Bir öğrenci velisi, Pazar günü yapılan ve SAÜ Kampüsü’nde gireceği YGS’ye çok değil, birkaç dakika geç kalıp içeri alınmayan çocuğunun gözyaşlarına bakıp haykırmış; “Görün bu rezaleti, bu büyük bir skandaldır!”

Aksini söylemek mümkün mü!

Gece gündüz deme, çalış çabala, hazırlan; yolların geçit vermeyişi, trafiğin kilitlenmesi,  dizlerin yorgunluğu ile birkaç dakika geç kal, bu nedenle de sınava alınma!

Nasıl olur da bunca gencin imtihan hakkı, böyle yüzeysel bir nedenle elinden alınır!

Buna akıl erdirmek mümkün değil!

Gerçekten bu durum, büyük ama çok büyük bir skandal…

Bunu kabul ediyoruz ancak yiğidi öldürsek de hakkını vermek zorundayız…

Zira üniversite günler öncesinden ve defaatle kampüsün tüm giriş yollarının kullanılması konusunda öğrenci ve velileri uyardı ve sorumluluğunu yerine getirdi…

Bununla da kalmadı, cep telefonlarına uyumlu linkler atıp, kolayca ve en kısa yoldan nasıl sınav yerine ulaşılabileceğini duyurdu, bilgilendirdi...

Sonunda ne uyarılar fayda etti, ne de sayıları bini aşkın öğrenci sınava vaktinde yetişebildi…

Peki şimdi ne olacak…

Yazık değil mi bunca emeğe, harcamaya ve zamana…

Ömürlerinden bir yıl gidiyor boşa...

Bu skandalın vebali kimin olacak!

Gel de empati kur ve çık işin içinden!

Bu durumda olup da acı çeken gençlerin ve onlara maddi manevi her desteği verip bu özel güne hazırlayan velilerin üzüntüsüne ortak olmaktan gayri ne gelir elden…

Şimdi kalkıp suçlu aramanın ne yararı var!

Bir yeni takvim verilir mi bilemem ama o çocuklar için insan üzülmeden edemiyor…

Bizim Bahçe’nin teselli çiçeği “Zambaklar” gitsin YGS’ye giremeyen öğrenci ve velilerine…