Bir işte muhalif olmak, atıp tutmak, tenkit etmek, suçlamak, karşı tarafa desteksiz ve de belgesiz saldırmak kolaydır…
Bekarın boşanma konusundaki hali gibi, kolay olanı tercih etmek, bizim ilimizde ve ülkemizde neredeyse alışkanlık haline geldi...
7 Haziran sonrası bakın partilerin ve de liderlerinin haline, ne demek istediğimizi anlarsınız kolayca…
Bu kaotik ortamda ve bir seçim sonrası istenileni elde edemeyen parti liderlerine karşı başlatılan “suçlama ya da istifa kampanyasında” liderlerin karşılaştıkları sorunlar işte böyle bir “kolaycılığın” gündeme getirilmesiyle, giderek daha ses getirici bir hal alacağa benziyor...
Gerek devlet adamları ve gerekse parti liderleri kolay yetişmiyor ülkemizde...
Yetişenleri de çeşitli ve ucuz suçlamalarla itibarsızlaştırılıp ya ipe gönderiyoruz ya da iktidardan ediyoruz…
(Menderes, Erbakan, Özal, Ecevit örneği…)
Ülkemizde aynı yol ve yöntemlerle, özellikle son birkaç yıl içerisinde ayaklanmalar oldu…
Ancak şartlar onların istediği, kolayca manipüle edilecek bir ortam oluşturmadığından, illegal güç gösterileri karşısında önce Yaradan’dan sonra halkından aldığı güce sığınıp dikilen bir lider karşısında, adeta bozguna uğradılar...
Devletini ve halkını seven parti liderleri ister iktidarda olsun ister muhalefette, oluşturulmak istenen ve çıkış kaynağı bilinen her ayaklanmaya karşı, alenen olmasa da üstü örtülü destek vererek ülkemizi tarihinin en büyük ve acımasız saldırılarına karşı korumasını bildiler, istisnalar haricinde…
O nedenle parti liderlerine her şeye rağmen saygı duymak gerektiğine inanıyorum...
Şu sıralarda en sıkıntılı parti MHP…
Genç ve dinamik bir tabana sahip, kanı kaynayan, milliyetçi duyguların ağır bastığı bir parti olan MHP’de liderlik yapmak, her babayiğidin harcı olamaz...
Devlet Bahçeli, yer yer hırçınlaşsa da ve zaman zaman “Hayır’da hayır” arasa da gösterdiği basireti, dik duruşu, güven duyulan ve şu ortamda alternatifi olmayan bir lider olarak ülke gündemindeki yerini koruyor...
MHP Sakarya İl Başkanı Avukat Levent Bülbül’ün sözleri de yukarda izah etmeye çalıştığım düşüncelerden kaynaklanıyor olmalı…
Yerine konulacak ve Bahçeli’yi aratmayacak vizyon sahibi bir lider arayışı, beyhude…
Daha önce MHP dışında diğer partilerde de böyle sıkıntılı süreçler yaşanmadı değil…
Gelenin gideni arattığı lider değişikliklerinin partilere getirisi olmadığı gibi, çok şey alıp götürdüğüne tanık olduk, yakın tarihimizde…
Partiler değişikliği, yetişmiş liderlerini harcamada değil, halkı ikna edecek plan ve projelerle aramalıdır…
Liderlik sıradan kişilerin değil; sorumluluk taşıyan, zikzak yapmayan, vizyon sahibi, sözüne güvenilir, özüne inanılır, halkını seven-sayan, dik duruşlu insanların işidir...
Devlet Bahçeli, MHP’de alternatifi olmayan, her şeye rağmen partisini ayakta tutan ve Meclis’te temsil edilecek çoğunluğu sağlayan, bugün az oy alsa da gelecekte 7 Haziran’da olduğu gibi çıkışı gerçekleştirecek, nev-i şahsına münhasır, ciddi bir liderdir, her şeye rağmen…
O nedenle MHP tabanının ondan kolayca vazgeçeceğini sanmak, kolay kabul edilebilir bir düşünce olamaz…
Bu duygu ve düşüncelerle ülke demokrasisinin kilometre taşları arasında önemli bir konuma sahip MHP’ye ülke adına yapacakları hizmetlerde başarı diliyorum…