Bastırılan vahşi darbe girişiminden sonra, ülkeyi esirleştirme projesinde hezimete uğrayan darbeci zihniyetin pes edeceği yok deyip, halkı yeni yeni senaryolara karşı uyanık olmaya çağıranların haklılığı, çok geçmeden çıktı ortaya…

Bu senaryolar arasında; “Sokakta, toplu taşıma araçları ve benzeri yerlerde açık giyinen kadınlara saldırılar var önce… Sonra da cezaevlerinde isyanlar çıkarılacak, etnik çatışmalar gündeme getirilecek…”

Amaç toplumsal huzurun bozulmasını sağlamak...

Birinci şık çok geçmeden devreye sokulmuş olmalı ki, bir densiz ‘Ben bir projeyim’ dercesine, toplu taşıma aracında şort giyen bir kadına saldırdı…

Müthiş tepki çekeceğini bile bile ve halkın arasında böyle fütursuz bir tavır sergileyen insan için ne düşünülebilir!

Şimdi bunun üzerinden ticarete soyunan malum zihniyet sahipleri hem dine, hem diyanete ve de pek tabii ki hükümete bindirip duruyor, “fırsat bu fırsat” diyerek...

Beşiktaş-Galatasaray maçını izlemek üzere geçen hafta sonunda gittiğim İstanbul’da, Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçerken bindiğimiz motorda birkaç kadın şortla adeta şov yaparcasına, onca kalabalığın içinde pervasızca oturuyordu…

O kadını tekmeleyen ve bir nevi ajanlık görevi yaptığına inandığım saldırgan ile şu kritik süreçte maça giden yüzlerce gencin arasında şortla oturan hanımların yaptığı arasında ne fark var!

Neyse ki kimse dönüp bakmadı ve herhangi bir yanlışlık da olmadı…

Öyle ses getirecek bir kalabalığın içine oturup belki de kendilerine saldıracak birilerini bekleyen şortlu bayanlar, aradıklarını bulamamanın sessizliğiyle uzayıp giderken bir başka yöne, maçın heyecanına kapılıp sevdiği renklerin peşine düşen sporseverlerin yolu ve yönü ise Beşiktaş’ın stadı Vodafone Arena’ya dönüktü…

İşte böyle ve de benzeri sıkıntılı bir sürecin başlayacağı konusu oturdu şu sıralarda ülkenin gündemine…

Anlaşılan, en başından ve kolayından başladılar işe…

Bu önemli konuya dikkati çekmek bizim için kaçınılmaz oldu…

Oyuna gelmemek lazım…