyor Bizim Bahçe’den başarıları sürüp gitsin diyerek…