Büyükşehir Belediyesi cadde ve sokaklara yapılan parkları, paralı hale getiren uygulamalarına bir yenilik getirerek parkmetreler ilave etti...
İhaleyi alan firma çalışmalarını tamamladı, parkmetrelerin devreye girmesine ise farklı tepkiler var...
Belediye'nin yetkili ağzından ilginç bir açıklama aldık, cevap olarak...
Sokak aralarındaki parkmetrelerle gelişigüzel bir şekilde yapılan ve önlenilmesi hayli zor parkların da önüne geçilecekmiş...
Ev ve, işyerlerinin önüne park etmiş araçlardan şikayet eden o kadar çok kişi var ki, ne yapılsa önlenemiyor...
Sokak aralarına konulan parkmetreler, bir anlamda buralara park edilmesini de önleyecek caydırıcılık görevi yapacak...
Paralı olduğu için daha müsait parasız yerler seçilerek sokaklar rahat hale gelecektir şeklindeki açıklama ne derece doğru?
Tartışılır!
Bu da bir görüş...
Uygulamanın sonucunu zaman tayin edecektir sanırız, hem de kısa sürede...
O halde bağırıp çağırmadan hele bir yol bekleyelim derim...
Görelim Mevla neyler!
Parkmetrelerin şehrimize hayırlı olması adına bir demet "fesleğen" gönderelim istedik Büyükşehir yetkililerine, başlarının ağrımaması dileğiyle...
ÇARK CADDESİ VE
SABAHIN SEHERİ...
Hep kirli görmeye alışmışız Çark Caddesi'ni...
Her bir köşesine atılmış sigara izmaritleri, kuruyemiş kabukları, kağıtlar, poşetler, pet şişeler ve alınması için biriktirilen çöp dağlarını bu güzel caddeye hiç yakıştıramazdım...
Niye bu caddeye ilgi gösterilmez diye de yetkilileri suçlardım, gıyaplarında...
Meğer kazın ayağı öyle değilmiş...
Sabahın ilk saatlerinde caddenin tertemiz ve pırıl pırıl halini görünce anladım, kirletirilişin altında yatan gerçeği...
O saatte; hani derler ya "bal dök de yala", işte öyle bir şey caddenin hali...
Peki bu kadar temiz bir cadde kısa sürede nasıl kirletilir fütursuzca?
Sabahleyin böyle tertemiz buldukları caddeyi koruma ve kollamada belediyeler ellerinden geleni yapıyor da, esnafımız ya da halkımız niye aynı hassasiyeti göstermiyor?
Ortak kullanım alanlarımızı sahiplenme duygusu gelişmediği sürece tertemiz teslim edilen cadde, sokak, park ve bahçelerin hoyratça ve hayasızca kirletilmesinin önüne geçemeyeceğiz, anlaşılan...
Bu konuda CADDER'in üzerine önemli görev ve sorumluluklar düşeceğe benziyor...
"Cadde evimiz gibidir, temiz tutalım, kirletmeyelim" diyerek başlatılacak bir temizlik kampanyası ile esnafların tümünün ilgisini çekecek renkli bir ortam oluşturulabilir...
Diğer caddelere de örnek olacak böyle bir girişim Çark Caddesi'nin prestijini daha da sağlamlaştıracaktır...
Bu uyarı ve öneri doğrultusunda harekete geçecek CADDER ve Çark Caddesi esnaflarına Bizim Bahçe'den "beyaz güller" göndermeye hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz...
YUSUF ÇINAL'IN KİTABI!
YENİ SAKARYA orijinli gazeteci yazar Yusuf Çınal medyaya dahil olmadan önce Akyazı Lisesi'nde edebiyat öğretmeniydi...
Gazetecilik daha çekici, daha cazip gelince meslek değiştirdi ve son derece çalışkan, üretken bir gazeteci olarak dikkat çekmeye başladı...
İlimizdeki hizmet döneminden sonra, yolu gurbete düştü, Belçika'ya gitti...
Gidiş, o gidiş, Brüksel'i mesken tuttu...
Yazarlık ve gazeteciliğe bu ülkede devam etti...
Kısa sürede orada da kendine saygın bir yer edinmesini bildi...
Şu sırada yıllar sonra da olsa YENİ SAKARYA okurları ile buluştu...
Her yaz dönemi ilimize gelerek dostları ile sohbet edip, özlem gidermeye özen gösteriyor...
Gurbet yılları ona farklı bir kimlik katmış...
"Brüksel Gerçekleri" adı altında "Terörün Arka Bahçesi" başlığını taşıyan Güneydoğu sorununa ışık tutacak son derece kapsamlı bir kitap kaleme almış...
Gazetemize de bıraktı...
Okunup yararlanılacak bir çarpıcı eser olmuş, Çınal'ın kitabı...
Köşesinde pazar günleri yaptığı yorumlardan da anlaşılacağı üzere Çınal, "Kendi gurbet elde gönlü sılada" olan bizim mesleğin ustalarından biri olarak yine okunan, ilgiyle izlenen bir tanıdık kalem olarak yıllardır ayrı kalmanın getirdiği unutulmuşluğu gidermey çalışıyor, başarıyla...
Yusuf Çınal'a ve çok satılacağına inandığımız kitabına şansının açık olması dileğiyle Bizim Bahçe'den "papatyalar" gönderelim istedik...
HASAN HOCA'NIN
FEDAKARLIĞI...
Minarelerin tepesinde yarım asra yaklaşan sürede bülbül misali şakımak kolay bir yaşam tarzı olamaz sanırım...
İşte geçtiğimiz günlerde emekli olan ve adına uğurlama programı gerçekleştirilen Sermüezzin Hasan Çolak Hoca, bu zor sınavı başarıyla noktalamayı bildi...
Ama emekliliğin keyfine henüz varabilmiş değil...
Yerine atama yapılamadığı için Alaattin Beşel ve Mustafa Aydın hocaların ricası üzerine Orhan Cami'deki fahri müezzinlik görevini yürütmektedir, şu mübarek Ramazan ayında...
Devletten iki ay izin alacağı olduğu halde, kullanmayıp emekli olan bu fedakar hocanın tavrı Cami cemaati tarafından takdirle karşılanmaktadır...
Dinlenmeye fırsat bulamadan görevini sürdüren ve tatil programını hep erteleyen Sermüezzin Hasan Hoca'ya bu nedenle bir demet "lale" gönderelim istedik Bizim Bahçe'den...
SERDİVAN MİNİBÜSLERİNDEN ŞİKAYET!
Adapazarı Belediyesi arkasındaki Serdivan dolmuş minibüslerinden her dört araçtan biri ADVAS - Tekelevler hattına gitmekte...
Ancak, bazı sürücüler buna riayet etmiyorlar...
Bunun yanında kahyanın uyarısını da umursamıyorlar...
Özellikle şu sıralarda işlerinden evlerine dönmek üzere durağa gelen hattın yolcuları bu durumdan sürekli şikayet eder hale geldiler...
Durak başkanları ise gitmeyen araç sürücülerinin kendilerine bildirilmesi halinde gerekli cezayı vereceklerini söylemekle yetiniyorlar...
Halkın talebini dikkate alıp kalıcı bir çözüm getirmek adına girişimde bulunacağına inandığımız Minibüsçüler Odası Başkanı Ali Bektaş'a bu konuda görev düştüğüne inanıyoruz...
Sanırız keyfiyet kısa sürede ele alınır ve düzeltilir de bu hatta gidecek yolcular da sıkıntıdan kurtulur...
Oda Başkanı Bektaş'a Bizim Bahçe'den bir demet "sümbül" gönderelim istedik, bakarsınız sorunun giderilmesine hız katar...
ENVER ORTAYLI'NIN TARZI!
Kimya mühendisi Enver Ortaylı'yı görenler ağabeysi ünlü tarihçi İlber Ortaylı'ya benzetirler genellikle...
Konuşması, uslubu ve yüzü birbirlerine çok benzer, ama özellikleri farklıdır, ayırır onları birbirlerinden...
Briç hastasıdır, mey'e düşkündür Enver Ortaylı...
Onu sevmeyen yoktur Briç Kulübü'nde...
Hoşsohbeti, arkadaşlığı, dostluğa verdiği önemi onu hep gündemde tutar...
İlber Ortaylı için ise fazla söze gerek yok...
Yıllar oldu görüşmeyeli Enver Ortaylı ile...
İlber Ortaylı'yı TV'lerde görünce, hep o gelir aklıma...
Başında ilginç fötrü ile kovboy filmlerindeki çiftlik kahyalarını andıran Enver Ortaylı'da saç sakala ak düşmüş, ama tarzı hiç değişmemiş...
Daima tebessüm eden çehresi ile sıcak ve samimi havasını sürdüren Enver Ortaylı'ya uzun süre de olsa görmeyeli bir demet "menekşe" gönderelim istedik Bizim Bahçe'den...
ÜNAL ERİNÇ'İN EMEKLİLİĞİ...
Şehrimizde görev yapmış daire müdürlerinin bazıları vardır ki, sadece hizmet verdikleri kurumlarda değil, şehrin bütününü kapsayacak bir tanınmışlık ve dostluk anlayışı içersinde emekli olup ayrılmalarına rağmen, unutulmazlar arasında yer alırlar...
Bu türe örnek olanlar arasında yer alır emekli PTT Müdürü Ünal Erinç...
Aslen Gaziantepli'dir, ancak emekliği sonrasında ilimizde kalıp farklı sosyal, kültürel ve ekonomik etkinliklerde bulundu...
Son olarak Müftülük yanındaki Basın Merkezi Restaurantı çalıştırmıştı...
Şimdi tam anlamıyla emekliye ayrılıp reklam duayeni Semih Saner'le birlikte Kandıra Kantur Tatil Köyü'nde emekliliğin ve huzurun zevkine varıyor...
Hayatı tekdüze değildi...
Dostları, dostlukları anlatmakla bitmez...
Etkileyici bir tavrı vardır...
Zaman geçip gitse de sevdiklerinin peşini bırakmaz...
Telefonla da olsa arar sorar kendine has sevimli esprilerinden birini patlatıverir...
Çocuklarını büyüttü, evlendirdi, Adapazarlı yaptı...
Şimdi zamanı kendisine ayırıyor bütünüyle...
Ünal Erinç'e sağlık, mutluluk dileğiyle ve Semih Saner eliyle bir demet "karanfil" gönderelim istedik Bizim Bahçe'den...