Avrupa’ya ilk çıkışım, 1950’li yılların başına rastlar…
Almanya, İsveç, Fransa, Macaristan ve nihayet Çekoslovakya’nın şehirlerinde ilk dikkatimi çeken “temizliğe gösterdikleri özen” olmuştu…
O gün bugündür özellikle ortak yaşam alanlarımız olan şehirlerin sokak, cadde, meydan, park ve bahçelerinin temizliği için uyarı mahiyetinde yazılarım olmuştur…
Özellikle son yıllarda artan çevre kirliliğinden şikayet ve bundan çıkış adına yazılı, sözlü ve sosyal medya üzerinden benzer sitemler yanında, çarpıcı haber ve uyarılara rastlanır oldu…
Bunlar arasında toplumu derinden etkileyen ve kalıcı izlenimler uyandıran faaliyetlerin başında, ilin valisinden muhtarına, büyükşehir belediye başkanından ilçe belediye başkanlarına, sivil toplum örgütlerinden derneklere uzanan önemli gelişmeler yaşanıyor ülkemizde şu sıralarda…
İşte bu doğrultuda gerçekleşen toplumsal bilince Ege ve Akdeniz bölgelerinde olduğu kadar olmasa da ilimizde de katılım giderek yükseliyor…
İnsan kendi ülkesinde böyle temiz şehirlere rastlayınca, atılan taşın ürkütülen kurbağaları kaçırttığını görmesi ile mutlu oluyor…
Tam olmasa da böyle bir uyanışın olması ülke yarınları adına insanı sevindiriyor…
Sadece bu alanda değil; dağları, ormanları, flamingoların dönüp geldiği gölleri ve nehirlerinin temizlenmesi adına başlatılan ve de toplumun benimsediği bir davranış, sanırım özlemi duyulan Batılı ülke şehirleri gibi tertemiz bir ilkime götürecektir bizleri…
Yeter ki başlatılan ve ufak adımlarla çıkılan yolun sonunu düşünen insanlarımızın sayısı artsın…
Bütün bunları dile getirmeme sebep, gazetemizin dün ön yüzünde yer alan bir haberden etkilenmem oldu…
“Farkındalık için çöp topladılar” başlığı taşıyan haberde SEDAŞ Grubu, Dünya Temizlik Günü nedeniyle 60 kişiden oluşan bir ekip halinde her zaman ve zeminde temiz kalması istenilen, “şehrin aynası” kabul edilen Demokrasi ve Gar meydanları başta olmak üzere Atatürk Bulvarı, Şemsiyeli Park ile Orhan Cami meydanında torbalarla çöp toplayarak, buraları kirleten zihniyete unutamayacakları müthiş bir ders vermiş olmalı…
Sadece çöp toplamakla temiz bir çevre edinmek zor…
Buna tükürmek gibi son derece ilkel davranışa karşı verilecek mücadeleyi de eklemek gerekir…
Şehrin gönüllü tellalı, tanınmış müzisyen Sefer Beyenal, bu kez kamyon üstüne çıkıp eline alsa mikrofonu, düşse cadde ve sokaklara, dese ki “Ey bu şehrin ekmeğini yiyip suyunu içen, havasını soluyup her nimetinden istifade eden halkımız! Sokaklar, meydanlar, parklar, bahçeler, bütünüyle bu şehir bizim!
Kirletmeyip temiz tutalım ve başlatılan temizlik anlayışına sahip çıkalım.”
İnanın yaptığı işlerin üstünde bir iş yapmış ve yararlı olmuş kişi olarak, aşık olduğu şehrin daha yaşanılır ve daha bayındır ve de temiz olması adına çok daha büyük fayda sağlamış olur…
Bilmem ne derece ilgisini çeker bu önemli talep Beyenal’ın…