Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz hafta yazımı sizlere ulaştıramadım!. Öncelikle özür dilerim. Takdir edersiniz ki, günlük uğraşların arasında bazen kaybolup gidiyoruz!
Kaybolup gidiyoruz!
Dijital dünyanın tüm verilerine rağmen, bazen en sevdiklerimizden bile haber almakta sıkıntı çekiyoruz!
Beklenmedik bir anda gelen haberler ile irkiliyoruz. O zaman da iş işten geçmiş oluyor..
Hele de gurbette iseniz, o zaman sıkıntı daha da büyüyor!
Yaşadığınız ülkenin sorunları, kendi sorunlarınız, ait olduğunuz toplumun sorunları, milli aidiyet ile bağlı olduğunuz ülkenin sorunlarına kulak kabartıyorsanız, o zaman durumunun daha da kötü?
Vatandaş olarak bu açıdan çıkmazlarınız çok!
Hele bir de gazeteciyseniz, o zaman işiniz daha da zor!
Zira bir toplumun gözü, kulağı, sesi olmak durumundasınız!
Hala aklımdan çıkmaz?
Sakarya Gazetesi’ni hazırladığımız dönemde, sloganımız Sakarya için de, toplumun gözü, kulağı ve sesi olmak idi!
Demokrasilerde, toplumun gözü, kulağı ve sesi olmak görevi basına verilmiştir. O nedenle basın demokratik sistem içinde ‘ 4.Kuvvet’ olarak tanımlanır.
Ve o ülkelerde temel ilke, ‘ basın hürdür, sansür edilemez’dir!..
Bizim zamanımızda, yani bundan 30 yıl önce Sakarya’da; en temel konulardan birisi ‘ haber alma’ konusunda çekilen sıkıntıları teşkil ediyordu.
O yıllar, İstanbul’dan gelen gazetelere büyük rağbet vardı. Radyo baş tacı dinlenme aracı idi. İl’de çıkarılan gazetelerin yazdıklarını görmek ve anlamak için akşam saatleri beklenirdi.
Akşam Haberleri, Yeni Sakarya o yıllar en çok rağbet edilen gazeteler arasındaydı..
Trajları sınırlı olan ve tipo baskı yapan, hurufat ile dizilip hazırlanan bu gazeteler döneminde, insanlar, toplum çok duyarlıydı..
İl’e bereket katan Türkiye Zirai Donatım Kurumu, Adapazarı Şeker Fabrikası ile Adapazarı Vagon Sanayi Fabrikası ile diğer irili ufaklı küçük atölyeler de çalışanların duyarlılığı gerçekten başkaydı..
Yani o yıllar kabağın tadı bile başkaydı!
Yani, kabağın tadı!
Türküler, şarkılar farklı lezzetlerde söylenirdi.
Adapazarı Şemsiyeli parkta oturanların, Direkli Çarşı’da demlenenlerin, Adapazarı’na alış-veriş için gelenlerin ağız tatları gerçekten başkaydı..
Allah’a şükür, İl’in nüfusu arttı, büyükşehir adında belediyelerimiz ve yeni ilçelerimiz oldu. Köylerimiz gitti, mahallelerimiz geldi. Yol, Su, Elektrik(YSE) kurumumuz gitti, yeni kurumlarımız geldi!..
Basında yeni teknolojik gelişmeler ile gazete sayımız arttı. Bir elin parmakları kadar az olan gazetecilerimizin sayısına yenileri eklendi. Ama sıkı durun, eskilerin yerine dolduracak gazeteciler yetiştiremedik! İlkeli, ciddi, dürüst, sözüne güvenilen noktasında çok gerilerde kaldık. Bangır, bangır türkü, şarkı seslendiren radyolarımız oldu. Televizyonlar kurduk. Sınırı aşan yayınlara imza atamadık!
İl bazından bunları sizlerle paylaşırken, evrensel hayatta neler oluyordu ki?
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması, Türk cumhuriyetlerinin kurulması, ‘Arap Baharı’ denilen rüzgarın, Arap devletlerini yerle bir etmesi, terör örgütü PKK’nın kentlere yığınak yapması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni içerden kemirmeye başlaması, siyasette, partileşmenin, devletin yerine kendini koyması ve işin içinden çıkılmaz tartışmalar yumağının başlaması, başımızı döndürdü.
Olup biteni anlayan varsa, beri gelsin!
AB’ye girecek, sınırlar açılacak, serbest dolaşım hakkı elde edecektik?
Vallahi Suriye ve Irak bize girdi!
Bir Rus uçağı sınırlarımızı ihlal etti, düşürdük, bacasız sanayi dediğimiz turizmimiz can çekişir hale geldi!.
Nereye baksak, kabak tadı bir durum var!
Sevgili öğretmenim, Akyazılı Kenan Certel,70 yaş gününü kutladığını facebook sayfasından açıkladı. Hala Kenan Certel’i elinde mandolini, bir Cumhuriyet Bayramı resmi geçidinde, öğrencilerinin önünde geçerken hatırlarım..
Kenan Certel emekli oldu, bir basın mensubu olarak Akyazı’nın sosyal, kültürel, sportif ve ekonomik olgusunu hizmet ediyor..
Bu kuşaktan bir sevdiğim dost insan Suat Beyenal’dir. Başkaları da var elbet!
Sakarya Kent Şurası’nın 70’lik duayen üyeleri. Her ay toplanıp, ilin, ülkenin sorunlarına kafa yoranlar..
Şubat ayında, kadını, çevreyi ve Sakarya’yı konuştular..
Sakarya için, kadın ve çevreyi konuşmak ha!
Kendilerini buradan tebrik ediyorum, Sevgili Genel Yayın Yönetmenimiz Zeki Aydıntepe’nin izniyle, kendilerine buradan sepet, sepet karanfiller gönderiyorum..
İyi ki varsınız!
Çevreye, kadına, insanımıza sahip çıkmaya devam!..