Dün televizyon seyrederken bir kanalda sokak konuşmacılarından biri gelene gidene aynı soruyu sordu; “Parlamenter sistem ne demek?” diye.

Herkesin bir cevabı vardı. Çoğu “seçtiklerimizle kendimizi idare etmemiz” diye tanımladı. Benim gibi yaşı ilerlemiş bir arkadaşımız ise bana göre en doğru cevabı verdi; “Bilmiyorum.”

Ben de bilmiyordum. Bakalım isterseniz ne demekmiş parlamenter sistem…

Sözlüklerde şöyle ifade ediliyor.

Parlamenter sistem ya da parlamenterizm yürütme organının yasama organının denetiminde olduğu demokratik bir yönetim sistemidir. Yani demokrasiye uygun yönetim sistemi. Şöyle olabilir mi? Yasama eğer milletin temsilcilerinin elinde ise mesele yok. Yasama yetkisi uygulama alanında kurum ve kuruluşlarla paylaşılmış ve birilerinin elinde başıboş ve keyfi ise bütün denetim ve yürütme yasamanın elindedir.

Yasama ne derse o olur. Küçük bir gurubun topluma baskı uygulaması ve tahakkümü denilebilir mi? Olamaz diyorsanız mesela 15 Temmuz ve Ergenekon hadisesinde görüldüğü gibi olabilir mi?

Toplumun sistem içinde idarecilere güven duyması şarttır. Denebilir mi? Buna evet derim. Hangi sistemde idare edilirseniz edilin bir yerde ferde bağlı kalıyorsunuz. Onun satılmış, hain veya hırsız olup olmadığını anlamanız için ölçünün ne olması gerekir? Denetimin nasıl, kimler tarafından yapılması daha sağlıklıdır?

Birilerinin akademik olarak bunu araştırması ve bizlere anlatması lazım... Doğuşu sizin lisanınızdan olmayan kelimeleri anlatmak ve anlamak çok zor... Olayı daha karmaşık hale getirmek çok kolay.

Bu kere demokrasi ve demokratik kelimelerinin arkasına takılar takılmaya başlanıyor. Demokratik sosyalizm, İslami demokratiklik, Demokratik merkeziyetçilik. Özgürlükçü demokratik. Laik demokratik vesaire gibi…

Hangisi ideal sistem?

Denetim biçiminin çok önemli olması gerekmekte ve tedbirin esas buraya alınması lazımdır. Bu takılar sürebilecek bir münakaşanın başlangıcıdır ki öyle olmuştur. Yunanistan’da çıkan bu kelimeler anlatılması, anlaşılması, uygulanması birçok insanın ölümüne sebep olmuştur. Yunanlı Sokrates’in savunması, Sokrates'in bir grup Atinalı tarafından “şehrin tanrılarına” inanmayışı ve gençlerin ahlakını bozması gerekçesiyle suçlanışını, Atina demokrasisi tarafından yargılanışını ve cezalandırılmasını, yani öldürülmesini anlatır.

Okumanızı tavsiye ederim. Biz de Adnan Menderes, Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis bu asrın Sokratesleri değil mi?

Suçları ne idi? Birilerinin istediği gibi düşünmeyişleri! Başka bir şey değil.

“Demokrasi dünyadaki tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir tür yönetim biçimidir.” deniyor. Bunun için de parlamenter hükümet sistemi oluşturulmuş. Ne istiyoruz? Vatandaşın devlet politikasını belirlemede “eşit hakkı” olsun istiyoruz.

“Parlamenter hükümet sistemi yasama ve yürütme kuvvetlerinin yumuşak bir şekilde birbirinden ayrılması sonucu oluşan hükümet sistemidir” deniyor ve yine deniyor ki “Kuvvetlerin işbirliği esastır. İşbirliği olmadığı takdirde kaosun başlangıcıdır.”

Ki biz bunu çok yaşadık. Ne hikmet ve hangi düşünce eseri ise bu işbirliğini bir türlü göremedik. Biri diğerinin her yaptığına karşı... Karşıyım, karşı karşıya da karşıyım mantığı. Bir de çoğunluğun temsilinde sıkıntı var.

Parti liderlerinin seçtiklerini seçiyoruz. Neden? Ön seçim sistemine kimse razı değil. Parlementer sistem, hani halkın kendi kendini idare etmesi idi.

Suallerin içinden çıkabilecek başka suallerle bize dayatılan sistemi dayatmak isteyenlerin bile inanmadıkları bir olay. Küçük bir kanunla bu kurulabilir.

Milletin vekilleri hangi siyasi kuruluşta olursa olsun, kesin olarak ön seçimle seçilecektir. Parti genel başkanlarının seçtiklerini seçmek mecburiyetinde miyiz? Sorarsanız bunun en koyu savunucuları bile bu sisteme rıza göstermiyorlar. Yani samimi değiller gibi geliyor bana. Bir de yarın seçim olduğu takdirde muhakkak oy pusulasına “hiçbiri” bölümünün konulması gerekmektedir. Bana göre “hiçbirini” seçmek de bir seçimdir.

PARLEMENTER SİSTEMİN İŞLEYİŞİ

Parlamenter sistemde devlet başkanı genellikle hükûmet başkanından başka bir kişidir. Buna karşılık, başkanlık sisteminde devlet başkanı çoğunlukla hükûmet başkanıyla aynı kişidir ve yürütme organı meşruiyetini yasama organından almaz.

Parlamenter sistemle yönetilen bir ülke meşrutî monarşi ya da parlamenter cumhuriyet olabilir. Meşrutî monarşide yetkileri sembolik olan bir hükümdar (kral, imparator, padişah) bulunur, Birleşik Krallık, İsveç, Japonya ve Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde Osmanlı İmparatorluğu bunun örnekleridir.

Parlamenter cumhuriyetlerde ise çoğunlukla seçimle işbaşına gelen, yetkileri yine çoğunlukla sembolik olan bir devlet başkanı (cumhurbaşkanı) bulunur, Almanya, İtalya ve Hindistan bunun örnekleridir.

Bu sistemde yürütme iki başlıdır, duastic bir yapı vardır. Bir tarafta bakanlar kurulu (hükümet) diğer tarafta devlet başkanı bulunur fakat devlet başkanı “sorumsuzdur” diğer taraftan hükümet yasamaya karşı sorumludur.

Hükümet parlamento içerisinden çıkar ve güven oylamasına bağlıdır, güven oylamasıyla kurulur ya da güvensizlik oynaması sonucu düşürülebilir.

Ayrıca hükümet de parlamentoyu feshedebilir, buradan anlaşılması gereken yasama ve yürütme birbirilerinin hukuken varlıklarına son verebilir, parlamenter sistemde bir kişi hem yürütmede hem de yasamada görev alabilir.

Örneğin bakanların ve başbakanın bizatihi yasama faaliyetlerine katılmasıdır. Milletvekilli olmayan atama yoluyla bakan olan kişilerin oy hakkı yoktur. Kısacası hükümet yasama faaliyetlerine iştirak edebilir. Parlamenter sistemin uygulandığı başlıca ülkeler: İngiltere, Almanya, İtalya, Türkiye’dir

Şunu da unutmamak gerekir; Türkiye’de uzun yıllardan beri istikrarsız ve zayıf hükümetlerle idare edilmiştir. Şöyle bir bakınca 90 yıllık Cumhuriyet tarihimizde 60’dan fazla hükümet kurulmuştur. (1970-1980 yılları arasında 13 hükümet kurulmuştur)

Ha keza Fransa’da 5. Cumhuriyet dönemi öncesi 75 yıllık süreçte 100’den fazla hükümetle ayni sıkıntıyı yaşamıştır.

Bu sistemin muhtevasından kaynaklanan bazı sebeplerden ötürü istikrarlı ve kuvvetli hükümetin oluşmasına engel teşkil edecek özelliklere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Demek ki muhtevadan kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi ve istikrarlı bir hükümet kurulması için alınması gerekli tedbirlerin ne olduğu da tespit edilmelidir. 

Kaynak -http://www.iktisadi.org/parlamenter-sisteminin-genel-tanimi-ve-olusum-bicimi.html

Kaynak Özgür İşçimen- Gül özay Süne