Basındaki arkadaşların bir kısmı hatırlayacaklardır. AB Projemizin geçmesi sonrasında Sakarya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyelerimiz ile birlikte projemizin tanıtımını amaçlayan bir öğlen yemeği yemiştik. Orada Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma için Türkiye’ye 2009-2013 yılları için 2.5 Milyar Euro tutarında bir hibe programı açtığını, Tarım Bakanlığı tarafından 42 ilin bu kapsamda belirlendiğini fakat Sakarya’nın maalesef bu 42 il içerisinde yer almadığını belirtmiştim.
Sadece bu hususta canımı acıtan bir anımı hatırlatayım Denizli ilinin hibe programı kapsamına alındığı gün kalbimin temizliğinden midir bilemem? Bende Denizli Ticaret Borsası Genel Sekreteri Ali Bey ile birlikte toplantıdayım kendisine gelen telefonla Denizli’nin 42 il arasında yer aldığını onunla birlikte öğrenmiş olmamın yanı sıra bu konuda ilin nasıl bir birliktelik içinde olduğunu da detaylı bir şekilde öğrenme şansını yakaladım. Üstelik şu çok önemli bir detaydır Denizli’nin kabul görmesine imkân tanıyan kriterler Sakarya ile çok yakın benzerlik göstermektedir.
Bu treni günahı ve sevabıyla kaçırdık. Peki bundan sonrası için ne yapmak lazım? Biraz bundan bahsetmek gerekiyor. Aslında bu konuda da gerekli araştırmayı yaptım. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Kütahya İl Koordinatörü değerli dostum İhsan Kaymak ile yaptığım görüşmede 2014 – 2020 yılları arasında daha geniş kapsamlı bir program açılacağını ve tahminen 1.2 milyar Euro tutarında bir rakamın yapılan projeler neticesinde hibe olarak verileceğini öğrendim. Şu an belirsiz olan konu, kaç ilin bu kapsama alınacağı yönünde.
Daha 2014’e çok var demeyin çünkü bu yıl itibariyle proje başlıkları ve kapsama alınacak iller yavaş yavaş belirlenmeye başlar. Dolayısıyla şimdiden Bakanlık nezdinde gerekli girişimlerin yapılması gerekiyor.
Sakarya, 2014-2020 yılları arasında verilecek hibe programından faydalanacak iller arasında yerini alırsa Valilik liderliğinde il içerisinde proje konusunda uzman kişilerin yer aldığı bir ekibin kurulması ile birlikte köylerimizdeki, ilçelerimizdeki kırsal kalkınmaya yönelik projeler oluşturularak modern tarımsal yöntemleri çok daha kolay bir şekilde ilimize getirebiliriz.
Bu konuda bilinçsiz olduğumuz bir gerçek hatta ben Milletvekillerimiz inde bu konu ile ilgili yeteri kadar bilgi sahibi olduklarını zannetmiyorum. Bakın bunu parti ayırımı gözetmeden söylüyorum bu tüm vekillerimiz için geçerli.
Ben yaşadığım bir anıyı sizlerle paylaşmak isterim. AK Parti Milletvekillerimiz ile birlikte Yeni Anayasa oluşturulması hususunun halk oylamasına sunulması öncesi borsada toplantı halindeyiz. Kendilerine bu mevzudan bahsettim. 42 il 2.5 milyar Euro’dan yararlanacakken Sakarya’nın listede olan bazı illerle aynı kıstasları yerine getirmesine rağmen bu iller arasında yer alamadığını detaylı şekilde anlattım. Aldığım yanıt şu oldu: “Partimiz iktidarında destekleme sayısı arttırıldı.” Doğru son 10 yılda destekleme kalemleri 4’ten 17’ye yükseldi. Bunu zaten kabul ediyoruz ama cevap bu değil ki. Desteklemeler Sakarya’ya özel bir uygulamada değil üstelik , tarım ve hayvancılıkla uğraşan herkes için geçerli. Ben ilimin kazancından bahsediyorum desteklemelerin yanında bu hibelerden de faydalansak fena mı olur?
İlk IPARD programına Sakarya’nın kazandırılması konusunda parti gözetmeksizin tüm vekiller maalesef sınıfta kalmıştır. Ben kendilerinden Partiler arası ve kendi partilerinin içindeki tartışmalardan uzak durarak eğer Ankara’da olmalarının temel amacı Sakarya’ya hizmet ise ki zaten bakış açısı bu olmalı. Sakarya ilinin tarım sektörünün gelişimi adına şu iki konuda ortak çalışma bekliyorum.
1- IPARD-2 Programına Sakarya’nın dahil edilmesi. Bu kapsamda yaklaşık 200.000 Euro ile 350.000 Euro arasında bir tutar olacağı tahmin edilen bu hibe programına kırsal kalkınma için proje yazılmasına olanak sağlanacaktır.
2- Tarım arazilerin bölünmüşlüğü sorununun çözümü konusu elzemdir. Çünkü geçen yazımda da belirttiğim gibi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın Mehdi EKER’in de açıkladığı gibi arazi bölünmüşlüğünün ülke tarım sektörüne zararı yaklaşık 8 milyar TL’dir. Bu konuda en fazla zarar gören illerden bir tanesi de maalesef Sakarya’dır.
Değerli Necdet Başoğlu “Su akar Sakarya bakar” diye güzel bir yazı kaleme almış. Bu önemli konuya bende köşemde yer vermek istedim.
Umarım su akarken Sakarya’da bakmaz…
Haftaya görüşmek dileğiyle…